Yılmaz'ın avukatı: İhbarlar tezgah
Abone olMesut Yılmaz'ın avukatı ünlü hukukçu Uğur Alacakaptan, Yüce Divan'a gelen ihbar mektuplarını 'tezgah' olarak niteledi.
Eski Başbakan Mesut Yılmaz’ın avukatı Uğur Alacakaptan, Yüce Divan’a gönderilen ihbar mektuplarının, "tezgah" olduğunu savunarak, "Amaç, yargıyı etkilemek ve davanın uzamasını sağlamak" dedi. Eski Başbakan Mesut Yılmaz ve eski Devlet Bakanı Güneş Taner’in "Türkbank ihalesine fesat karıştırmak" iddiasıyla Yüce Divan’da yargılanmalarına devam edildi. Yüce Divan Başkanı Tülay Tuğcu, daha önceki duruşmada tanık olarak dinlenilmesi kararlaştırılan Hayyam Garipoğlu hakkında zorla getirilmesine karar verilmesine rağmen yakalanamadığından duruşmaya getirilemediğini belirtti. Tuğcu, tanık olarak ifadesine başvurulması kararlaştırılan Anayasa Mahkemesi’ne imzalı bir ihbar mektubu gönderen Ahmet Büyükkaya’nın da gösterilen adreste bulunamadığını ifade etti. Tülay Tuğcu, Anayasa Mahkemesi’ne konuyla ilgili dilekçe gönderen Victor Karahanlı’nın araştırılması için yazılan yazıya verilen cevapta, bu isimde bir şahsa rastlanmadığının görüldüğünü de bildirdi. Tuğcu, işadamı Korkmaz Yiğit’in Mesut Yılmaz’ın kardeşi Turgut Yılmaz’a 14 milyon ABD Doları ödediği iddialarının gerçeği yansıtıp yansıtmadığının belirlenmesi yönünde yazılan yazıların da yanıtının beklendiğini kaydetti. Yüce Divan Başkanı Tuğcu, Ahmet Büyükkaya’nın tanıklığından vazgeçilmesi konusunda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili Abdurrahman Yalçınkaya’ya görüş sordu. Yalçınkaya da Büyükkaya’nın tanık olarak dinlenilmesinden vazgeçilmesini istedi. Hayyam Garipoğlu’nun da tanıklığından vazgeçilerek daha önce verdiği ifadelerin duruşmada okunması yönünde görüş bildiren Yalçınkaya, 14 milyon Dolarlık para transferi iddialarıyla ilgili müzekkerenin beklenmesini talep etti. "DÜZMECE BELGELERLE ÇETE SALDIRISI..." Yılmaz’ın avukatı Uğur Alacakaptan, söz alarak, çok uzun süren rahatsızlığı nedeniyle son 5 oturuma katılamadığını, bu sürede önemli değişiklikler meydana geldiğini anlattı. Mahkeme oluşumundaki değişikliklere de işaret eden Alacakaptan, davanın başlangıcında, bu davaya bakılamayacağı yönündeki itirazlarının 5’e karşı 6 oyla reddedildiğini hatırlattı. Ret gerekçesinin belirtilmediğini ifade eden Alacakaptan, o karara katılan Yüce Divan üyelerinin bir kısmının emekliye ayrıldığını belirterek, bu kararın gerekçesinin nasıl yazılacağını sordu. Daha önce yaptığı savunmalardan örnekler okuyan Alacakaptan, "bazı çevrelerin yargıyı siyasallaştırarak etkisiz hale getirmek istediklerini" savundu. TBMM’de oluşturulan komisyonların, yeni olmayan bazı hususları yeni delil gibi işlettiğini, suçun vasfını değiştirip zaman aşımının ortadan kaldırılmaya çalışıldığını iddia eden Alacakaptan, "Düzmece belgeler gönderilerek, çete saldırısı başlatmışlardır" dedi. Alacakaptan, 14 milyon ABD Doları tutarındaki para transferiyle ilgili iddiaların, Yüce Mahkeme tarafından araştırılarak davanın uzatıldığını öne sürdü. Uğur Alacakaptan, bu iddiaların gerçek dışı olduğunu, böyle bir şahsın bulunmadığını daha önce söylediklerini kaydetti. Yüce Divan’a ihbar mektubu gönderen Ahmet Büyükkaya’nın da mektubunda önemli iddialar ortaya attığını ifade eden Alacakaptan, "Anlaşıldı ki, böyle bir adam da yok... Bu saldırıların önlenmesi için sunduğumuz gerekçelerin kabul edilmemesini anlamakta güçlük çekiyoruz" diye