Yılın olayı, Irak Savaşı
Abone ol2003 yılında iyi kötü birçok gelişme yaşanırken, yıla damgasını vuran, binlerce insanın öldüğü Irak Savaşı oldu
ABD Başkanı George Bush'un, 26 Kasım 2001'de Irak'ın BM silah
denetçilerinin ülkeye dönüşü reddetmesi halinde bu ülkeye güç
kullanabileceğini dile getirmesi, 29 Ocak 2002'de de Irak'ı İran ve
Kuzey Kore ile birlikte '''şer ekseni'' oturtarak, bu ülkelere
karşı harekete geçmekten söz etmesi, 2003'e damgasını vuran savaşın
habercisi oldu. Bush'un 8 Temmuz 2002'de ABD'nin Irak Devlet
Başkanı Saddam Hüseyin'i devirmek için elinden geleni yapacağını
belirtmesinin ardından, Saddam Hüseyin'in 16 Eylül 2002'de silah
denetçilerinin koşulsuz olarak dönmesini kabul etmesi savaşı
engellemeye yetmedi. ABD, 11 Ekim 2002'de Avrupa'da bulunan kara ve
hava kuvvetlerine mensup bin kadar askerini Kuveyt'e gönderirken, 2
Kasım 2002'de de uçak gemisi Constellation ve 6 savaş gemisi
Körfez'e doğru demir aldı. 8 Kasım'da ise BM Güvenlik Konseyi,
Irak'ın silahsızlanmasıyla ilgili 1441 sayılı kararı oybirliğiyle
kabul etti. Karar, 13 Kasım'da Irak tarafından da kabul edildi ve
Irak 7 Aralık 2002'de BM'ye kitle imha silahlarıyla ilgili 12 bin
sayfalık rapor sundu, ancak 2003'ün ilk 15 günü Körfez'e 50 binden
fazla Amerikan askerinin konuşlandırılması ve 20 bin yedek askerin
göreve çağrılması savaşın yaklaştığını ve müdahalenin kaçınılmaz
olduğuna işaret etti. Ocak 2003'ün ikinci yarısı, ABD'nin çatışma
durumunda NATO'dan destek istemesi, Irak'ın BM denetiminde de olsa
U2 casus uçaklarına hava sahasını kullandırtmama kararını
açıklaması, ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell'ın Irak'ın başta El
Kaide olmak üzere terörist gruplarla ilişkide bulunduğunu ileri
sürmesi, Irak Başbakan Yardımcısı Tarık Aziz'in bu iddiaları
yalanlaması ve Bush'un Saddam'ın sürgüne gidebileceğini
söylemesiyle geçti. ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld'in bu
sıralarda olası Irak harekatına karşı çıkan Almanya ve Fransa'yı
''yaşlı Avrupa'' olarak nitelemesiyle başlayan tartışma, Rusya ve
Çin'in de Fransa ile Almanya'nın saflarında yer alması, ABD ve
İngiltere'nin savaşta yalnız kalacağına işaret ediyordu. ABD ise
intikamını, geçen günlerde savaş sonrası Irak'ın yeniden
yapılandırılmasıyla ilgili ihalelere kendilerine destek olmayanları
giremeyeceğine yönelik kararıyla alacaktı. Şubat ayına
gelindiğinde, Amerikan Ulusal Güvenlik Danışmanı Condoleezza Rice,
''Irak'ın kurtarılmasından'' ve ''bir süre denetim altında
tutulmasından söz etmeye'' başlarken, 5 Şubat'ta BM Güvenlik
Konseyi'nin tarihi sayılabilecek oturumunda, Dışişleri Bakanı Colin
Powell, uydu fotoğrafları ve telefon konuşmalarından oluşan
''kanıtlarını'' sunarak yaptığı konuşmada, Saddam Hüseyin'in
işbirliği yapmaya yanaşmadığını, bunun bedelini ödemesi gerektiğini
belirterek, Irak'a karşı savaşı haklı çıkarmaya çalıştı ve 1441
sayılı kararın Irak için son şans olduğunu, ancak Iraklıların bu
şansı kullanamadığını söyledi. Powell, ''Bağdat'ın vahim sonuçlarla
karşı karşıya geleceği gün yaklaşıyor'' derken, savaşa az kaldığını
ilan ediyordu. Aynı gün, Saddam Hüseyin rejiminin iktidarda olduğu
Irak'ın BM nezdindeki son daimi temsilcisi olarak tarihe Muhammed
El Duri, Powell'ın suçlamalarının gerçekle alakası olmadığını,
kanıtların uydurma olduğunu ve asıl amacın ''savaş fikrini satmak''
olduğunu söyledi. Bush, ertesi gün, ''Irak ile maç bitti, Saddam
Hüseyin durdurulmalı'' derken, Irak, 7 Şubat'ta BM Genel Sekreteri
Kofi Annan'a mektup göndererek, ABD'yi Güvenlik Konseyi'ne sahte
kanıt sunmakla suçladı. 8 Şubat ise BM silah denetçilerinin şefi
Hans Blix ile Uluslararasaı Atom Enerjisi Ajansı Başkanı Muhammed
El Baradei'nin Irak'ın nükleer ve kimyasal cephaneliğiyle ilgili
