Yılmaz Özdil bu sefer çok kızdıracak!
Abone olYılmaz Özdil, Balbay'ın içeri girdiği tarihte kimin ne yaptığını yazdı.
Hürriyet si yazarı Özdil, bugün köşesine Mustafa Balbay'ın
tahliye kararını taşıdı. "Pardon" başlığı ile yazdığı, Balbay'ın
tutuklandığında ne ne değildi diye anlattığı yazı çok konuşulacak
gibi.
İşte o yazı...
TÜRKAN SAYLAN
YAŞIYORDU
4 sene 9 ay önce, Mustafa Balbay tutuklandığında...
AKP henüz AKP’ydi, ak denmiyordu. Son Osmanlı Padişahı 1’nci
Recep Tayyip Erdoğan pankartı açılmamıştı. Profesör Haberal
tutuklanmamıştı, 4 yıl 4 ay yatıracaklarını bilmiyordu. Profesör
Hilmioğlu dışardaydı, kanser değildi. Profesör Türkan Saylan
yaşıyordu, terör yuvası diye evi basılmamıştı.
CEMAAT AKP'NİN
KANKASIYDI
Poyrazköy’de TRT kameraları eşliğinde kazı başlamamış, boş lav
silahı bulunmamış, Kardak kahramanları içeri tıkılmamıştı. The
Taraf gazetesi, Fethullah Gülen’i bitirme planını manşet
yapmamıştı, o planın bizzat AKP tarafından imzalandığı kimsenin
aklına gelmemişti. Cemaat AKP’nin kankası, AKP cemaatin cankuşuydu.
İki cihanda lekeli değildik.
TSK'YA BALYOZ İNMEMİŞTİ, BARANSU BAVULUNU
AÇMAMIŞTI
Habur rezaleti yaşanmamıştı. Yarbay Ali Tatar kafasına sıkmamıştı.
Çukurambar’da suikastçı diye aşçı yakalanmamış, o sırada Manisa’da
bulunan Bülent Arınç’a Ankara’da suikast yapılacağı iddia
edilmemiş, n’oluyor demeye kalmadan kozmik oda’ya girilmemişti.
Bizim patrona can sıkıcı yayınlar yapmasın diye 1 milyar dolar
giydirmemişlerdi. AKP il başkanı, başbakanımız bizim için ikinci
peygamber gibidir dememişti. TSK’ya balyoz inmemişti, cami
bombalanacaktı yalanı yazılmamıştı, sahte siidi’ler ortaya
çıkmamıştı, Mehmet Baransu bavulu açmamıştı, aynı bavulu AKP için
de açacağını AKP bile tahmin etmemişti, Baransu’ya gizli kamera
döşeyeceklerini Baransu bile düşünmemişti.
HÜKUMETİN PKK İLE GÖRÜŞTÜĞÜNÜ İDDİA EDEN
ŞEREFSİZDİ
Haysiyet cellatlığı başlamamıştı, subayların eşlerine iftira
atılmıyordu, Albay Berk Erden canına kıymamıştı. Darbe yaftasıyla
içeri tıkamadıkları subayları, casus ilan etmemişlerdi. Başsavcı
Cihaner tutuklanmamıştı. AKP milletvekili, artık biz fişliyoruz
dememişti. Bir başka AKP milletvekili, AKP’ye oy vermeyenlerin kanı
bozuk olduğunu söylememişti. Yetmez ama evet denmemişti,
Yargıtayyip, Danıştayyip, Sayıştayyip haline gelmemişti, 23
Nisan’da koltuğuna oturtulan ilkokul çocuğuna, ister asar ister
kesersin diye akıl vermemişti. Hakan Fidan, Mit müsteşarı
yapılmamıştı. Oslo açığa çıkmamıştı, hükümetin pkk’yla görüştüğünü
iddia eden şerefsizdi. Deniz Baykal kasetle tasfiye edilmemiş,
Kürtçü-liboş-ABD ajanı kadrolarla, yeni CHP dizayn edilmemişti. 83
yaşındaki İlhan Selçuk’u Ergenekon’un elebaşısı diye gözaltına
almamışlardı.
HANEFİ AVCI EMNİYET
MÜDÜRÜYDÜ
Haliç’te Yaşayan Simonlar piyasaya çıkmamıştı, Hanefi Avcı emniyet
müdürüydü, hocaefendi de okyanus ötesinden açıklama yapıp, Allah
taksiratlarını affetsin dememişti. Başbakanımızı görünce ayağa
kalkmayan Engin Alan, Silivri’ye gönderilmemişti, teğmen’e sehven
yükleme yapılmamıştı, Soner Yalçın, Müyesser Yıldız, Nedim Şener,
Ahmet Şık tutuklanmamıştı, imamın ordusu kitap olmamıştı, Kaşif
Kozinoğlu hayattaydı. MHP’nin kasedi çıkmamıştı, Muhsin
Yazıcıoğlu’nun helikopteri düşmemişti, Cem Uzan, Mehmet Ağar, Erkan
Mumcu, Tuncay Özkan, Doğu Perinçek, tesadüf işte, muhalif olan
herkes komple bertaraf olmamıştı. İzmir belediye başkanına 400 sene
istenmemişti. Ergenekon-Balyoz savcıları, Aziz Yıldırım’ı içeri
tıkmamıştı.
