Türk Sineması'nın efsane ismi Hülya Koçyiğit, TRT 2 ekranlarında yayınlanan 'Film Gibi Hayatlar'da konuklarını ağırlamaya devam ediyor. Programın bu haftaki konuğu, ünlü komedyen ve oyuncu Ata Demirer oldu. Çocukken yalnız bir çocukluk geçirdiğini ifade eden Ata Demirer, ‘'Daha doğrusu biraz yalnızlığı tercih eden bir çocukmuşum annem öyle söylüyor. Çünkü hem çocuk olup hem şişko olmak çok zor bir şeydi." dedi.Demirer çocukluk dünyasıyla ilgili "Hacivat ile Karagöz'ün dünyası, dadı, falcı, külhanbeyi, mahallenin delisi bunların hepsini yaşadım, içinde büyüdüm. Çocukluğum kendi kendimi eğlendirmekle başladı. Bursa'ya borçluyum, o çok bozulmamış Bursa, çocukluğumun Bursa'sı çok renkli, çok katmanlıydı." diye konuştu.Büyüdüğü şehirle ilgili Demirer "Osmanlı da var içinde, Zeki Müren de var, Müzeyyen Senar da var, Güvercinler var, klavyeler var, Roman mahallesi var. O katmanların içinde büyüdüm. Şimdiki çocuklarımızın biraz şanssızlığı bu tip alaturka, insani ve geleneksel renklerden uzak büyümek zorunda kalıyorlar çoğunlukla şehirlerde." ifadelerini kullandı."Sıkışıyorlar biraz" diyen Demirer "Ama onlarda da başka yetenekler çıkacak ortaya. Yirmi otuz yıl sonra onlara teşekkür edeceğiz. Belki insan ömrünü yüz yılın üstüne çıkaracaklar buldukları şeylerle" şeklinde konuştu. Hayatın kendisini çok mutlu ettiğini ve mutlu bir insan olduğunu söyleyen Ata Demirer "Şişman bir çocuk olmak, yalnız olmak. Yalnızlığın şöyle bir avantajı var, karşıya geçip gözleyebiliyorsun. Kim ne yapıyor, ne ediyor? Gözlemek içgüdüsel bir şey. Öyle görüyorsun." dedi. "Bu şekilde aranızda olacağımı o zaman hissettim" diyen Demirer "Şimdi sadece ses taklidi papağan gibi değil de, karşıdakinin davranış biçimi, ruh hali, verdiği tepkileri de görmek için galiba biraz empati duygusunun gelişmiş olması gerekiyor. Ben işimi çok seviyorum, çok mutluyum. Hayata çok şükrediyorum, hayat beni çok mutlu etti." diye konuştu.Mutluluk kaynağını Demirer "Aslında ben mutlu bir insanım. Yani benim mutluluğum belirli bazı şeylere bağlı. Çok fazla bir şey değil, yeteneklerimi doğru aksettirebileceğim bir iş, o işin sonuçların seyretmek, o işlerden sonra başka bir işe hazırlanırken de sevdiğim coğrafyada yaşamak. " sözleriyle anlattı.Yaşamıyla ilgili Demirer "Bir gün Karaköy'e yürüyüş yapmak, sevdiğim balıkçıdan balık almak, bazen denizde olmak, teknede olmak, dalış yapmak, köpeğimle oynamak, kuş yetiştirmek, seyahat etmek bunlar yetiyor bana.. İnsan seviyorum, eve insan gelsin gitsin. Ve sağlık...'' dedi.'Eyyvah Eyvah' serisinin çok sevildiğini ve izleyicilerin devamını çekmesini söylediğini belirten Ata Demirer ‘'Seyirci, 'Tamam abi güzel de niye "Eyyvah Eyvah 4" yapmıyorsun da bize zaman kaybettiriyorsun?' diyor. Ama benim bir tane hayatım var ve çeşitlilik katmaya, kendimden başka şeyler çıkartmaya çalışıyorum. Yoksa Eyyvah Eyvah 4" tabii ki yapılır.'' dedi.Ata Demirer yeni filmin müjdesini de ilk kez programda verdi. Demirer, ‘' Pandemi başladığında yazmaya başladım. Her halde yaz başında bitirmiş olacağım, bir Bursa filmi. 