Yiğit Bulut enteresan biri çözmesi zor

Abone ol

Habertürk'e çağırdılar gitti. 6 bölümde programı bitti. Tuncay Özkan'ın keşfettiği Nagehan Alçı; Habertürk'ten neden ayrıldığını anlattı


Zeynep KURTBAY

İNTERNETHABER

Çok akılcı. Azimli. Başarılı. İyi bir eğitim almış. İngilizce, Almanca, İspanyolca’yı çok iyi biliyor. Fransızca ve Arapça anlaşabiliyor. Çok emin adımlarla ilerliyor. Öyle doğru ki, neredeyse hiç falsosu yok. Çok ketum.  Kelimelerini özenle seçiyor, polemiklerden uzak durmaya çalışıyor.

Nagehan Alçı. Habertürk’e program yapsın diye seçilmişken Yiğit Bulut’un kanaldan kaçırttığı güzel yüzlerden biri olarak anıldı. Aslında onu Yiğit Bulut olayıyla anmak büyük haksızlık olur. Akşam Gazetesi’nin pazartesi röportajlarına imza atan kişi o. Haftada 3 gün de köşe yazıyor. Gazetecilikte geçmişi çok da uzun değil. Sonraları beraber TV programı da yaptığı Serdar Turgut'la köşe yazarlığına; Tuncay Özkan'la televizyonculuğa adım atmış. 8 yıl olmuş. Ama 8 yıla çok şey sığdırmış. Hastalık derecesinde aşık gazeteciliğe. Dış politikada kendine çok güveniyor. Yarıştığı tek isim var; Christian Amanpour...

Pelin Batu ile Habertürk'te yaptığı programın adı ''Sınırsız''dı. Fakat program sınırlara takıldı. Nagehan Alçı'ya o sınırları sorduk. O da anlattı...

Öncelikle geçmiş olsun diyeyim. Heyecanla başladığınız program bitti. Habertürk’te program yapma fikri nasıl doğmuştu?

O taraftan teklif geldi. Kenan Tekdağ’la konuştuk. Kenan Bey Pelin’le konuşurken benim isimim geçmiş. Kenan Bey ''Pelin’le beraber program yapmayı düşünür müsünüz'' dedi. Pelin benim çok eski arkadaşım. Üniversiteden. İkimizin kulvarları aslında çok ayrı değil ama farklı alanlardaki ilgileri birleştirirsek birlikte olursak Voltran’ı oluştururuz diye düşündük.  Birkaç aydır program yapmak istiyordum. Sonra Yiğit Bulut’la bir araya geldik. Yiğit Bulut ‘Sınırsız’ ismini de önerdi.

Amerika'nın Avrupa'dan 15 gazeteciyi davet ettiği gezi kapsamında başkanlık seçimi adaylarından Dennis Kucinichle'nin masasına kurulmuş. 23 Nisan çocukları gibi heyecanlı..

Sansürsüz, sınırsız… Peki nasıl oldu sonra, programa sınır mı kondu?

O detaylara çok fazla girmek istemiyorum.

Program başlamadan Yiğit Bulut’la konuşmuştunuz yani? Neler beklediğine dair bir şeyler söylemiş miydi size?. 

Şöyle çıktık yola. Tanıdık figürlerin tanınmadık yönlerini konuşacaktık. Bir siyasiyi alalım atıyorum felsefe konuşalım. Sanatçıyı alalım siyaset konuşalım. Hafta sonu yapalım. Bu şekilde konuşurken zaman yaklaştıkça her gün yeni bir proje çıkıyor ortaya. Yiğit geldi ''Siz neden öyle yapıyorsunuz, oturun prime time’da siyaset konuşun'' dedi. Ama çok fazla oturtamadık. Bazen birden fazla konuk oldu. Editör olarak kanaldan destek gelmedi.  Kanal da çok kaotik. Neredeyse kimsenin bir editörü yoktu. Üzerimize alınmak birini suçlamak istemem. Ama çıkan ürün bana gurur vermedi. Pelin’e de vermedi. Bizi çok da strese soktu.

YİĞİT BULUT ENTERESAN BİR İNSAN ÇÖZMESİ ZOR

Yiğit Bulut’un müdahalesi mi oldu programa?

Oldu. Bir yandan başı çok kalabalık. Enteresan bir insan, çözmesi de zor.

DEKOLTE KRİTERİ KANALDA OLABİLİR BİZE OLMADI

Dekolte kriteri kondu mu gerçekten?