DENİZ FENERİ SAVCILARI SANIK
OLMAMIŞTI
Deniz Feneri savcıları, sanık olmamıştı. İnsanları boğup, mezar
evlere gömen Hizbullahçılar sokağa salınmamıştı. İnsanlık anıtı,
ucube diye yıkılmamıştı. Esed, Esad’tı. Hüsnü, mübarek adamdı.
Kaddafi’den insan hakları ödülü alınmamıştı, Nato’nun Libya’da ne
işi vardı. Ahmet Davutoğlu bakan değildi, milletvekili bile
değildi, hariçten gazeldi. Büyükelçimiz, İsrail’de tabureye
oturtulmamıştı. Mavi Marmara, siyasi çıkarlar uğruna, göz göre göre
ölüme gönderilmemişti. Suriye, uçağımızı düşürmemişti, şehit
pilotlarımız “stratejik derinlik”te, 1260 metrede Amerikalılar
tarafından bulunmamıştı.
MEMLEKETE BİR MİLYON SURİYE'Lİ
GİRMEMİŞTİ
Obama beyzbol sopası göstermemişti. Kafa kesen, kalp söken şeriatçı
teröristler, Hatay’da üs kurmamıştı. Memlekete bir milyon Suriyeli
girmemişti. Davos’taki superman, güneydoğuda siper’man olmamıştı,
başbakanımız kuzey ırak sınırındaki siperde kum çuvallarının
arkasında çömelmemişti. İnek ithal etmiyorduk. Angola’dan
Uganda’dan saman ithal edilmiyordu. Hiç olmazsa dereler
satılmıyordu. Hopa’da çevreci öğretmen Metin Lokumcu biber gazıyla
öldürülmemişti.
HAYALDİ GERÇEK
OLMAMIŞTI
Çağla bademler büyüsün de badem olsunlar diye, üniversite sınavına
şifre konulmamıştı. Hayaldi, gerçek olmamıştı, Pkk’lı Şemdin
Sakık’ın gizli tanık olduğu ortaya çıkmamış, Genelkurmay Başkanı
İlker Başbuğ terörist ilan edilmemiş, genelkurmay başkanı ve kuvvet
komutanları topluca istifa etmemiş, hiç istifini bozmayan necdet
bey’e sucuk hediye edilmemişti. Kürecik’e İsrail’i korumak için
radar döşenmemişti.
ULUDERE
BOMBALANMAMIŞTI
CHP hükümeti Dersim’i bombaladı denirken, Uludere bombalanmamıştı.
Madımak zamanaşımına uğramamıştı. Reyhanlı havaya uçmamıştı,
koynumuzda beslediğimiz El Kaide’nin havaya uçurduğu bilinmiyordu.
AKP’liler tarafından Hazreti Muhammed’e nüfus kâğıdı çıkarılmamış,
Tayyip adı, peygamberimizin çocukları arasında gösterilmemişti.
Padişah Abdülhamid’e onursal doktora verilmemişti.
ATATÜRK SUÇ OLMAMIŞTI
19 Mayıs yasaklanmamıştı. Diyanet, ilkokul öğrencilerini sömestrde
umreye götürmüyordu. Atatürk ilkeleri ders kitaplarından
çıkarılmamıştı. Atatürk anıtlarına çelenk koymak yasaklanmamıştı.
Atatürkçüler terörist holigan ilan edilmemişti. Atatürk suç
olmamıştı, posterine-çıkartmasına ceza yazılmıyordu. Yüce Atatürk
pankartı açan takım, disipline sevk edilmiyordu. İki ayyaş
denmemişti. Andımız yasaklanmamıştı.
ŞEHİTLER KELLEYDİ AMA BİRKAÇ MEHMET
DEĞİLDİ
Şehitler kelleydi ama, bi kaç Mehmet değildi. Kerkük’e karışırsanız
Diyarbakır’a karışırız diyen Barzani, AKP’nin onur konuğu
olmamıştı, başbakanımız tarafından Diyarbakır’da ağırlanmamıştı.
İmralı’yla müzakere başlamamıştı, sayın basınımız Kandil’den canlı
yayına koşmamıştı, Kürdistan ilan edilmemişti, Apo ulusa sesleniş
konuşması yapmamıştı. Biji Erdoğan pankartları açılmamıştı. İmralı
tutanakları basına sızmamıştı, Apo açık açık, AKP’yle ittifak
yapacaklarını, Tayyip Erdoğan’ın başkanlığını destekleyeceklerini,
karşılığında rejimin değişeceğini söylememişti.
GEZİ PARKI, PARKTI
Orhan Gencebay, Kadir İnanır filan akil insan olmamıştı. T.C.
kaldırılmamıştı. Türk’tük, akp yöneticisi Türk yok dememişti.
Kürtaj yaptıran, sezaryenle doğum yapan, katil değildi. Hamileler
terbiyesiz değildi. Kızlı-erkekli eğitimi kaldıracağız
dememişlerdi. Vali de millete gavat dememişti. Üçüncü köprü, bizzat
başbakanımıza göre cinayetti. Gezi parkı, parktı. Ethem’in suratına
ateş edilmemişti. Polis tarafından sopalarla dövülerek öldürülen
Ali İsmail desen, Balbay tutuklandığında henüz ortaokul son
sınıftaydı.
4 SENE SONRA PARDON DENİLDİ
4 sene 9 ay sonra, Mustafa’ya pardon denildi.
E gerisi de kusura bakmasın gari.