Yılmaz Vuraldan olay açıklamalar

Abone ol

Yeşil sahalardaki hırsı kadar sıcak kanlı tavırlarıyla herkesin gönlünü kazanmış Yılmaz Vural, Kürt sorununa ilginç bir yaklaşımda bulundu

Onunkisi bir 'TIRNAKLARIMLA KAZIDIM..' hikayesi.. İdealleri uğruna inşaatlarda çalışıp, bulaşıkçılık yapmayı göze alabilen bir teknik direktörün onur mücadelesi.. 

KÖYÜN DELİSİYİM!

İşte, "Rahmetli anamın verdiği yüzüğü içim acıyarak Yabancılar Dairesi Başkanı kadına taktım da, Almanya'da öyle eğitim izni aldım" diyen Yılmaz Vural'ın, Bugün Gazetesi'nden Ahmet Konanç'a yaptığı samimi ve çok özel açıklamalar..

"Maradona kendisini suya attı, 'Doğal adam' dediler. Bana da yıllarca Rize'de Fenrerbahçe maçında atmadığım taklanın bedelini ödettiler"

"Aziz Yıldırım'la yemek yedik. 'Ben oldukça bu kulüpten içeri giremeyeceksin' dedi"

"Almanya'nın dışladığı Daum'a kapı açtılar. En baba teknik direktörlük okullarını kökünden bitiren bana ise sırtlarını döndüler"

"Hagi'nin, 'Çalındı' dediği telefon olayı sonrası Ergun Gürsoy 'Hayırlı olsun. Pazartesi başlıyorsun' dedi. Hagi özür diledi, iş yattı"

"İspanyollar beni bir Fener maçında anladı. Canal Plus yorumcusu 'Kim bu çılgın taktisyen' dedi. Ama bu ülke beni anlamadı"

Türkiye'de çalıştırdığı kulüpleri saymaktansa, çalıştırmadığı birkaç takımı saymak daha kolay olur doğrusu.. Şu anda Kasımpaşaspor'un teknik direktörlüğünü yapan Yılmaz Vural tam bir tecrübe abidesi..Dile kolay, tam 21 takımın sorumluluğunu üstlenmiş..

Kimisi onun için "Şovmen" diyor. Ama hakikaten artistlik yapmışlığı var! Öğrencilik yıllarında Almanya'da çekilen "Gurbetçi Şaban" filminde rol almış.. 50 saniyelik role, 40 mark alıyor!

Bir aile babası.,. 2 oğlundan birisi İngiltere'de ekonomi okuyor, diğeri de aynı ülkede mimarlık okumanın hazırlığında..

Türkiye'nin uluslararası lisansa sahip ilk teknik direktörü de Yılmaz Vural'ın ta kendisi..

Ve öylesine dolu ki Yılmaz hoca.. Kasımpaşaspor'un yenilenmiş tesislerinde konuşuyoruz.. Biz sordukça o deşiyor tüm meseleleri.. Ve sözü fazla uzatmadan ona bırakıyoruz..

HAKAN ŞÜKÜR'ÜN ORJİNİNDE VARIM

1969-79 arasında futbol oynadım. Akademide öğretim görevlisi oldum. Yetmedi, Avrupa'da en önemli spor akademisini 4 senede kökünden bitirdim. En önemli kursları aldım. İzmirspor'a futbolcu diye gittim, 'Sen de cevher var" diye antrenör yaptılar. 19 Mayıs Spor Akademisi'ndeki hocam Suphi Varel beni bu yola soktu. Türkiye'de 30 yıldır bu işi yapıyorum. Yüzlerce futbolcuyla çalışıyorum. En büyük referansım Hakan Şükür'dür. Sakaryaspor'dayken o genç takımda oynuyordu. Lisede de basketbolcu yapmaya çalışıyorlardı. Böyle bir yeteneğin, orjininde varım. Ortaya çıkardığım diğer gençler ortada..

