Yılmaz'dan çarşaf savunması!
Abone olYılmaz, gazetenin 28 Şubat sürecinde izlediği politika nedeniyle hedef seçilerek karalama kampanyası yapıldığını söyledi.
Hedefleri Milliyet, çünkü...
Kıyafeti uygun olmadığı gerekçesiyle Gaziantep Öğretmenevi'ne
girmesine izin verilmeyen bir öğretmen kızının yaşadıklarını
hatırlayacaksınız. Olayla ilgili haber aralarında Milliyet'in de
bulunduğu birçok gazete ve televizyonda yayımlandı. Haberin hangi
gazetelerde yayımlandığını hatırlatayım: Milliyet, Hürriyet, Posta,
Radikal, Vatan, Sabah, Cumhuriyet, Gözcü...
Olayın medyadaki yansımalarının ardından aynı kişi, bu kez tepeden
tırnağa siyah giysiler giyerek öğretmenevine yeniden gitti..
Yanında bu kez gazeteciler de vardı. Ve tam bu sırada beklenmeyen
bir şey oldu: Gazeteciler kapıdaki açıklamayı kaydederlerken
çarşaflar giyinmiş bir kişi merdivenlerden çıkarak kapıdan geçti ve
uzaklaştı..
Olayın beklenmeyen bir şey olduğu televizyon haber bültenlerinde
(Kanal D, NTV ve CNN Türk) yayımlanan filmlerden de anlaşılıyor..
Gazeteciler çarşaflı kadını son anda fark ediyorlar ve bu nedenle
yeterince fotoğraf ve film de çekemiyorlar..
Şeriatçı hortumcu 'el ele'
Bu ilginç rastlantı, 14 Mayıs tarihli Milliyet, Hürriyet, Posta,
Vatan, Radikal, Gözcü ve Birgün gazetelerinde fotoğraflı olarak
yayımlandı.
Ve sonrasında Vakit, Zaman ve Yeni Şafak gazetelerinde Milliyet'e
yönelik bir karalama kampanyasının başlatıldığına tanık olduk. Aynı
kampanyanın televizyon ayağını ise Çukurova Grubu'nun haber kanalı
yürüttü.
Söz konusu haber, birçok gazetede yayımlandığı halde neden hedef
Milliyet olarak seçildi? Bunun üzerinde durmak gerekiyor..
Bu politikanın temelleri aslında "28 Şubat" sonrasına
dayanıyor..
Türk siyasi tarihinde "28 Şubat" olarak adlandırılan ve sonunda
Erbakan Hükümeti'nin devrilmesiyle sonuçlanan süreçte basının
oynadığı rol şeriatçı çevreler tarafından hiçbir zaman
unutulmadı.
Bunun sonucu, bu çevrelerin sistemli bir propaganda yürütmeye
başlamaları oldu..
Gazetelerin doğru yazmadığı, yalan haberler ürettiği ekseninde
geliştirilen bir propaganda..
Amaç, halkın gazetelere olan güvenini sarsmaktı..
Bu propaganda çok geçmeden kendisine başka ortaklar da buldu:
Bankalarını hortumladıkları için zor duruma düşen bazı patronların
gazete ve televizyonları..
Bunlar da kendileriyle ilgili olarak basında yayımlanan haberlerin
gerçek olmadığını yayabilmek için aynı koroya katıldılar..
Milliyet'ten rahatsızlar
Hesapları şuydu: Halkın gazetelere olan inancını sarsarsak,
gazetelerin banka soygunlarıyla ilgili olarak yazdıkları haberlere
de insanlar inanmaz..
Bugün Milliyet'in karşılaştığı saldırı kampanyasının gerisinde de
bu düşünce yatıyor..
Şeriatçı çevrelerin ve hükümet içindeki bazı unsurların Milliyet'in
yayınlarından rahatsız oldukları bir sır değil.
Bu doğal.. Çünkü Milliyet'in kendi anayasası çerçevesinde yürüttüğü
yayın politikası bu çevrelerin hoşuna gitmiyor..
Milliyet, geride bıraktığı 54 yılda hep bu temel ilkelerine bağlı
kaldı. Türkiye'nin bağımsızlığını, laik ve demokratik Cumhuriyet
ilkelerine bağlılığı, insan haklarına saygılı bir hukuk devleti
anlayışını savundu..
Milliyet'in, Türkiye'yi ileri götürme şeklinde özetleyebileceğimiz
misyonu bunu gerektiriyordu.
Bağımsızlığından güç alan, hükümetlere ve çıkar çevrelerine yaranma
sorunu olmayan Milliyet, bugün isminin altında taşıdığı "Basında
Güven" mottosuna bu nedenle sahip çıkabiliyor.
Okuyucularımıza şunu söylemek istiyorum: Milliyet'te yayımlanan
hiçbir haber, kaynağı ne olursa olsun ikinci bir kez kontrol
edilmeden yayımlanmaz. Nitekim bu haber de Doğan Haber Ajansı
tarafından geçilmiş olmasına rağmen, Milliyet Haber Merkezi
tarafından bir kez daha kontrol edildikten sonra yayımlandı.
Şu ya da bu nedenle Milliyet'in süzgeçlerinden yanlışlıkla geçmiş
bir haber olursa da Milliyet onu düzeltmek için tereddüt
göstermez..
Milliyet yılmaz, sinmez
Milliyet'in okuyucusuna karşı sorumluluklarını yerine getirmek için
yaptıkları ortada.. Bugün Türkiye'de hiçbir gazete kendi
sayfalarından kendini eleştirme cesaretini gösteremiyor ama
Milliyet bunu beş yıldır düzenli olarak yapabilen tek gazete..
Bunu yapabiliyor olmamızın nedenleri belli: Gazetemizin
güvenilirliğini korumak, okuyucunun haber alma hakkına sahip
çıkmak, kendimizi geliştirerek okuyucumuza her geçen gün daha
mükemmel bir gazete sunabilmek..
Bu vesileyle şunu bir kez daha söylemek istiyorum: Milliyet laik
demokratik Cumhuriyet'in korunması, insan haklarına saygılı bir
hukuk devletinin geliştirilmesi ve Türkiye'nin çağdaş medeniyet
seviyesinde bir ülke olabilmesi üzerine düşen görevi yerine
getirmeye devam edecek..
Kaynağı belli yıldırma ve sindirme kampanyaları bizi yolumuzdan
döndüremeyecek.