Yisrael Katz Nato’ya şikâyette bulundu

Tülin Türkoğlu tulindindar@hotmail.com

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın İsrail çıkışı ülke basınında yankılanmaya devam ederken, İsrail medyasında Türk Ordusunun dünya ya nam salmış gücü Tel Aviv’e korku saldı.

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın İsrail’in Gazze’deki katliamlarına yönelik son çıkışı Tel Aviv’i endişelendirirken, Türkiye’nin askeri gücüne, İsrail’le savaşan gruplara silah ve askeri destek sağlanabileceği vurgusuna dikkat çekildi.

Türkiye 7 Ekim’den bu yana Gazze’deki katliama sessiz kalmadı. Sayın Hakan Fidan Gazze halkı için dünyayı dört döndü. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, Gazze katliamın durması için yoğun diplomasi trafiği yürüttü, yürütmeye devam ediyor. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın İsrail’e yönelik açıklamaları Tel Aviv’i korkuttu. “Biz nasıl Karabağ’a girdiysek, nasıl Libya’ya girdiysek bunun benzerini aynen onlara da yaparız.” açıklaması İsrail basınında manşetten verildi.

Bunun üzerine

İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz ise Türkiye’yi NATO üzerinden hedef almaya çalıştı. Tüm NATO üyeleriyle acilen temasa geçilmesini istedi.

Türkiye’nin kınanması için çağrı yaptı. Türkiye’nin NATO’dan ihraç edilmesi gerektiğini söyleme cüretinde bulundu. Oysaki köpeklerin duası kabul olsaydı gökten kemik yağardı.

VENEZUELA’DAKİ YOKSULLUK ABD PLANLAMASI

Türkiye’de bir kısım kesim Erdoğan-Maduro ilişkisine tepkisel nedenlerle,

Bazı kesimler Atlantikçilikten,

Bazıları medya propagandasından etkilenerek,

Bazıları da Venezuela’daki ekonomiye bakarak Maduro karşıtlığı yapıyor.

Elbette Maduro yönetimini beğenmeyebilirsiniz, uygulamalarını olumsuz ya da yetersiz bulabilirsiniz ama Venezuela’daki yoksulluğun sorumluluğunu Maduro’ya yüklemek, insafsızlık olur, haksızlık olur. 

Venezuela’daki yolsuzluğun en belirgin nedenleri;

Ülkeyi ablukaya alan, petrolünün satışını zorlaştıran, petrol yüklü tankerlerine, altın rezervlerine el koyan ABD’dir. Öyle ki ekonomi iflas etsin ve Chavez programı çöksün diye ABD’nin yapmadığı kalmadı.

Neler mi?  

ABD, İran’ın Venezuela’ya sattığı kargo uçağına Arjantin havalimanında el koydu.

ABD, Venezuela petrol üretemesin ve hiçbir şirket Venezuela’da üretim yapamasın diye petrol rafinerisine sabotaj düzenlemeye kalktı.

ABD, petrol taşıyan Venezuela tankerlerine el koydu.

İngiltere, Venezuela’nın İngiltere Merkez Bankası’ndaki 1.8 milyar dolarlık altınına el koydu.

Ve tüm bu süreçte de

ABD, birkaç kez darbe girişiminde bulundu ama başaramadı.

ABD Darbeleri seven ve uygulayan bir ülke. ABD ve demokrasi standardı tam anlamıyla bir demokrasi değildir. ABD, antidemokratik seçimlere sahne olmuş ülkelerden biridir. Seçimlere bir elmanın iki yarısı durumundaki iki partinin giriyor olması demokrasi değildir. Gerektiğinde seçimi kazananın kaybettirildiği bir sistemleri var.

Al Gore’un kazandığı seçimin kazanını Bush’mus gibi yapılmıştı, itiraz bile edilememişti aldatıcı seçim sonuçlarına. 

O nedenle ABD’nin demokratik standartları yok, çıkarları var. Her ülkenin demokrasi sorunu o ülkenin kendi iç sorunudur. Venezuela başta olmak üzere, ABD saldırısı altındaki ülkelere Atlantik medyası etkisiyle seçim-demokrasi düzleminden bakmak, aldatıcı olur.