İŞÇİ ÇOCUĞUYUM

Ben öyle zengin aile çocuğu değilim. İşçi çocuğuyum. İdeallerim için savaştım hep.. Türkiye'de akademiyi bitirdikten sonra Almanya'ya gitmek istedim. İsviçre üzerinden geçtim. Adeta yüzerek geçtim Almanya'ya! İnşaatlarda çalıştım. Rahmetli anam bir yüzük vermişti. O yüzüğü Yabancılar Dairesi Başkanı kadına takdım da, izin alıp, akademiye kayıt olabildim.

ATMADIĞIM TAKLANI BEDELİ!

Milli takıma teknik direktör arıyorlar. Diyorlar ki "Kariyerli" olacak. Yahu siz, Denizli ve Terim dışındaki Türk teknik adamlara, mesela bana hiç 3 büyüklerde çalışma şansı verdiniz mi? Benim bir Trabzon dönemim oldu, onda da bir yönetici "Seninle anlaşamıyoruz" deyince, macera kısa sürdü! Zaten Türkiye'de teknik direktörünün arkasında duran çok az başkan var. Bunlardan birisi de Aziz Yıldırım. Fenerbahçe'ye çağ atlattı. Ama o da zamanında bana çok kırılmış! Rize'deyiz, Fenerbahçe'ye 87'de Saffet golü attı. 50 metre koştum, futbolcuma sarıldım. Cemil (Turan) abi aradı, dedi ki "Başkan sana kızdı. Golden sonra takla atman ağırına gitmiş".. Birisi bana o maçta takla attığımı gösteren görüntüyü çıkarsın bakalım! Sonraları bir yerde Aziz başkanla yemekte buluştuk. Bana "Ben olduğum müddetçe seni bu kapıdan içeri sokmayacağım" dedi..

Neyse..

Bizim hatamız bu zaten.. Ağzımıza geleni söylüyoruz. İçimizdekini hemen dışa vuruyoruz.. Dünyanın en önemli efsanelerinden birisi olan Maradona'ya bakın. Arjantin'in teknik direktörü olarak bir maçtan sonra kendisini suyun içine attı. Sevinç gösterisinde bulundu. O yapınca 'doğal' oluyor, ben yapınca altında başka şey aranıyor..

DAUM VE YILMAZ VURAL..

Sokaktaki Fenerbahçeliler yolumu çeviriyor, "Niye seni getirmiyorlar" diye.. Bana değil yöneticilere sorun diyorum.. Adamın (Daum) Almanya'da yaptığını kendi ülkesi affetmedi. Biz ise kapı açtık. Gençlere kötü örnek oluyor diye milli takıma giden yolda bile önünü kestiler.. Fakat Bizde geldi teknik direktörlük yapıp kendisini kurtardı. Öbür tarafta bu ülke bana atmadığım taklanın bedelini ödetti yıllarca!

HALK SEVİYOR AMA..

Konuştuklarım halkın hoşuna gidiyor, sokakta yürüyemiyorum. Ama 'seçicilerin' hoşuna gitmiyor. Onları tedirgin ediyor. Benim yaptığım iş değil tabi! Hata bende! Ben de olsam kendim gibi adamı göreve getirmem. Köyün delisi gibi olduk! Kimseye ihtiyacım yok. İlla oralara gideceğim, hocalık yapıcam diye bir kaygım da yok. Bir iki evim var çok şükür.. Geçinip gidiyoruz. Aç değiliz açıkta değiliz. Hiç olmadı tercümanlık yaparım yine geçinirim! 30 senedir bu işin içindeyim ama hiç 10 milyon dolarım olmadı. Daum buraya Köln'den koşa koşa gelirken, İstiklal Marşı, Türk bayrağı veya Atatürk için gelmedi. Yıllık 3.5 milyon euro için geldi. Almanya'da şimdi herkes "Bir daha Köln'e dönemez' diyor. Ama mesele bu değil. Bu ülke beni kullanamadı. Ülkesinin kapıyı kapattığı adama kapı açtı, bana sırtını döndü!