1980'li yıllarda geçiyor. Yeni bir senaryom bitmek üzere. Yeni bir film yolda... İsmi de 'Bursa Bülbülü' Seksenlerde geçen bir müzik hikâyesi'' diye konuştu. 'Avrupa Yakası'nın hayatındaki dönüm noktalarından biri olduğunu söyleyen Ata Demirer "Önce hayır demek zorunda kalmıştım. Kendimce ya turnelerde ben çok yoruluyorum, mutluyum da şimdi sırası değil beni affedin gibi bir şey söyledim. Yarım ağızla... Bir tarafım da oynasana diyor." ifadelerini kullandı. Platoya gidişini anlatan Demirer "Avrupa Yakası'nın ilk yönetmeni Hakan Algün beni aradı dedi ki: Bak hata yapıyorsun, bir gel dedi. Bir gittim Platoya, Sinan Çetin'in yanına, bir demo çekmişler, seyrettirdiler. Baktım ben içeri girerken Gazanfer abiyi bir gördüm. Ben tabi öyle düşünemedim." şeklinde konuştu."Kadroyu saydılar ama canlı görmek başka bir şey kayıtta" diyen Demier "Tamam dedim oynuyorum, elimde ne varsa koyacağım ben hata yapmışım dedim. Ben bunda oynarım dedim. Çok da iyi oldu, iyi ki de oynadım, benim hayatıma yeni bir dönüm noktası kattı.'' dedi.Büyük kitleler tarafından tanınma, gösterilerin kapasitesinin artmasının yanı sıra senaryo yazmayı da burada öğrendiğini belirten Ata Demirer ‘'O kadar çok senaryo okudum ki, Gülse'nin senaryoları bir de gerçekten ders gibidir. Durum komedileri, komedi senaryosunun dinamiğini, çatısını fark etmeden öğrenmişim." diye konuştu. 'Eyyvah Eyvah'ı yazış süreciyle ilgili Demirer "Orada okuya okuya bir antrenman oldu ve dizi biter bitmez 'Eyyvah Eyvah'ı yazdım. Uzun yıllardır bir örneğini görmedik Gülse haricinde, sitcom yapan daha gelmedi.'' şeklinde anlattı.Denize olan tutkusunu da dile getiren Ata Demirer ‘'Kendimi orada buluyorum gibi oluyor. Ben sahnede ne kadar buluyorsam, suda da o kadar buluyorum. Denizin üzerinde olmak değil, daha çok altında olmak, dalmak, bir maske, bir tane fotoğraf makinesi." dedi. "Kendim için hiç paylaşmadan, suyun altında..." diyen Demier "Deniz başka bir şey, sonuçta hayat kısa bir şey ne kadar sevdiğimiz bir şeylerin peşinden koşarsak o kadar verimli birine dönüşürüz diye düşünüyorum. Mutlu insandan zarar gelmez. Mutsuz insandan zarar gelir. Deniz beni mutlu eden bir şey.'' diye konuştu. Olanlar Oldu filminde cast sürecinde yaşadığı anıyı da paylaşan Ata Demirer ‘'Bir laf vardır; senaryoyu senarist yazar, castı Allah yapar, bazı şeyler biraz şans oluyor. "Olanlar Oldu''daki Tuvana Türkay annemin castı." ifadelerini kullandı.Filmin castıyla ilgili Demirer "Olacak şey değil, bizim cast sorumlusu arkadaşımız var, kimisiyle görüştük, kiminin takvimi tutmuyor. Dedik biz bunu çekemiyoruz." diye konuştu. Sözlerinin sonunda Demirer "Annem bana bir mesaj atmış, biliyor aradığımızı. ‘Şu şu dizide bir kız var, izlediniz mi?' diye... Ben hemen baktım. Geldi Tuvana, zaten müzikal yeteneği de var. Karakterin şarkı da söylemesi gerek." dedi.