Anında yazmıştık ama anında yayınlayamadık.
Şimdi buyurun.
Yılmaz Özdil yazmıştı.
Yok, efendim milli takımın 3 - 1 yenildiği gün Ampute Milli
Futbol Takımımız dünya 3’ncüsü olmuş.
Eee ne yapalım oldularsa?…
Bize sordular da mı oldular?
Sen bilmiyor musun biz millet olarak güdülerimizi önemseriz?
Nerede çokluk biz oradayızdır.
Ben yazmayayım; siz devamını nerede çokluğun ardına koyarsanız
nasılsa.
Yani demem o ki futbolda para çok olunca sonuçta malum
oluyor.
Alın işte milli kalemiz delik deşik olmuş.
Gelen selam veriyor, giden selamsız gitmiyor ama sanki başarıdan
başarıya koşuyormuşuz gibi futbolculara prim üstüne prim
veriliyor.
Ne demiştik nerede çokluk…
Sonra Ampute Milli Takımındaki oyuncular; kendilerine verileceği
sözü verilen 250 lira masraf paralarını hala alamamışlar.
Alamazlar kardeşim, alamazlar.
Ama 250 lira değil de 250 milyar olsaydı daha formayı giymeden
paraları hesaptaydı.
Hatta maça başlamadan olmayan, vaat edilmeyen (yanlış
yazmadım; vaat edilen değil yani…) primleri de yatardı
üstelik.
Ama şansları yok.
Neymiş efendim; para için değil gönülden oynuyorlarmış.
Aferin onlara…
Gönülle bir şey olmadığını hala anlamamışlar.
Kuru gönlü bu millet ne yapsın?
Bu millet; gönülsüz yapılanları hatta gönülden yapılması
gerekenlerden gönüllü kaçanları, kaçılanları sever.
Velhasıl gönülsüzlüğü gönülden destekler.
Olmadı para verir, prim verir.
Onlar ki bu vatan uğruna canlarını gönülden vermekten
çekinmemişler.
Onlar ki bu bayrak için kollarını bacaklarını kaybetmişler.
Buna rağmen hala gerçeği anlamamışlar.
Bari sen yazsaydın; gönüllü verilenin önemsenmediğini, önemli
olanın; gönüllüymüş gibi yapmak olduğunu…
Bu ister can olsun, ister kolun bacağın hiç fark etmez.
Ayrıca bilsinler ki bazıları için; 30 bin kaymeye askerlik
yapanların pardon pardon yapmayanların askerlikleri onlarınkinden
30 kat kıymetlidir.
Aslında askere gideceklerdi de gidememişler gibiler
çünkü…
Ya da gönüllüymüş gibiler çünkü…
Yoksa gerçek gönüllü olan şehitlerin, gazilerin ve tabi ki şu
anda canlarını vermeyi göze almış on binlerin neler çektiğinden
kimin haberi var ki?
Kimsenin, ne yazık ki kimsenin…
Onlar gönüllüler, daha da önemlisi paralı değil
yürekliler çünkü…