konuştu. "AMAÇLARI DAVANIN UZAMASI..." Yüksek Mahkeme’nin para transferiyle ilgili iddiaları araştırmaya son vermesini isteyen Alacakaptan, "davanın normal yola girmesini sağlayacak tedbirlerin alınmasını" talep etti. Alacakaptan, "İhbar mektupları, olmayan kişilerin tertipledikleri bir tezgah. Amaç, davayı sürüncemede bırakarak, gerçek suçlunun ortaya çıkmasını engellemek. Bu girişimler, siyasi gerekçelerle yapılmış ve asla hukuki unsuru bulunmayan teşebbüslerdir. Amaç, yargıyı etkilemek ve davanın uzamasını sağlamaktır" dedi. Uğur Alacakaptan, görevlerinin, davayı siyasi arenaya çekmek isteyenlerin habis düşüncelerini engellemek olduğunu ifade ederek, Yüksek Mahkeme’nin bu çabalara bir set çekmesini istediklerini dile getirdi. "BAŞESGİOĞLU’NUN İFADELERİ ÇELİŞİYOR..." Alaaddin Çakıcı ile Korkmaz Yiğit’in Türkbank ihalesiyle ilgili yaptıkları telefon görüşmesi kayıtlarının, dönemin Başbakanı dahil tüm mercilerden saklandığını savunan Alacakaptan, bu kayıtların verilmesi halinde ihalenin gerçekleşmeyeceğini söyledi. Emniyet istihbaratından gelen konuya ilişkin bilgi notlarında telefon kayıtlarına herhangi bir atıfta bulunulmadığını iddia eden Alacakaptan, dönemin İçişleri Bakanı olan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu’nun geçen duruşmada verdiği ifadelerin çelişkili olduğunu savundu. Bilgi notlarının ilkinin yazıldığı tarihte, söz konusu telefon konuşmasının henüz yapılmadığını ifade eden Alacakaptan, Başesgioğlu’nun ifadesindeki çelişkilerin giderilmesi gerektiğini belirtti. Alacakaptan, Başesgioğlu’nun ifadesinde, "...Kaset açıklanana kadar kasetten haberim yoktu. Gönderilen bilgi notlarının içinde telefon konuşmasına ilişkin atıflar vardı..." dediğini aktararak, "Başesgioğlu’nun bu çelişkisi giderilmeden bırakılması, tahkikatı büyük ölçüde noksan bırakmıştır" dedi. Alacakaptan, savunmasının sonunda, söz konusu para transferiyle ilgili Turgut Yılmaz’ın tanık olarak dinlenilmesini istedi. Daha sonra, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili Yalçınkaya, geçen duruşmadaki müdahil avukat ile Güneş Taner’in avukatının tanık istemlerine ilişkin görüşünü açıkladı. Yalçınkaya, müdahil vekilinin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın, Taner’in avukatının ise 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bakanı Ali Babacan ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın tanık olarak dinlenilmeleri taleplerinin reddini istedi. Duruşmaya verilen aranın ardından ara kararı açıklayan Yüce Divan Başkanı Tuğcu, avukatların geçen duruşmadaki tanık istemlerinin reddedildiğini bildirdi. Para transferiyle ilgili iddiaların gerçeği yansıtıp yansıtmadığının belirlenmesi için gerekli araştırma yazılarının beklenmesinin kararlaştırıldığını kaydeden Tuğcu, Victor Karahanlı hakkında istenen yazılar ile Ahmet Büyükkaya’nın tanık olarak dinlenilmesinden vazgeçilmesine karar verildiğini belirtti. Tuğcu, sanık avukatlarının istemlerine ilişkin gelecek duruşmada karar verileceğini söyledi. Tülay Tuğcu, geçen duruşmada zorla getirilmesine karar verilen tanık Garipoğlu’nun tekrar zorla getirilmesine karar verildiğini belirterek, duruşmanın 2 Şubat 2006’ya bırakıldığını kaydetti. Duruşmayı, Mesut Yılmaz’ın eşi Berna Yılmaz, kardeşi Turgut Yılmaz, ANAP’lı bazı eski bakanlar ile çok sayıda partili izledi. Yılmaz, Anayasa Mahkemesi’nden ayrılırken, partililerce alkışlandı.