Yılmazın CUMA MAHŞERİ
Abone olYüce Divan'da dananın kuyruğu Cuma günü kopuyor. Pekala Mesut Yılmaz için bugünün ne anlamı var?
Yüce Divan'da ilk kez bir eski başbakanın da sanık olduğu
davanın ilk duruşması 16 Şubat 2005'te yapılmıştı.
Sanıklar ve avukatları ilk duruşmada usule yönelik itirazlarda
bulunmuşlar, ancak bunlar reddedilmişti.
Daha sonraki duruşmalarda sanıkların sorgulamaları yapılmış ve bir
çok tanık dinlenilmişti.
İddia makamında bulunan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, 3
Mart 2006'da yapılan duruşmada esas hakkındaki görüşünü
bildirmişti.
Başsavcı Ok, sanıklara yüklenen suçun yeni Türk Ceza Kanunu'na
(TCK) göre, ''ihaleye fesat karıştırma'' değil, ''görevi kötüye
kullanma'' olduğunu ve bu suç için aranan 5 yıllık zaman aşımı
süresinin dolduğuna işaret ederek, kamu davasının düşürülmesini
talep etmişti.
-''BAŞIMIN ÜSTÜNDEKİ BULUTLARI DAĞITIN''-
Sanık Mesut Yılmaz, 20 Nisanda yapılan duruşmada esas hakkındaki
savunmasını yapmıştı.
Yılmaz savunmasında, ''Ne ihaleye fesat karıştırma ne de görevi
kötüye kullanma suçlamasını kabul ediyorum. Ben sadece görevimi
ciddiye almanın bedelini ödüyorum'' ifadesini kullanmıştı.
Yılmaz, ''Bana verilecek en ağır ceza başsavcı tarafından bu
meselenin belirsizliğe terk edilmesidir. Ben suçluysam cezamı
verin
suçsuzsam başımın üstümdeki bulutları dağıtın. Başsavcının dediği
gibi ne zaman aşımından ne de aftan yararlanmak istiyorum. Ben
sadece
adalet istiyorum. Mahkemenizin en adil kararı vereceğine
inanıyorum'' diye konuşmuştu.
Sanık Güneş Taner de Yüce Divan'ın 2 Mayıstaki duruşmasında esas
hakkındaki savunmasını yaparken, ''Ben yanlış yapmadım. Beraat
benim
hakkımdır'' demişti.
Anayasa Mahkemesi Heyetinin Yüce Divan olarak görev yaptığı
davanın, 23 Haziran Cuma günü yapılacak duruşmasında yaklaşık 16
ay
süren davada kararın açıklanması bekleniyor.
-SEVK KARARI NEYDİ?-
TBMM'nin Mesut Yılmaz ve Güneş Taner'i Yüce Divan'a sevk kararında,
''Türkbank ihalesi sürecinde ihalenin yapımında ve fiyat
oluşumunda fesat karıştırmak suretiyle güdümünde bir medya düzeni
kurmak için tüm organizasyonları gerçekleştirdiği, böylece siyasi
rant
amaçladığı, ayrıca Türkbank ihalesi ile doğrudan ilişkisi
bulunmayan üçüncü şahıs konumundaki Kamuran Çörtük'e ihalede
üstlendiği aracılık
misyonunun karşılığı olarak Genç TV'nin bedelsiz olarak verilmesini
sağladığı'' öne sürülüyor.
Kararda, Yılmaz ve Taner'in bu eylemlerine uyan Türk Ceza
Kanunu'nun (TCK) 64. maddesinin birinci fıkrası delaletiyle
''devlet
alım-satımına fesat karıştırmak'' suçunu düzenleyen 205, ceza
artırımı ve memuriyetten men cezası öngören 219/1-4 ve 33.
maddeleri uyarınca
cezalandırılmaları isteniyor.