YÖK Başkanı Teziç'ten siyasilere taş
Abone olYÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç ÖSS katsayısı üzerinden verilen demeçlerden yakındı. Teziç, çocuklarını yurtdışında okutan siyasetçilere de gönderme yaptı.
YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, ''siyasi çevrelerin
eğitimle ilgili değerlendirmelerinde üsluplarını değiştirmelerini''
isteyerek, ''Meydanlarda, üniversiteleri küçük düşürecek ifadelerle
değerlendirme yapmayalım. Hepimizin çocuklarının Avrupa'da,
Amerika'da okuma şansı yoktur'' dedi. Hacettepe Üniversitesi
Beytepe Kampusü'ndeki Rektörler Toplantısı'na verilen arada basın
toplantısı düzenleyen Teziç, Türk üniversitelerinin dünyadaki ilk
500 üniversite içinde yer almamasının, sık sık ''hakaretamiz
üslupla'' dile getirildiğini kaydetti. 2003 yılında, İstanbul ve
Hacettepe üniversitelerinin ilk 500 üniversite içinde yer aldığını
ifade eden Teziç, üniversitelerin dinamik alanlar olduğunu, çok
ufak değişikliklerin, örneğin yayın sayısındaki küçük bir
kımıldamanın bile bu sıralamada yer almayı etkilediğini anlattı.
Teziç, şöyle devam etti: ''2003 yılından bu yana Türk
üniversitelerinin içine sokulduğu kıskaç değerlendirilirse, niçin
ilk 500'ün içinde olamadığımızın cevabını bulmuş oluruz. Siyasi
çevrelere buradan hitap etmek istiyorum: Eğitim ile ilgili
değerlendirmelerdeki üslubumuzu değiştirelim. Meydanlarda,
üniversiteleri küçük düşürecek ifadelerle değerlendirme yapmayalım.
Hepimizin çocuklarının Avrupa'da, Amerika'daokuma şansı yoktur.
Türk evlatlarının üniversiteleri buradadır. O üniversiteler de laik
cumhuriyetin aydınlık temelleridir.'' Teziç, Türkiye'deki
üniversitelerin durumunu değerlendirmek, dünyadaki gelişmeleri göz
önünde bulundurarak çalışmalar yapmak üzere stratejik bir komisyon
oluşturduklarını anımsatarak, bu komisyonun çalışmalarını
''mükemmeliyetçi bir yaklaşımla'' yürüteceğini söyledi. Bu
çalışmadan çıkacak sonuçların üniversitelere empoze edilmeyeceğini
vurgulayan Teziç, bunun sadece düşündürücü ve yol gösterici
ilkelerden oluşacağını anlattı. -''DURAĞAN DEĞİLİZ''- Kendilerinin
bugün sadece sınava odaklandığını ifade eden Teziç, üniversitelerde
kontenjan sınırlı olduğu sürece üniversiteye giriş sınavının var
olacağını belirtti. Teziç, ''Sınav, kaçınılmaz bir husustur. Ama,
bu sınav da kuralına göre yapılacaktır. Bir defa sınavın
dürüstlüğünü koruyacağız, etkilerden arınmış bir sistemle, tıpkı
bugün olduğu gibi yapacağız'' diye konuştu. Teziç, sınavın
içeriğinin, üniversitelerden gelecek görüşler ve 2006 Ocak ayında
planladıkları uluslararası toplantıdan çıkacak değerlendirmeler
doğrultusunda belirleneceğini kaydederek, ''Böylece bize özgü,
Türkiye'nin kendi koşullarına özgü sınav sistemi modelini de
oluşturabiliriz. Durağan değiliz. Biz, hep kendi içimizde
durumumuzu değerlendiriyoruz'' dedi. Teziç, yapacakları çalışmayla
Türk devletinin bilim politikasının ne olacağı sorusuna kapı
aralayacaklarını belirterek, bunun, üniversitelerin ve YÖK'ün kendi
