Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Bu fotoğraf dün Ahmet Güneştekin'in ekibi tarafından bütün
medyaya dağıtıldı.
Kareye biraz daha yakından bakın.
Çünkü karede bana göre bu yılın kültür alanındaki en büyük
sürprizini görüyoruz.
Önde gördüğünüz insan sanatçı Ahmet Güneştekin.
Hiç kuşkusuz Türkiye’nin içerde ve dışarda en çok tanınan sanatçısı
diyebilirsiniz.
Arkadaki bina ise Venedik kanalların ikisinin kesişme noktasında
bulunan Palazzo Gradenigo adlı bina…
Venedik’in en prestijli binalarından biri…
Bir zamanlar Avusturya Arşidük’ü Frederik’in yaşadığı bina
burası.
Yani Avusturya’yı yöneten Habsburg hanedanın üyesi ve Birinci Dünya
Savaşı’nda Avusturya Macaristan ordularının başkomutanı.
Önümüzdeki yılın dünyada en önemli sanat olayı olacak olan Bienal’e
hazırlanan Venedik’in bu prestijli binasında kimsenin beklemediği
bir gelişme oldu.
Santa Groce bölgesinde bulunan, asırlar boyu zamana tanıklık eden
ve göz alıcı mimarisiyle her göreni hayran bırakan görkemli yapı
Palazzo Gradenigo, Türkiye'den bir sanatçı, Ahmet Güneştekin
tarafından satın alındı.
Venedik Bienali’nin de gerçekleştiği başlıca sergi alanlarından da
biri olan Palazzo Gradenigo, bundan böyle “Güneştekin Art Refinery”
olarak tanınacak.
Bina, Ahmet Güneştekin Vakfı’nın çatısı altında faaliyet
gösterecek.
Sürpriz gelişme sadece bu değil.
İkinci önemli gelişme de şu olacak.
Venedik’in bir başka prestijli binası Corservatorio di Venezia veya
Conservatorio Benedetto Marcello alarak bilinen Venedik Müzik
Konservatuarı’nın binası 2024 bieanali sırasında Ahmet
Güneştekin'in sergisine tahsis edildi.
Gradenigo Sarayı’nın Güneştein tarafından alınmasının çok
sembolik bir anlamı da var…
Güneştekin, böylece Anish Kapoor gibi küresel bir sanatçının
yanında şehirde kendi binası olan sanatçılar arasına girecek.
Ahmet Güneştekin Vakfı ise dünyanın önde gelen ünlü kültür ve sanat
vakıfları ile birlikte Venedik’te binası bulunan vakıflardan biri
haline geliyor.
Venedik’te Peggy Guggenheim, Gucci, Saint Laurent, Alexander
McQueen, Brioni gibi markaların sahibi olan Pinault, Georgia Gini,
Prada, gibi dev isim ve markaların vakıflarının müzeleri var.
Hiç kuşkusuz Venedik bugün Paris, Londra, Miami, Basel, Singapur ve
Hong Kong’dan sonra sanat ve kültürün hem parasal hem evrensel
nabzının attığı en önemli merkezlerden biri.
Dünyanın en büyük lüks eşya gruplarından biri olan Pinault’nun,
Prada’nın, Guggenheim’ın orada bulunması, Anish Kpaoor gibi küresel
başarıya sahip bir sanatçının orada merkezi açmasının nedeni
bu.
Bu bir tür “Küresel kültür ve sanat A kategorisinde temsil
edilmek, bayrak dalgalandırmak” anlamına geliyor.
O bakımdan bana göre bu yılın kültür alanındaki en büyük
sürprizlerinden biri.
Peki nasıl başladı bu hikaye…
İlk adım New York’ta Marlboro galeride atıldı
Tabii bu hikâye Venedik'te başlamadı. Bir günde de olmadı.
Belki ilk adım, Güneştekin'in New York Marlboro galerisinde açtığı
sergiydi.
Marlboro dünyanın önde gelen özel galerilerinden biri.
Güneştekin’in orada ilgi görmesinden sonra Venedik, Bakü,
Berlin’deki çok ses getiren sevgilerle pekişti.
Ama galiba son adım İzmir’de atıldı.
Şimdi 22 Kasım 2022'ye o serginin açıldığı güne gidelim.
O gün İzmir Fuarı'ndaki büyük mekânda yapılan açılışa, bugünkü
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve İzmir Büyükşehir
Belediye Başkanı Tunç Soyer de katılmıştı.
İşte o açılışı kenardan sessizce izleyen bir insan vardı.
Adı Maurizo Bortoletti’yedi…
İtalyan bir küratörde ama sıradan biri değildi.
Etkileyici bir küratörlük sicili vardı.
Daha önce Venedik Bienalinde Çinli sanatçı Ai Wei Wei’in de
küratörlüğünü yapmıştı.
İzmir’de açılan “Gavur Mahallesi” adlı sergi onu çok etkilemişti ve
Güneştekin’in 2024’de Venedik’te küratörlüğünü yapmayı kabul
ediyordu.
İzmir’deki sergiyi 3 milyondan fazla insan gezdi.
Bu yıl dünyada en konuşulan sergi Paris'te Louis Vuitton Müzesi’nde
açılan Basquiat-Andy Warhol sergisi olmuştu.
O sergiyi 4 ayda 622 bin kişi gezmiş ve bu rakam bütün dünyada
konuşulmuştu.
Güneştekin’in İzmir’deki sergisini 6 ayda gezen insan 3 milyonu
geçmişti.
Tabii bu dünya çapında bir rekordu ve dikkatleri üzerine çekti.
İşi bu sergi, Güneştekin’in Arşidük Frederic’in evine götüren
yolu açıyordu.
Çağdaş dünyada artık sanat eseri sadece eserin kendinden ibaret
bir şey değil. Yarattığı aura da o eserin parçası haline
geliyor.
Picasso ve Dali’nin başlattığı yeni bir sanatsal gerçeklikti bu…
Yarattığınız atmosfer, sanatçının kişilik özelliklerinin de sanatın
parçası haline gelmesi…
Bazı klasik sanat teorisyenlerinin kabul edemediği yeni bir
gerçeklik bu…
Mesela Damien Hirst…
Dün Ahmet Güneştekin’le konuştum.
Tabii binanın içinde önemli bir onarım yapılacak.
Salonlarından birinin adı Yaşar Kemal olacak.
Ama en önemlisi bu binada Türkiye’nin genç sanatçılarının eserleri
de sergilenecek ve kendilerine burada küresel bir pazar imkanı
açılacak..
Tabii bu binanın alınması Ahmet Güneştekin Vakfı’nın son 4
yıldır uğraştığı bir projeyi şimdilik ikinci plana itti.
Vakıf Batman’a müthiş bir bölgesel müze kompleksi yapmayı
planlıyordu.
Hatta Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen mimarlarından biri haline
gelen Emre Arolat bunun için çok çarpıcı bir proje
hazırlamıştı.
Ne yazık ki bu proje devletten yeterli bir heyecan ve destek
sağlayamadı.
Ve araya Venedik projesi girdi. Belki de Türkiye açısından daha iyi
oldu…