Yılmaz yargılanmak istiyor
Abone olYüce Divan'da yargılanan Yılmaz, "zamanaşımı" gerekçesine tepkili. Yılmaz yargılanmak istiyor.
Yüce Divan'da yargılanan ilk başbakan olan Mesut Yılmaz,
Yargıtay Başsavcısı Nuri Ok'un "zamanaşımı" gerekçesiyle davanın
düşürülmesi talebine itiraz edeceğini açıkladı. Yılmaz,
yargılanmasına karar veren milletvekillerini de "Hukuka karşı hile
yaptılar. Savcı bu hileye alet olmadı. Mahkemeye çıkarmanın da bir
ceza olduğunu düşünerek hareket ettiler" diye eleştirdi. Ok,
Türkbank'ın Korkmaz Yiğit'e satılması konusunda "ihaleye fesat
karıştırma" gerekçesiyle açılan davada suç vasfını "görevi kötüye
kullanmaya" dönüştürüp davanın zamanaşımından düşürülmesini talep
ederek, yargılamanın yönünü değiştirmişti. Yargılama sürecini
Milliyet'e değerlendiren Yılmaz, 20 Nisan'da yapacağı savunmayla
ilgili olarak şunları söyledi:
Kamu menfaatını düşündük
"Savcının
görüşlerinin hiçbirini kabul etmiyorum ve burada herhangi bir görev
kusuru olmadığı üzerine savunmamı yapacağım. Ne ihaleye fesat
karıştırma ne de görevi kötüye kullanma suçunun burada olmadığını,
tamamen kamunun menfaatlarını gözeterek davrandığımı belirleyecek
bir savunma yapacağım."
'Savcı alet olmadı'
Yılmaz, suç vasfının
değişmesini yorumlarken de TBMM soruşturma komisyonu üyelerini
şöyle suçladı: "Beni Yüce Divan'a gönderirken bunu komisyon da
biliyordu. Burada bu suçun varit olmayacağını biliyorlardı. Bunu
yapmalarının sebebi, sadece dava açılmasını sağlamaktı. Diğer
maddelere dayandırsalardı zaten dava açılamıyordu. Sırf bunun
görülebilmesini sağlamak için bu yola gittiler. Bu açıkça hukuka
karşı bir hileydi. Bile bile yaptılar. Savcı alet olmadı. O kadar
göz göre göre hukuku çiğneyemezdi. Şimdi biz bunun varit olmadığı
üzerine savunma yapacağız."
Kamu vicdanı
Yılmaz, "Bu dava zamanaşımı
gerekçesiyle düşerse kamu vicdanında tam aklanmayacağınızı, soru
işaretleri kalabileceğini mi düşünüyorsunuz!" sorusuna da şu yanıtı
verdi: "Ben de işte onu önlemeye çalışıyorum. Beni Yüce Divan'a
gönderenler bunu bildikleri için bunu yaptı. Mahkemeye çıkarmanın
da bir ceza olduğunu düşünerek hareket ettiler. Bunun için sadece
zamana oynamaya çalıştılar." Yılmaz, Türkbank ihalesiyle ilgili
görevi kötüye kullanma suçlamasıyla yargılanmasının mümkün
olmadığını, bunun ayrıntılarını 20 Nisan'da mahkemede ortaya
koyacağını söyledi.
Siyasete açık kapı
Kamu vicdanında soru
işareti bırakmayacak bir aklanmayı yeniden siyasete girmek amacıyla
mı önemsediğine yönelik bir soru üzerine, "Onlara giremem şimdi"
demekle yetinen Yılmaz, "Şimdilik kaydıyla mı?" sorusuna "Evet"
yanıtını verdi.
Karar Yüce Divan'ın
Yüce Divan sanıkları
Yılmaz ve eski Devlet Bakanı Güneş Taner, 20 Nisan'da ek savunma ve
esas hakkındaki savunmalarını yapacak. Yılmaz ve Taner,
savunmalarında, davanın zamanaşımına girmesini kabul
etmeyeceklerini söyleseler bile, bu Yüce Divan'ın bu yöndeki olası
kararını etkilemeyecek. Yüce Divan, Ok gibi dosyanın zamanaşımına
girdiği yönünde karar oluşturursa dava düşecek. Türk hukukunda,
zamanaşımına giren dosyalarla ilgili yargılama sürdürülemediğinden,
Türkbank davası da böylece herhangi bir karar verilmeksizin rafa
kalkacak.
Bu arada Adalet Bakanı Cemil Çiçek, zamanaşımının af gibi bir
etkisinin olduğunu söyleyerek, "Bu durum kamu vicdanını rahatsız
ediyor" dedi. Mesut Yılmaz ile Güneş Taner ve Yaşar Topçu'nun Yüce
Divan'daki davalarının zamanaşımına girdiğine yönelik Yargıtay
Başsavcılığı'nın görüşüne ilişkin soruları yanıtlayan Çiçek,
zamanaşımı konusunun sadece Yüce Divan'la ilgili olmadığını ifade
ederek, şunları söyledi: "Oradaki dosyaları bilmiyorum. Ama Ceza
Kanunu'nu yaparken eski kanundaki sürelerin soruşturmalarda çok
ciddi sorunlar çıkardığını gördük. Bu yüzden de artırdık. Bugün en
düşük zamanaşımı süresi 8 yıldır. Ancak geçmişte işlenmiş suçlar
konusunda, 2004'te tüm savcılıklara gönderdiğim bir genelge var.
Özellikle yolsuzluk gibi suçlarda, zamanaşımının dolmasına bir ay
kala savcılıklar dosyaları mahkemelere gönderiyor. Dosyalar böyle
gelirse, amiyane tabirle bu çöp torbasını yargının önüne koymaktır.
Zamanaşımı af gibi bir tesir icra ediyor. Bu da kamu vicdanını
rahatsız ediyor."