Yılmaz ve Taner Yüce Divan'da

Yargılamanın sabahki duruşmasında, sanık Yılmaz ve avukatı Aydın Metin ile Taner’in avukatı Ömer Lütfi Avşar ve müdahil Türkbank Munzam Vakfı avukatı hazır bulundu. Davada tanık olarak dinlenen Muhammet Ünal, Türkbank’ın satışına ilişkin ihale komisyonunun üyesi olarak görev yaptığını söyledi. İhalenin bütün aşamalarıyla ilgili bilgi sahibi olduğunu belirten Ünal, bu süreci anlattı. Emniyete yazılan yazının akıbetini neden takip etmediklerine ilişkin bir soru üzerine Ünal, "Basında o dönemde çok önemli haberler çıkıyordu. Doğruluğu hakkında kuşkular taşıyorduk. Bu yazıyı takip etme gereği duymadık. Eğer yazılanlar doğru olsaydı, gerekli bilgi gelirdi diye düşündük. Tekrar araştırma gereği de duymadık" dedi. "Emniyete yazdığınız yazıya neden süreli kaydı koymadınız" sorusuna da Ünal, "Bilinçli hareket ettiğimizi söyleyemem. Süreli kaydı koysaydık yararlı olabilirdi" yanıtını verdi. Ünal, bir başka soru üzerine, 4 Ağustos 1998’de ihale yapıldıktan sonra saat 18.00’de Emniyet Genel Müdürlüğü’nden gelen bilgi notunun Hazine Müsteşarlığı’na gönderilmeme nedenini ise, "yazı Başbakanlığa da gittiği için Hazine Müsteşarlığı’nın bilgisinin olduğunu düşündükleri" şeklinde açıkladı. Ünal, kendi şahsi görüşünün ise bu yazının Hazine Müsteşarlığı’na bir üst yazı ile gönderilmesi yönünde olduğunu söyledi. Tanık Ünal, ihale sürecinde ihale komisyonu üyesi olarak sanıklar tarafından kendisine herhangi bir telkin, tavsiye olmadığını kaydetti. Tanık eski Türkbank Genel Müdür Yardımcısı Zafer Kültürlü de sanıklar tarafından kendisine telkin ve tavsiye olmadığını, sadece bir kez Yılmaz’ın, bankanın mali durumuyla ilgili olarak kendisinden teknik bilgi aldığını söyledi. İhale sonuçlandıktan sonra ihaleyi kazanan Korkmaz Yiğit’in kendisini arayarak teknik bilgiler sorduğunu anlatan Kültürlü, ihalenin Yiğit’te kalması konusunda kolaylık sağlanması için herhangi bir emir veya talimat almadığını dile getirdi. "SOYGUNU SEYRETTİLER" Tanık eski Türkbank çalışanı ve halen Türkbank Munzam Vakfı Başkan Yardımcı Ali Rıza Adaş da Türkbank’ın neden satılma aşamasına geldiğine ilişkin görüşlerini açıkladı. Bankanın iki konu nedeniyle çökme noktasına geldiğini ileri süren Adaş, "Bunlardan birisi, Sümer Holding’e verilen kredilerdir. Bunlar ödenmedi. O zaman iktisat profesörü Başbakan, görevdeydi. Daha sonra da Malki, Eze, Korkmaz Yiğit ve avanesine verildi" diye konuştu. Türkbank’ta hazine temsilcisi olarak yönetim kurulunda görev alanların, görevlerini tam anlamıyla yerine getirmediğini iddia eden Adaş, "Hazine temsilcileri bankanın soyulmasına engel olmadılar. Soygunu seyrettiler" dedi. Bankanın 600 milyon dolara satılmasının kendilerini de şaşırttığını kaydeden Adaş, Korkmaz Yiğit’in vakfa ait olan yüzde 5 hisseyi almak istediğini, bu amaçla Yiğit ile görüştüklerini ancak, anlaşamadıklarını belirtti. Yiğit ile yaptıkları bu görüşmeler sırasında bir kişinin kendisini aradığını söyleyen Adaş, "Telefonu açtığımda, arayan, kendisini Alaattin Çakıcı olarak tanıttı. Ben Çakıcı’yı daha önce tanımam, bir kez televizyonda sesini duymuştum. Bana, ’niye Korkmaz Yiğit’e vermediniz’ dedi. Ben de, ’kendisinin yüzde 85’i var, bizim yüzde 5 ile ilgili anlaşma sağlanamadı’ dedim" diye konuştu. Tanık Ali Rıza Adaş, bir soru üzerine Yiğit’in, görüşmelerinde medya alanında büyümekten bahsettiğini, eski Merkez Bakası Başkanı Gazi Erçel’in de kendisine "Türkbank’ı al dediğini" aktardığını ifade etti. Yılmaz’ın avukatı Aydın Metin’in, "Çakıcı ile yaptığınız görüşmeyi ilgili yerlere ilettiniz mi" sorusuna Adaş, "Hayır bir yere başvurmadık. O mu, değil mi, onu da bilmiyoruz" karşılığını verdi. Metin, tanık Adaş’ın, davada müdahil olan Türkbank Munzam Vakfı’nda görev yaptığı için yeminsiz dinlenmesi gerektiğini söyledi. Yüce Divan Başkanı Tülay Tuğcu’nun, bu konuda değerlendirme yaptıklarını belirtmesinden sonra Adaş, yemin ederek tanıklık yaptı. Duruşmayı sanık Yılmaz’ın eşi Berna Yılmaz, kardeşi Turgut Yılmaz, bazı ANAP’lı eski bakan ve milletvekilleri ile çok sayıda kişi izledi. Duruşmaya, öğleden sonra tanıkların dinlenmesiyle devam edilecek.