Yılmaz Özdil'i kalpazan yaptılar
Abone olİki paket sigara almak için markete giren Hürriyet yazarı Yılmaz Özdil'in başına gelenler, filmleri aratmadı.
Sigara kaçakçılarının cirit attığı ortamda iki paket
Marlboro almak için girdiği markette kalpazan muamelesi gören
Özdil, görevlilerle tartıştı. Görevlilerle Özdil arasında geçen
diyaloglar inanılmazdı.
Karakolluk olmasına ramak kala olay tatlıya bağlandı ama
siniri geçmeyen Özdil, sokaktaki satıcıdan kaçak sigara
aldı.
Uludere olayı sonrası kaçakçıları ele aldığı yazısıyla dikkatleri üzerine çeken Özdil, kaçakçılığın serbest kalpazanlığın takipte olduğunu düşünüyor. İşte bu görüşünü destekler nitelikte markette bir olay meydana geldi.
"Özdil kendine has üslupla kara mizah sayıbalibecek diyalogları köşesinde böyle yazdı:
EMİN OLMAYIN BİR DAHA BAKIN"
"Kasiyer kız, parayı aldı, kasaya koyacağına, kaldırıp, tavandaki
floresana doğru tuttu iyi mi... "Hayrola?" dememe
kalmadan, raflara yoğurt dizen görevliye seslendi, görevli geldi,
kız parayı ona verdi, görevli parayı aldı, kaldırıp floresana
tuttu.
Ben bekliyorum... Kız "gerçek mi?" diye sordu.
Görevli "öyle sanki" dedi. Mevzuya o kadar
dalmışlardı ki, araya girdim, "hemen emin olmayın, bi daha
bakın" dedim. Görevli bi daha kaldırdı ışığa doğru, bi
daha baktı. Sanırsın, para değil, elmas verdim, kaç karat olduğunu
tespit etmeye çalışıyor. "Nasıl?" dedim. Bu sefer
tenezzül edip bana cevap vermedi, kıza döndü "aleti
çıkar" dedi. Kız kasanın altına eğildi. "Ne
çıkaracak acaba?" diye, gayriihtiyari ben bile eğildim
aşağı doğru... Kutu gibi bi dalga çıkardı. Hani şu, mor ışık filan
saçan, paranın gerçek olup olmadığını gösteren aletlerden... Bir an
için etrafıma bakındım, markete mi geldim, Merkez Bankası'na
mı?
"KALPAZANLIK KARİYERİME LEKE DÜŞMESİN"
Kız parayı alete tuttu, "tamam" dedi. Emin
olmuştu. Ama ben emin olamadım! "Sen bi daha bak, n'olur
n'olmaz, bunca yıllık kalpazanlık kariyerime leke
düşmesin" dedim. Kız "yok yok" dedi, beni
teselli etti, "sahte olsaydı anlardım" dedi. Sigaraların ve paranın
üstünü verdi.
MARKET YETKİLİSİNE AŞK MEKTUBU
Arkamdaki amca "hadi geçmiş olsun" diye omzumu
pışpışlarken, onun arkasındaki teyze tatmin olmamıştı, işkilli
işkilli süzüyordu beni... "Bu marketin yetkilisini çağırır
mısınız lütfen" dedim. Kız "niye?" dedi.
"Sevgilim olur kendileri de, aşk mektubumu elden
vereceğim" dedim.
Kız baktı ki, kalpazan zannettiği müşteri manyak çıktı... Güvenlik
görevlisini çağırdı.
Güvenlik görevlisi benim başımda nöbet tutarken, raflara yoğurt
dizen filigran uzmanı görevli içeri koştu, yanında bir hanımefendi
ve üç adamla geldi. "Sevgilim" diye sallarken, tutturmuşum meğer,
yetkili kişi hanımefendiymiş... Vaziyeti anlattım, alt tarafı özür
bekliyorum. "Müşterilerimizi korumak için
yapıyoruz" dedi.
MARKETİN VERDİĞİ PARA ÜSTÜ SAHTE Mİ?
"Ben müşteri değil miyim?" dedim. "Müşteri
olabilirsiniz ama, bilemeyiz" dedi. "Peki, bana
para üstü olarak verdiğiniz paralar gerçek mi? Lütfen ışığa tutun,
ondan sonra bu alete sokun" dedim. "Beyefendi biz
kalpazan mıyız?" dedi.
"Hayır, kalpazan olan benim, kişi kendinden bilir işi, o
nedenle prensip olarak ışığa tutulmayan para üstünü
almıyorum" dedim. Kuyruk uzuyor bu arada, bi arkadaki
teyze ters ters bakmaya devam ediyor... Bi soru daha sordum,
"peki bu sigaralar gerçek mi?" dedim. Yetkili
hanımefendiyle gelen üç adamdan biri, "üstünde barkod
var" dedi. "Barkod cihazınızı getirir misiniz
lütfen, ben nerden bileyim bunun gerçek barkod olup
olmadığını?" dedim. İş tatlı tatlı karakola doğru
gidiyordu ki, arkamdaki amca devreye girdi, "ben hep burdan
alıyorum, sigaralar gerçek" diye kefil oldu. İkna
oldum.
Çıktım marketten, ağabeyimin işyerine gittim, televizyon açık...
Haberlerde "34 kaçakçının öldüğü hava operasyonunda
akrabalarını kaybeden kaçakçı babaoğul, 80 bin paket kaçak
sigarayla yakalandı. Serbest bırakılan kaçakçı baba-oğul, geçen
hafta da 63 bin paket kaçak sigarayla yakalanıp, gene serbest
bırakılmıştı sayın seyirciler" diyor.
KAÇAK SİGARA ALDI
Aklıma sigara geldi.
Marketteki hadiseyi anlattım.
"Müstahak sana birader" dedi.
"Niye?" dedim. "İsviçre mi oğlum burası,
marketten sigara alınır mı" dedi. "Ya nerden
alınır?" dedim.
Yanında çalışan arkadaşa seslendi, "şu köşedekine söyle,
kaçak sigaralardan getirsin" dedi. Köşedeki geldi, marka
marka... "Marlboro" dedim. 3 lira... Para uzattım.
"Ayıpsın abi" dedi, "bu defalık benden,
maksat ayağın alışsın..."