Yılmaz Özdil'e destek verdi!
Abone olHürriyet yazarı Ahmet Hakan bugünkü yazısında İstanbul'un olimpiyat tanıtım filmini eleştirdi.
İNTERNET HABER - Olimpiyat tanıtım filmini dün köşesinde yazan, ve neden tanıtım filminin içinde hiç türbanlı yok diye soran Yılmaz Özdil'e bir destek de Ahmet Hakan'dan geldi.
Ahmet Hakan bugünkü yazısında Yılmaz Özdil'in dünkü yazısına övgüler dizdi ve tanıtım filmini eleştirdi.
İşte Ahmet Hakan'ın yazısının o bölümü:
GÜNDEMDEN uzak kaldığım için izleyememiştim.
Yılmaz Özdil’in dünkü enfes yazısını okuyunca...
Ben de izledim İstanbul olimpiyat tanıtım filmini.
İzledikten sonra da karar verdim:
Yılmaz Özdil hakikaten tam yazmış: Ne bir eksik, ne bir fazla.
*
Hakikaten de numune olsun diye bir tek başörtülü bile yok filmde.
Sadece başörtülü mü?
Çarşaflı bir hanımefendi de yok.
Nur yüzlü sakallı bir amca da yok.
İstanbul sokaklarında serazat gezen cübbeli, sarıklı bir şahsiyet de yok.
Bağcılar da yok, Esenler de yok.
Ayasofya’nın içinden Hıristiyan unsurlara vurgu var ama nedense “Ayasofya cami olsun” talebine en küçük bir gönderme yok.
“Öyle kıyafetler var ki kültürümüze ters” cümlesi akıllardan uçmuş, kültürümüze ters olmayan kıyafet yok.
Kullanılan müzik desen... Bizim müzik kültürümüzle alakası yok.
*
CHP’liler çekseydi bu filmi...
Ne biçim teoriler attırırlardı ortaya:
“Öz kültürüne yabancılaşmış Batıcı aydınlar” cümlesinden girerler, “kendi insanlarından utanıyorlar” cümlesinden çıkarlardı.
“Türkiye bu değil” cümlesinden girerler, “bu ülkede başörtülüler de yaşıyor kardeşim” cümlesinden çıkarlardı.
“Halkına yabancılaşmış aydın” teorilerinden girerler, “öz yurdunda garipsin başörtülü bacım, öz yurdunda parya” edebiyatından çıkarlardı.
“Benim medeniyetim baleyle anlatılamaz” diye çıkışırlar, “Batsın böyle tanıtım” diye kestirip atarlardı.
“Ezanın üzerine Rihanna şarkı söylüyor, bu düpedüz dine ve dince kutsal sayılan değerlere saygısızlık” derler, belki de bir savcı dava açmaya bile kalkardı.
*
İyi ki CHP’liler çekmedi bu filmi...
Böylece...
Lügatler paralanmaktan, teoriler hırpalanmaktan, “öz kültürümüz edebiyatı” çiğnenerek sakız yapılmaktan kurtulmuş oldu.