belgeler sunduğu gündü. Bunun ardından, Fransa ve Belçika'nın
NATO'ya olası Irak savaşında Türkiye'nin korunmasına ilişkin
önlemleri içeren Amerikan taleplerini reddettiği 10 Şubat'ta, Irak
U2 casus uçaklarının BM denetiminde hava sahasını kullanmasına izin
verdi. Aynı gün Fransa ve Rusya, Irak'ta denetimlerin sürmesi için
ortak birdiri yayınladı. 15 Şubat'ta, başta Avrupa'da olmak üzere
dünyada 10 milyon kişi savaş karşıtı gösteriler düzenledi, ancak 25
Şubat'ta Bush'un ''Sadece Irak'ın tamamen silahsızlandırılması
savaşı engelleyebilir'' şeklindeki sözleri, savaşa az kaldığını
bildiriyordu. 27 Şubat'ta Körfez'deki Amerikan askerlerinin
sayısının 225 bine ulaşması bunu doğrular nitelikteydi. Savaşın
başladığı Mart ayındaki gelişmeler, 1 Mart'ta 62 bin Amerikan
askerinin Türkiye'ye konuşlandırılmasını öngören tezkerenin TBMM'de
reddedilmesiyle hareketlenirken, 6 Mart'ta Bush, Saddam Hüseyin'in
silahsızlanmadığını yineledi ve BM kararı olmadan da ABD'nin Irak'ı
silahsızlandıracağını söyledi. 16 Mart'ta İngiltere Başbakanı Tony
Blair ve İspanya Başbakanı Jose Maria Aznar ile Azor Adaları'nda
bir araya gelen Bush, 17 Mart'ta Saddam Hüseyin ve oğullarının
sürgüne gitmesi için 48 saatlik ültimatom verdi. 20 Mart'a
gelindiğinde 2003'e damgasını vuracak olan Irak savaşı başladı.
Amerikan-İngiliz koalisyonu güneyden Irak'a girerken, Irak'ın
başkenti Bağdat'a bomba yağdırıldı. Irak'ta, en az 3 tümenini
başkent Bağdat civarının savunmasına tahsis eden, en iyi eğitim
görmüş, en iyi donatılmış ve en iyi hareket kabiliyetine sahip
adamlarıyla Irak Silahlı Kuvvetleri'nin çekirdeğini oluşturan
Cumhuriyet Muhafızları ya da bir zamanlar dünyayın dördüncü gücü
olan, ancak Körfez Savaşı'nda aldığı yenilgi ve 13 yıldır devam
eden ekonomik yaptırımlar nedeniyle zayıflayan Irak ordusu beklenen
direnişi göstermeyince, güneyden ilerleyen Amerikan askerleri 9
Nisan'da Bağdat'a ulaştı. 11 Nisan'da da Musul ve Kerkük düştü.
Bush, 1 Mayıs'ta ''esas çatışmaların'' sona erdiğini ve
müttefiklerin savaşı kazandığını açıkladı. Ancak savaşın sonu
gelmemişti. Irak halkının direnişi ülkenin özellikle ''Sünni
üçgeni'' olarak adlandırılan bölgesinde sürerken, esas çatışmaların
sona ermesinden sonra düzenlenen saldırılarda 200'e yakın Amerikan
askeri öldü. 20 Mart'tan bugüne kadar kaç Iraklının öldüğü ise
bilinmiyor. Başkentin merkezindeki Firdevs Meydanı'nda dünyanın
naklen izlediği Saddam heykelinin Amerikan askerleri tarafından
devrilmesi sahnesi, diktatörlük rejiminin sonunu getiriyordu. ABD
tarafından 55 kişilik arananlar listesinde yer alan üst düzey
yönetim kadrosunda ikinci ve üçüncü sırada bulunan Saddam
Hüseyin'in oğulları Uday ve Kusay, 22 Temmuz'da Musul'da Amerikan
askerlerinin düzenlediği bir operasyonda öldürüldü. 14 Aralık'da da
listede birinci sırada yer alan Saddam Hüseyin Tikrit'te Amerikan
askerleri tarafından yakalandı. İDARİ GELİŞMELER 12 Mayıs'ta
ABD'nin Irak'a sivil yönetici olarak atadığı Paul Bremer esas
çatışmalar bitmesine rağmen direnişin sürdüğü Irak'a geldi ve
Irak'ta bazı yapısal değişiklikler oldu. Bremer, 16 Mayıs'ta Baas
Partisi üst düzey yetkililerine kamu alanında çalışmayı
yasaklarken, 22 Mayıs'ta BM'nin Irak'a 13 yıldır uyguladığı
yaptırımlar son buldu. Ertesi gün de Irak ordusu lağvedildi. 5
Temmuz'da Bremer, Irak Geçici Hükümet Konseyi'nin (GHK)
kurulduğunu, ancak kendisinin GHK kararlarını veto etme yetkisinin
bulunduğunu açıkladı. 13 Temmuz'da da 25 üyeli GHK ilk toplantısını
yaptı. Saddam döneminde işlenen suçlar için mahkeme kuruldu. 3
Eylül'e gelindiğinde Saddam sonrası ilk Irak hükümeti başbakansız
olarak yemin etti. 15 Kasım'da Bremer ve GHK, yönetimin devriyle
ilgili takvim konusunda anlaşmaya vardı. 10 Aralık'ta da Saddam
Hüseyin yönetimi döneminde işlenen suçlar için özel bir mahkeme
kuruldu.