kendine bir meydan okuması olduğunu söyledi. -''ALANLAR
GENİŞLETİLMEYECEK''- Teziç, bir gazetecinin meslek lisesi
öğrencilerinin yükseköğretimde devam edecekleri alanların sayısının
artırılıp artırılmayacağını, bu konuda ÖSYM ve MEB Talim ve Terbiye
Kurulu Başkanlığı'nın ortak çalışıp çalışmayacağı sorusuna, şu
karşılığı verdi: ''Bizim böyle bir düşüncemiz yok. Meslek liseleri,
kendi yollarında devam etmeli. Bizim, Talim ve Terbiye Kurulu ile
yapabileceğimiz ortak çalışma, ancak şu olabilir: Meslek
liselerinin seviyesini yükseltmek ve meslek yüksek okullarına daha
iyi nasıl öğrenci alınabilir, bunun değerlendirmesini yaparak
içinde yaşadığımız sorunları aşmak... Meslek liselerini küçümser
ifadelerden de kaçınmalıyız. Çünkü orada okuyanlar, bu ülkenin
çocukları.'' -''GERÇEKLEŞMEYECEK BİR UMUT...''- Teziç, gelişmiş
ülkelerde meslek liselerinin orta öğretim içindeki oranının yüzde
60-70'lere çıktığını, ancak bu durumun Türkiye'de tam tersine
olduğunu anlattı. Gelişmişliğin ölçüsünün, meslek liselerinin
oranının yüksek olmasına bağlı olduğunu ifade eden Teziç,
siyasilerin de Türkiye'de gelişmiş ülkelerin tersine olan bu durum
konusunda ''makası daraltmak gerektiği'' yönünde açıklamalarda
bulunduklarını kaydetti. Teziç, şunları kaydetti: ''Siyasiler bunu
söylüyorlar ama sık sık katsayı konusunu ifade ederek, bu liselerde
okuyan çocuklara, gerçekleşmeyecek bir umut vermeye
çalışmaktadırlar. Bu çocukların huzurunu kaçırmayalım. Bir endüstri
meslek lisesi mezununun aldığı öğrenimin altyapısı, mühendislik
fakültesinde makine mühendisliği bölümünde okuyacak düzeyde
değildir. Bu olmadığı içindir ki, bunların kendi alanlarında devam
etmeleri en sağlıklı yoldur. Eğer biz, meslek lisesi
mezunlarınıözendirip, üniversitelere yönlendirmek istiyorsak,
burada bir sakatlık var demektir. Bu yanlışlığın meydanlarda
politik malzeme konusu yapılmamasını rica ediyorum.'' Teziç, Şubat
ayından bu yana üniversitelere eleman alınmadığını, kendilerine
verilen kadroların kullanılamadığını ifade ederek, hükümetin, bu
konuda yardımcı olması gerektiğini söyledi. -YENİ ÜNİVERSİTELER
AÇILMASI KONUSU- Teziç, geçen hafta İstanbul'da gerçekleştirilen ve
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in de katıldığı toplantıda yeni
üniversite açılması konusunun görüşüldüğünü belirtti. Bu konuda hem
YÖK'ün hem de hükümetin oluşturduğu kriterler bulunduğunu, bu
kriterler çerçevesinde üniversitelerin durumunun değerlendirilmesi
konusunda mutabık kalındığını ifade eden Teziç, ''Mutabık
kaldığımız konu budur. Yoksa, 15-20 üniversite açılsın diye bir
rakam telaffuz etmedik, resmi bir anlamda bu konuya girmedik''
dedi. Hükümetin, sıralamada değişiklik yapabileceğini kaydeden
Çelik, ''Bunun çerçevesi bizim ve hükümetin kriterlerimizdir.
Bunlar zaman zaman örtüşüyor, örtüşmeyenleri de var'' ifadesini
kullandı. Milli Eğitim Bakanı Çelik ile yeni tıp fakültesi açılması
konusunda görüşme yapılıp yapılmadığının sorulması üzerine Teziç,
konunun gündeme gelmediğini bildirdi.