'Yiğit ve âlim bir Kürt'
Abone olTürklerle Kürtler arasındaki kardeşlik bağları yüzyıllar öncesine dayanıyor. Sırrı Yüksel Cebeci, Yavuz Sultan Selim zamanında Kürt Beylerinin ülkeye katkılarını yazdı.
Sırrı Yüksel Cebeci "Yiğit ve âlim bir Kürt" adlı köşesinde,
Türklerle Kürtlerin Osmanlı dönemindeki dayanışmalarından örnekler
vererek iki toplumun aslında birbirlerine karşı düşmanlık
yapmadığını aksine kardeşçe yaşadıklarını tarihten örnekler
vererrek aktarıyor.
TÜRKLER ile Kürtler birlikte yaşayamazlar demek, Türkler ile
Kürtler'e yapılacak en büyük haksızlık olur genç arkadaşım!
Çünkü Türkler ile Kürtler, her devirde nifak tohumları ekilmek
istenmesine rağmen, birlikte yaşadıkları bin yıllık sürede
birbirlerine hiç haksızlık etmediler. Zaman zaman yöneticilerin
zaaf ve basiretsizliğinden kaynaklanan hatalar da olmasa, bin
yıldır hep birbirlerine yardımcı oldular, birbirlerine destek
verdiler.
Kürtler, savaş halindeki Türkler'i arkadan vurmayı hiçbir zaman
düşünmedikleri gibi, Türkler de, tarih boyunca devlet kuramayan ve
sayıca kendilerinden az olan Kürtleri ezmeyi hiçbir devirde
akıllarından bile geçirmediler. Kürtleri ezmek isteyenlere de izin
vermediler ve onları hep korudular.
Bin yıldır birlikte yaşayan Türkler ile Kürtlerin, birbirlerine
yardımlarının yüzlerce örneği arasında Kürt âlim İdris-i
Bitlisi'nin Osmanlı Devleti'ne hizmetlerinin, Osmanlı Devleti'nin
de Kürtleri, Safavilerin kıyımından kurtarmasının ayrı bir yeri
önemi olduğunu biliyoruz.
Safavi hükümdarı Şah İsmail'in Tebriz'i fethederek Akkoyunlu
Devletine son vermesi üzerine İstanbul'a gelen İdris'in, Osmanlı
padişahı 2.Bayezid tarafından büyük saygıyla karşılandığını ve
sarayda tarih yazıcılığıyla görevlendirildiğini dünkü yazımda
anlatmıştım.
Sultan Bayezid'den sonra tahta geçen Yavuz Sultan Selim, İdris'i,
Doğu siyasetinin müşaviri yapmıştı. İdris, padişahla birlikte
Çaldıran Seferi'ne katılmıştı.
Kürt beyleri hain miydi?
ÇALDIRAN seferinden iki yıl sonra, Şah İsmail, Doğu ve Güneydoğu
Anadolu'daki toprakları yeniden işgal etmek için hazırlıklara
başlamış, Diyarbakır ve çevresini kuşatma altına almıştı.
Çaldıran seferiyle Safavilerden alınan ve Kürt Beyleri'nin
egemenliğine bırakılan Doğu ve Güneydoğu Anadolu, yine Şah
İsmail'in tehdidi altındaydı.
Bölgedeki Kürt aşiretlerinin beyleri bir araya gelerek Osmanlı
Devleti'ne katılma kararı aldılar. Bu kararı içeren belgeyi de,
İdris-i Bitlisi ile Padişah'a gönderdiler. Kürt Beyler, zalim Şah
İsmail'in insafına kalmaktansa, Osmanlı'nın adaletine ve
hoşgörüsüne sığınmayı tercih etmişlerdi.
Bu tercihin önemini kavramaktan aciz olan bölücü Kürtlere, yâni PKK
ve destekçilerine göre, o Kürt Beyleri de, onlara öncülük ve
aracılık eden büyük Kürt âlimi İdris-i Bitlisi de Kürtlere ihanet
etmişlerdi.
İdris-i Bitlisi'ye ödül
YAVUZ Sultan Selim, kendisine başvuran Kürt beylerinin isteğini
kabul etti ve Konya Beylerbeyi Hüsrev Paşa'nın komutasındaki 10 bin
kişilik orduyu Safavilerin üzerine gönderdi. Diyarbakır ve Mardin
Safavilerden alındı.
İdris'in Kürt Beyleri ile anlaşması sonucu Diyarbakır ve Mardin'den
başka Bitlis, Urmiye, İtak, İmadiye, Cizre, Eğil, Hizran, Garzan,
Palu, Siirt, Hısn-ı Keyfa (Hasankeyf), Meyyafarikin ve Cezire-i İbn
Ömer gibi toplam 25 mıntıka Osmanlı topraklarına katıldı.
Yavuz Sultan Selim, Diyarbakır bölgesini bir fermanla kendisine
temlik verdiği İdris-i Birtlisi'yi Arab Kazaskerliği'ne getirerek
ödüllendirdi.
Türkler ile Kürtlerin karşılıklı yardımlaşmalarının en önemli
örneklerinden olan Sultan II.Abdülhamid'in kurdurduğu Hamidiye
Alayları'nı da yarınki yazımızda anlatacağız.
Yazı:Sırrı Yüksel CEBECİ
H.O.TERCÜMAN