VURAL'IN BİRBİRİNDEN ÇARPICI AÇIKLAMALARININ DEVAMI BİR SONRAKİ SAYFADA

[PAGE]

İSPANYOL BİLE BENİ ANLADI

Bu ülkenin dört bir yanında çalıştım. Her köşesinde hangi insan ne konuşur, ne hisseder bilirim. 7 coğrafi bölgede, sayısız takımda en az 2'şer 3'er kez görev aldım. Bugün Süper Lig'e bakın. 3 büyükleri çıkın, Kayseri, İstanbul Büyükşehir ve Ankaraspor dışında tüm takımlarda görev almışım!

Fenerbahçe maçından sonra İspanya'nın Canal Plus adlı televizyonunda beni konu etmişler. Yorumcunun biri "Bu çılgın taktikdir. Kim bu çılgın Türk" diye bas bas bağırmış. Sonra ben de bizim medyaya espri yaptım. Dedim ki "Siz beni 30 yıldır anlamadınız. Elin İsypanyol'u bir maçta çözdü"..

HAGİ ÇARK ETTİ, İŞ YATTI

Teknik direktörlüğümde en fazla Fenerbahçe'yle adım anıldı. Metin Aşık ve Ali Şen'li dönemde çok yaklaşmıştık birbirimize. Beşiktaş'ta hiç gündeme gelmedim. Sadece Beşiktaş'ı Rasim Kara çalıştırırken bir yönetici arayıp "Hocam seni düşünüyoruz" dedi. Galatasaray'da daha farklı bir olay yaşadı. Hagi Kayseri'de otobüse binerken telefonunu kaybetmişti. (Burada hırsız var diye bağırmış ve tepki çekmişti) Ergun Gürsoy beni aradı "Hocam hayırlı olsun. Pazartesi göreve başlıyorsun. Toplantıya giriyoruz, Hagi'nin görevine son veriyoruz" demişti. Ama Hagi özür dilemiş, çark etmiş kalmış.

HATALAR MASUM DEĞİL

Kasımpaşa üst üste 3 hafta boyunca hakem hatalarına maruz kaldı. Öyle hatalardı ki, masumane bulmadım. Özellikle Cüneyt Çakır ve Selçuk Dereli ile büyük sıkıntılar yaşadık. Giden 4 puan şimdi olsaydı, ligdeki durumumuz çok farklı olurdu. Hataları, düşündürücü buldum doğrusu!

KURABİYEYLE ŞAMPİYON OLUNMAZ!

Kayserispor Sivasspor gibi değil. Sivas aniden çıktı, aniden küt diye indi! Ama Kayseri adım adım ve yavaş yavaş geliyor. Çok güzel bir kamp binaları vardı. Onun karşısına alttan ısıtmalı idman sahası yaptılar. Ve stat. Bu kadar medeni yapılmış bir stat son zamanlarda Avrupa'da bile yapılmadı. Kayseri'nin nüfusu da Sivas'tan fazla. Futbolu seviyorlar. Ama stata gidecek kadar ilgi yüklü değiller! Anadaolu takımları, Bank Asya Birinci Lig'de daha fazla taraftar toplar. Bu da işin garip tarafıdır.. Kayseri halkı isterse, her maç 33 bin kişilik stadını doldurur. Ama 9 ton kuru pasta dağıtıp, toplu taşımaları stada ücretsiz götürüp, 1 liraya bilet satarak bu iş olmaz. Kurabiyeyle şampiyonluğa gidilmez! Maalesef Kayseri yıllardır bir sağ dış ve hücum oyuncusu bulamıyor. Bu oyun büyüyecek ki, Fenerbahçe'ye ve diğerlerine rakip olacaksınız. Adam bu işi hayatını koyuyor, 200 milyon dolar yatırıyor. Siz bir adam 1 milyon dolar vermiyorsanız, olmaz! Ticaret ahlakında bile bu yok. Şampiyonluğu istiyorsan, bedelini ödeyeceksin.

