Yimpaş önlemi böyle gecikti
Abone olSPK, Yimpaş konusunda hükümeti uyarıları dikkate almamakla ağır bir dille suçladı.
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Doğan Cansızlar, Yimpaş'ın
da aralarında bulunduğu dini referanslarla para toplayan şirketlere
karşı kalıcı ve mağduriyetleri azaltıcı önlem alınmamasından
hükümeti sorumlu tuttu.
Cansızlar, "Aralık 2003'te Başbakanlık'a taslak gönderdik. 'Para
trafiğini, mağdurları saptayalım, bu şirketlerin yöneticileri tüm
mal varlıklarıyla sorumlu olsun, zaman aşımı 20 yıla çıksın' dedik.
Bir şey yapılmadı" dedi.
Cansızlar, SPK'nın, Yimpaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Dursun
Uyar ve holdingle ilgili 17 suç duyurusunda bulunduğunu söyledi. Bu
dosyalardan 6'sının Şartla Salıverme Yasası kapsamında düştüğünü,
bazılarının zaman aşımına uğradığını anlatan Cansızlar'ın
açıklamaları şöyle:
- BORSA KURMUŞLAR: Şirket defterlerindeki
kayıtlarda görünen ortak sayısı ve toplanan paralarla bize gelen
şikâyetler üzerine ortaya çıkan sayı ve rakamlar farklı. Çünkü
bunlar kendi aralarında borsa oluşturmuşlar. Siz alıyorsunuz hisse
senedi sandığınız kâğıdı, bir başkasına satıyorsunuz ya da şirkete
gidiyorsunuz, o kâğıdı başkasına satmanızı söylüyor. Ama kayıtlarda
bunlar gözükmediği için kim ne kadar para yatırmış tam olarak
bilemiyoruz.
- SAADET ZİNCİRİ: Biz son 6 yıl içerisinde
Avrupa'nın 6 ülkesinde bilgilendirme toplantıları yaptık.
Gazetelere ilanlar verdik. "Paralarınızı yatırmayın, izinsiz olarak
para topluyorlar" dedik. Onun üzerine bu faaliyetler kesildi, daha
fazla kişinin mağdur olması önlendi. Para toplama faaliyeti artık
bitti. Sıkıntıları orada başladı zaten. Şirketler saadet zinciri
şeklinde bu işleri yaptıkları için, para akışı kesilince, para
taleplerine cevap veremediler.
- TEMSİLCİYE KOMİSYON: Gurbetçilere euro-mark
bazında yüzde 30, bazen yüzde 40'lara varan sabit getiri
garantisiyle para topluyorlar. Oralarda faiz yıllık yüzde 3'ü
geçmez. Yüksek vaatlerle para topluyorlar. Para toplayan
temsilcilere de yüzde 10 komisyon veriyorlar. Artı masraflarını da
karşılıyorlar. Temsilciler de o yörede sözüne inanılan, dindar
insanlardan seçiliyor. Faize karşı duyarlı kesimleri yüksek "kâr
payı, hisse senedi getirisi" diyerek ikna ediyorlar. Ama verilenler
de hisse senedi değil. Geçerliliği olmayan düz bir kâğıt. Biz o
toplantıları yapmasak mağdur sayısı 400 bin değil 1 milyon kişiyi
bulurdu.
- NİTELİKLİ DOLANDIRICILAR: Bunlar, bankaları
kullanma zorunluluğuna rağmen paraları çantalarla, çuvallarla
taşıyorlar. Kime, nereye gittiği belli değil. Faaliyetlere "izinsiz
halka arz" deniliyor ama tümüne yakın bölümü nitelikli
dolandırıcıdır bunların.
'Aralık 2003'te gönderdik...'
Kalıcı çözüm için bir yasa taslağı hazırlayıp Aralık 2003'te Başbakanlık'a gönderdik. O kanun çıksaydı o zamanlar durum farklı olurdu. Taslaktaki düzenlemeleri hayata geçirmenin önemini anlattık. Taslakta, "Tespit komisyonu oluşturalım, vatandaşların paylarını belirleyelim, kaç kişi para vermiş, kaç ortak var mahkeme kararıyla belirlensin" diyorduk. Şirketlere kayyum atanmasını önerdik. Şirketlerdeki yöneticiler hukuken hisseleri oranında sorumlu gözüküyor. Taslakta "Tüm mal varlıkları oranında sorumlu olsunlar" dedik. Bu paralar nereden kime gitti, araştırılsın istedik. TBMM Araştırma Komisyonu'nda da bu suçların zaman aşımı süresini 5 yıldan 20 yıla çıkarmayı önerdik, ama bir şey yok, olmadı. Taslak yasalaşsa bugün bunlar konuşulmazdı ve mağduriyetler azalırdı.
Kaynak:www.milliyet.com.tr