Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın İsrail çıkışı ülke basınında
yankılanmaya devam ederken, İsrail medyasında Türk Ordusunun dünya
ya nam salmış gücü Tel Aviv’e korku saldı.
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın İsrail’in Gazze’deki
katliamlarına yönelik son çıkışı Tel Aviv’i endişelendirirken,
Türkiye’nin askeri gücüne, İsrail’le savaşan gruplara silah ve
askeri destek sağlanabileceği vurgusuna dikkat çekildi.
Türkiye 7 Ekim’den bu yana Gazze’deki katliama sessiz kalmadı.
Sayın Hakan Fidan Gazze halkı için dünyayı dört döndü.
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, Gazze katliamın durması için yoğun
diplomasi trafiği yürüttü, yürütmeye devam ediyor. Cumhurbaşkanı
Sayın Erdoğan’ın İsrail’e yönelik açıklamaları Tel Aviv’i korkuttu.
“Biz nasıl Karabağ’a girdiysek, nasıl Libya’ya girdiysek
bunun benzerini aynen onlara da yaparız.” açıklaması
İsrail basınında manşetten verildi.
Bunun üzerine
İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz ise Türkiye’yi NATO
üzerinden hedef almaya çalıştı. Tüm NATO üyeleriyle acilen temasa
geçilmesini istedi.
Türkiye’nin kınanması için çağrı yaptı. Türkiye’nin NATO’dan
ihraç edilmesi gerektiğini söyleme cüretinde bulundu. Oysaki
köpeklerin duası kabul olsaydı gökten kemik yağardı.
VENEZUELA’DAKİ YOKSULLUK ABD PLANLAMASI
Türkiye’de bir kısım kesim
Erdoğan-Maduro ilişkisine tepkisel
nedenlerle,
Bazı kesimler Atlantikçilikten,
Bazıları medya propagandasından etkilenerek,
Bazıları da Venezuela’daki ekonomiye
bakarak Maduro karşıtlığı yapıyor.
Elbette Maduro yönetimini beğenmeyebilirsiniz, uygulamalarını
olumsuz ya da yetersiz bulabilirsiniz ama Venezuela’daki
yoksulluğun sorumluluğunu Maduro’ya yüklemek, insafsızlık olur,
haksızlık olur.
Venezuela’daki yolsuzluğun en belirgin nedenleri;
Ülkeyi ablukaya alan, petrolünün satışını zorlaştıran,
petrol yüklü tankerlerine, altın rezervlerine el koyan
ABD’dir. Öyle ki ekonomi iflas etsin ve Chavez
programı çöksün diye ABD’nin yapmadığı kalmadı.
Neler mi?
ABD, İran’ın Venezuela’ya sattığı kargo uçağına Arjantin
havalimanında el koydu.
ABD, Venezuela petrol üretemesin ve hiçbir şirket
Venezuela’da üretim yapamasın diye petrol
rafinerisine sabotaj düzenlemeye kalktı.
ABD, petrol taşıyan Venezuela tankerlerine el koydu.
İngiltere, Venezuela’nın İngiltere Merkez
Bankası’ndaki 1.8 milyar dolarlık altınına el
koydu.
Ve tüm bu süreçte de
ABD, birkaç kez darbe girişiminde bulundu ama
başaramadı.
ABD Darbeleri seven ve uygulayan bir ülke. ABD ve demokrasi
standardı tam anlamıyla bir demokrasi değildir. ABD, antidemokratik
seçimlere sahne olmuş ülkelerden biridir. Seçimlere bir elmanın iki
yarısı durumundaki iki partinin giriyor olması demokrasi değildir.
Gerektiğinde seçimi kazananın kaybettirildiği bir sistemleri
var.
Al Gore’un kazandığı seçimin kazanını Bush’mus
gibi yapılmıştı, itiraz bile edilememişti aldatıcı seçim
sonuçlarına.
O nedenle ABD’nin demokratik standartları yok, çıkarları
var. Her ülkenin demokrasi sorunu o ülkenin kendi iç
sorunudur. Venezuela başta olmak üzere, ABD saldırısı altındaki
ülkelere Atlantik medyası etkisiyle seçim-demokrasi düzleminden
bakmak, aldatıcı olur.