DOĞU AJAN DOLU!

"Sorun Müslüman Kürtler'den gelmiyor"

Lale Mansur'un "Futbolcular Mars'ta mı yaşıyor? Niye 'Açılım' konusunda sadece biz sanatçılar konuşuyoruz. Onlar niye görüş belirtmiyor" sözü üzerine:

Lale Mansur sadece kendisini fikir beyan birisi olarak görüyorsa yanılıyor. Diyarbakırspor maçından sonra orada neler anlattığımı bütün Türkiye biliyor. O yörede yıllarca çalıştım. Beni düğünlerine bile davet ederlerdi. Yüreklerini bilirim onların. O kadar saf, temiz ve dürüst insanlardır.. Orada, devlet büyüklerimizin de içinde oldum. Ne devlet tarafı mutlu ne halk.. Ortak bir mutluluk lazım bize.. Ama bu gerçeğin altını irdelerseniz, Müslüman Kürtler'le bir sorun olmadığını görürsünüz. Şu kadarını söyleyeyim, 'yabancılaşmış Kürtler'den' geliyor olaylar!

Benim ailemde eniştem Kürt. Şimdi ben eniştemi nasıl atarım? Kız alıp kız vermişiz. Türk halkının sabrının altında yatan neden de işte budur.

Anket yapsınlar. Orada Kürtler'in en az yüzde 80'i ayrılıktan bahsetmez. Ama onlar da haklı! Karşınıza silahlar gelince, evinizdeki iki çocuğunuzdan birisini dağlara kaldıranları görünce ne yaparsınız? Vatandaş bu yüzden arada sıkışıp kalıyor. Can bu!

Bizim emniyet güçlerinin oradaki halka davranışları çok güzel. Önce Kürt-Türk, bir ara Sünni-Alevi diye gıdıkladıklar meseleyi.. ABD yüz etnik gruptan oluşuyor. Ama her ABD vatandaşı çıkıp "Ben Amerikalıyım" diyebiliyor. Niye bizde bu olaylar yaşanıyor? Çünkü insanımız saf ve tertemiz.

Oralar ajan dolu! Yabancıların ajanların sayısı doğuda bini geçiyor. Uçaklarla getiriyorlar ajanları.. Ülke zor durumda. Allah büyüklerimize güç versin. Tezgaha düştük düşüyoruz!

TOPU İSTEDİĞİ YERİYLE DÖNDÜRSE DE YOLLARIM!

Kazım'ın içinde olduğu iddia edilen bahis skandalıyla ilgili:

Paranın, rantın olduğu her yerde bu olaylar (şike) olur. Ama sizin yapmanız gereken, olayı tespit ettiğiniz anda kuralları uygulamaktır. Topu istediği yeriyle döndürsün, ahlaksızca bir işin içine gireni anında gönderirim. Bu iş, milyon euroluk iş. Kimsenin hakkı yok, kendisini ve kulübünü zora sokmaya. Eğer "Gençtir, yapar" derseniz, bittiğiniz andır. Alpay'la (Özalan) konuştuk geçende. Siirtspor'da sorumluluk aldı. Diyarbakır'e giderken aynı uçaktaydık. Dedi ki "Hocam, İngiltere'ye gittiğimde, ilk 15 gün içinde kaçmayı düşündüm. Adamlar 24 saat çalışıyor. Biz burada bir saat idman yapınca vın diye kaçıyoruz" İşte bizdeki sorunlardan birisi de bu. Çalışmayı sevmeyenleri çalıştırınca, arkanızda başkan, yönetim durmuyorsa, yapamazsınız. Ben de öyle yerde bir dakika durmamışımdır ve "Alın topçunuzda kulübünüz de sizin olsun" deyip ayrılmışımdır.

Günün Önemli Haberleri