Yıkıcı deprem için 100-150 sene gerek
Abone olTürkiye`nin en eski jeoloji profesörlerinden Nuriye Pınar Erdem deprem tartışmalarına açıklamalarıyla yeni bir boyut getirdi.
Erdem, `30 yıl içinde mutlaka deprem olacak` diyenlere de karşı
çıkıyor. Faylarla ilgili sizin savınız nedir? -- Ben doktora ve
doçentlik tezlerimde Marmara ve Ege faylarıyla ilgilendim. Bu
fayların neden olduğu depremlerin listeleri var benim
çalışmalarımda. Kuzey Anadolu Fayı üzerinde 1939 Erzincan
depreminden sonra birçok deprem oldu ve bunlar Bolu`ya kadar tespit
edildi. Sırasıyla; 1942 Çorum, 1943 Tosya, 1944 Gerede, 1951
Kurşunlu, 1957 Abant, 1967 Adapazarı, 1999 İzmit ve Düzce
depremleri meydana geldi. 1940`larda ben bu çalışmaya başladığım
zaman fay orada kalıyordu ve ben bu fayı İzmit`e kadar uzattım.
İzmit`ten sonra uzun bir fay olması lazım. Mürefte`ye kadar fay
olması lazım. Marmara Denizi`nde üç çukur var, ben fayı buralardan
geçirerek Ganos fayına bağladım. Bu arada Marmara`da 30 yıl içinde
yüzde 60 ihtimalle yıkıcı bir deprem olacağı iddialarının temelinde
T. Rockwell adında Amerikalı bir jeoloji profesörü var. Bu
profesöre göre, İzmit ile Mürefte arasında bir sismik boşluk
vardır. Yani Kuzey Anadolu Fay hattı burada oynamamıştır. Sismik
enerji batıya doğru geldiğine göre bu bölgede 30 yıl içinde yüzde
60 ihtimalle bir deprem olacaktır. Türk bilim adamları bu bilgilere
dayanarak ihtimali kesin gibi halka aktarıyorlar. Siz fayın tek
parçalı olduğunu mu düşünüyorsunuz? -- Mesela bazı profesörler
Marmara`nın ortasından üç parçalı fay geçiriyor. Çok yanlış.
Marmara`nın ortasında fay arıyorlar ama neye göre arıyorlar. Sadece
farz ediyorlar. Ben ise çukurlardan geçiriyorum. Tek parça olması
mümkün değil. Bu bütün bir fay değil. Bir depresyon var orada ve
çukurlardan aşarak geçiyor. Bu durumda ``tek parça`` diyenler ne
demiş oluyor? -- Denizi bilmiyorlar. Tek fay nereden geçecek?
Fransızlar denizin ortasında aradı fayı ve bulamadı. İtalyanlar
çukurlara yanaştı ve fayı gördü. Naci Bey hep konuştu ama ciddi bir
şey çıkmadı. Son konuşması ise çok doğru, çünkü 30 cm. genişliğinde
kilometrelerce uzanan bir faydan söz ediyor. Bunun nereden
geçtiğini söylemiyor ama muhakkak benim söylediğim çukurların
orada. 1000 metre derinlikte bulunan 30 cm. genişliğindeki bu fay,
tektonik arızanın kenarında olmalı. Ancak bunun herhangi bir
depreme neden olduğunu gösterir ne düşey, ne yanal bir atım
görülmüş değil. Bu da unutulmasın. Peki sizin söylediğiniz bu
çukurlar Marmara`nın ortasında mı? -- Hayır, kuzeyinde. Marmara`nın
kuzeyinde ve güneyinde faylar var. Güneyindeki faylar deprem
yarattı ve Erdek depremi oldu. Ondan sonra Kuzey Anadolu Fay`ının
bir kolu İzmit`ten gelip Marmara Ada`sından geçerek Çanakkale
yarımadasına geliyor ve Selanik`e kadar gidiyor. Buranın
tektoniğini incelerken buralarda faylar olacağını söyledim.
Buralara fay çizdim o zaman teorik çalıştığım söylendi ve
eleştirildim. Ama şimdi doğru konuştuğum ortaya çıktı. 1953 yılında
Çanakkale yarımadasında bir deprem oldu ve söylediğim faylar
üzerinde hasarlar meydana geldi. Ancak tüm bunlara rağmen büyük
depremin ardından yapılan tartışmalar sırasında ortaya çıkmadınız,
neden? -- Bilemiyorum, çıkmadım önce, ama baktım olmuyor ve çıktım.
``Artık Marmara`da fay aramayın, dikkatinizi Ganos`a verin`` dedim.
Artık Marmara için sorun bitti. Enerji Düzce`den çıktı çünkü.
İstanbul`u etkileyecek büyük bir deprem olmayacak. Bence, bu
çukurlardaki faylar orta büyüklükteki birkaç atom bombası
enerjisine denk bir enerjinin boşalmasını engelliyor. Kayalar
yerlerinden oynamıyor, zaten neden durup dururken oynasınlar
anlamıyorum. 30 sene içinde yüzde 60 ihtimalle büyük bir deprem
olacak diyorlar ama enerji artık en son Düzce`den çıktı. Durup
dururken neden olsun? 1912 olmuş batıdan enerji çıkmış, 1999`da
doğudan çıkmış. Bütün mesele bu. Yani siz bu çukurlardaki faylar
ölü mü diyorsunuz? -- Hayır ölü demiyorum ama aktif değiller.
Marmara Denizi`nin temeli 1. zamana ait sert kayalardır. Adalar ise
Marmara Denizi`nde oluşan dağlardır ve sert kayalar içindeki
kırıklar bir türlü yerlerinden oynamıyorlar. Bazı bilim adamları
tarih boyunca olan depremleri, mesela 1766 depremini birinci çukura
koyuyor. 1844 depremini ben de Marmara çukurlarındaki faylar
oynamıştır diyerek buralara koymuştum. Fakat sonra 1999 yılında
İzmit depreminin sebep olduğu hasarı görünce, bu hasarların tarihi
depremlerdeki hasarların aynısı olduğunu anladım ve o halde
İstanbul`daki tüm hasar yapan depremler İzmit`ten dolayı olmuştu,
buna inandım. Ancak tarihi depremlerde İstanbul`un tarihi
yapılarının hasar gördüğü söyleniyor, buna ne dersiniz? -- Fatih ve
Beyazıt camileri her depremde hasar görmüş ya da yıkılmış. Yani
aynı hasarları yine 1999 Ağustos ayında olan depremde de aldı. Bu
faylar üzerinde düşey ya da yanal bir atım yok. Aynı yerinde
duruyor bu fay ve hiç oynamamış. İstanbul`u etkileyen depremler
asıl aktif olarak İzmit`te oluyor. ``Enerji batıya geldi, artık
burada sismik boşluk vardır`` diyorlar. Ortada bir faydan söz
ediyorlar. Fazla enerji Doğu`daki Düzce fayını hareket ettirdi.
Ortada olan somut durum bu. Kuzey Anadolu Fayı ise Selanik`e kadar
gidiyor çok büyük çapta bir kırık ama Marmara`nın temeli sağlam.
250 milyon yıllık bir arazi bir gün oynayacak tabii ki ama o kadar
kolay değil. Ancak 100-150 sene lazım. 1894`ten sonra İstanbul`da
deprem olmadı ki. İstanbul yıkılacak deniyor ama nerede olacak?
1894 depremi de İzmit`te oldu bence. İstanbul depremlerinin menşei
bence İzmit..