Yoğun bakımı ne kadar biliyoruz?
Abone olYoğun bakım deyince akıllara hemen makinelerle dolu, soğuk, umutların tükendiği bir yer gelir. Yaşamla ölüm arasındaki o ince çizgi arasında gidip gelinen ortamdır.
Yaşamla ölüm arasındaki o ince çizgi arasında gidip gelinen ortam, yoğun bakım servisi. Monitörler, alarmlar sürekli açık çünkü burada geçirilen her an kritik, her an zor. Yoğun bakım deyince akıllara hemen makinelerle dolu, soğuk, umutların tükendiği bir yer gelir. Gerçekten de yoğun bakım ünitelerinde geçirilen saatler kolay değildir. Hem hastalar, hem yakınları hem de doktorlar ve hemşireler için… Yaşamak için teknolojik cihazların yanı sıra iyi bir yoğun bakım ünitesi ekibine ve yaşam gücüne sahip olmak gerekiyor. Acıbadem Sağlık Grubu Yoğun Bakım Üniteleri Sorumlusu Prof. Dr. Nahit Çakar ile yoğun bakım ve buradaki hastalar üzerine konuştuk. ‘Kritik hasta’ olarak da değerlendirilen yoğun bakım hastaları, akut olarak organ yetersizliği gelişmiş ya da organ yetersizliği gelişmesine aday olan hastalar olarak tanımlanıyor. 24 SAAT KONTROL ALTINDA Bu hastalar, 24 saat boyunca hemşire ve yoğun bakım doktoru tarafından takip altında tutulmalıdır. Takip sonucunda yoğun bakım ekibi elde ettikleri bilgiye göre tedaviyi de belirlerler. Yoğun bakım kritik hastaların izlendiği, izlenirken tedavisinin de yapıldığı bir alan. Yoğun bakım ünitelerinde, hastalığa bağlı olarak, yoğun bakım ekibine diğer branşlardan da hekimler katılarak hastanın tedavisine karar veriyorlar. Bu hastalarda genellikle organ yetersizliği görülüyor. Bu yetersizlikteki organları destekleyecek cihazlar yoğun bakımda bulunuyor. En çok görülen sorunlardan biri de solunum yetersizliği. Solunum yetersizliği olan hastalara yapay solunum yapılarak yoğun bakımda izleniyor. HANGİ HASTALAR YATIYOR? Birçok hastalık yoğun bakım tedavisini gerektirebiliyor. Örneğin ağır mide kanaması geçiren bir hasta birkaç günlüğüne de olsa yoğun bakıma alınabiliyor. Bununla birlikte kesinlikle yoğun bakım tedavisi gerektiren hasta grupları da mevcut. Bunlar; ağır solunum yetersizlikleri, zehirlenmeler, beyin kanamaları sonucu oluşan komalar, kalp ameliyatı gibi majör cerrahi geçiren hastalar, kaza sonrası birçok organda hasar oluşmuş hastalar, akut atak geçiren KOAH (kronik obstrüktif akciğer hastalığı) ve astım hastaları. Yoğun bakım hastalarının büyük bir kısmının hayati tehlikesi var. Bu açıdan her hastaya çok büyük bir özen gösterilmesi gerekiyor. KOAH hastaları en zor hasta grubu olarak nitelendiriliyor. Akciğerlerle ilgili sorundan kaynaklanan akut alevlenmeler yüzünden yoğun bakım tedavisinde zorluklar yaşanıyor. Bu hastalarda birçok farklı komplikasyon bir arada bulunabiliyor. Akciğerlerde yaşanan sorunun yanı sıra kardiyak bir takım yetersizlikler de ortaya çıkabiliyor. Bu durumda hastayı yapay solunumdan ayırmak her zaman kolay olmuyor. Bu açıdan hastayı yoğun bakımdan çıkarmak da zorlaşıyor. Sabretmek ve noninvaziv ventilasyon önemli bir tedavi başarısı getiriyor. YATIŞ SÜRESİ DEĞİŞİYOR Hastalıklara göre yatış süresi değişiyor. Yatış süresi genel olarak ameliyat sonrası hastalarda kısa bir süre olurken, ağır koma tablosundaki yoğun bakım ünitesinde yatan hastalar daha uzun süre kalabiliyor. Genel olarak yoğun bakımda yatış süreleri bir gün ile birkaç ay arasında değişiyor. Aylarca yatması gereken hastalar da olabiliyor. Ancak buna rağmen uyku ilacı almış bir hasta 48 saat gözlem altında tutuluyor. Solunum yetersizliğinde, bir olguda altta yatan faktör zatüree ise ve pnomoni tedaviye yanıt verirse, 4-7 günlük olan hasta, yoğun bakım ünitesinden çıkarılabiliyor. Burada en önemli kriter, böyle bir olguda diğer organlarda yetersizlik gelişip gelişmemesi. www.acibademhastanesi.com.tr