Hayır bize hiç öyle bir şey olmadı. Duyuyorduk kanalda olduğunu ama bize hiç olmadı. Öyle bir şey olsa… Hayır olmadı. Orada devamlı çalışanlara kendinde öyle bir güç görüp yapıyor olabilir ama.

Yani size ekrana çıkarken dekolte giyeceksiniz seksi görüneceksiniz gibi bir baskı olmadı?

Sıkıntılarımız oldu Yiğit Bulut’la ama ''dekolte giy mini giy'' gibi olmadı. Öyle bir şey olsa ben bir dakika bile durmazdım o da bilir herhalde.

Peki neye müdahale etti? Konuklara denmişti. Hangi konuklara ve neden müdahalesi söz konusu oldu?

Onlar dedikodu olarak kalsın.

YÖNETİCİLİK TARZI TARTIŞILIR BİZİMLE UYUŞMADI

Yiğit Bulut’la hiç mi sorun yaşanmadı yani?

Sorunlar yaşandı tabii ki. Yiğit Bulut her şeyin içinde olmak istiyor. Herşeye hakim olmak istiyor. Böyle bir yöneticilik tarzı olabilir ayrıca tartışma konusu da olabilir ama bizimle uyuşmadı.

Kaç program yapabildiniz?

Ben 5 program yaptım, Pelin 6.

DEKOLTE GİYMEM EKRANDA GİYMİŞLİĞİM DE YOKTUR

Siz ekrana çıkarken ya da röportajlarınızda nasıl olmayı tercih ediyorsunuz?

Ben kendim gibi olmayı tercih ederim.  10-20 yıl öncesini hatırlatan kıyafetler severim. Günlük hayatımda nasılsam onun biraz daha çekidüzen verilmiş halini severim.

Dekolte giymezsiniz yani?

Dekolte giymem ekranda. Giymişliğim de yoktur.

ELEKTRİK TUTMADI YAPAMADIK DİYELİM

Habertürk’ü nasıl görüyorsunuz?

Ben onlarla ilgili ahkam kesmeyeyim. Az bir deneyimim oldu. Kenan Bey çok saygıdeğer, değer verdiğim bir insan. Kanalla ilgili kötü bir şey söyleyip de yanlış anlaşılmak istemem. Elektrik tutmadı, yapamadık diyelim.

İlk konuğunuz Alirıza Demircan’la ilgili eleştiriler oldu? Kavgacı bir program gibi etiketlendiniz.

Reyting kaygısı var kanalda. Reyting de canavar, insanı yiyip bitiren bir şey. O da her şeyi değiştiriyor. Yiğit Bulut da ondan belki… Onun da işi zor. Sonuçta kanalın reyting alması isteniyor.

Ali Rıza Demircan’ı seçen o muydu?

Evet.

'Adem Sözüer arıyor' diye yayına bağlandı ama çıkıp 'Beni siz aradınız' dedi. Bu yüzden tartışma çıktı. O nasıl oldu?

Ya oldu işte bir şeyler.

Yiğit Bulut’la ilgili sıkıntı mıydı o da?

Çok konuşuldu. Benim başarı haneme yazacağım bir şey olmadı.

 8 yıldır gazetecilikte epey bir yol aldım der misiniz?

Geldiğin yerden memnun musun dersen. Hayır daha yolun başındayım. Bu beni tatmin edecekse küçük hedef koydum demektir.

KENDİ KENDİMLE YARIŞIYORUM TEK HEDEFİM VAR

Bundan sonrasını nasıl görüyorsunuz?

Kimseyle yarışmak gibi bir hedefim yok. Dünyayı çok merak ediyorum.  Kendi kendimle yarışıyorum dersem çok klişe olur ama biraz Christian Amanpour’la yarışıyorum. Bu işi hastalık derecesinde seviyorum. Başından beri kendime hedef aldığım insandır hiç değişmedi. Tabii onun gibi olabilir miyim bilmiyorum, dünyanın en prestijli kanalında, bütün olanaklar ayağının altında.

Peki o zaman başa dönelim. İyi bir eğitim aldınız? Kaç dil biliyorsunuz?

Uluslararası İlişkiler. Boğaziçi Üniversitesi. İngilizce, Almanca, İspanyolca biliyorum. Fransızca anlaşıyorum. Arapça da var çok az.

Gazetecilik var mıydı üniversiteye atılırken hedeflerinizin arasında?

Şöyle ben küçükken dedektif olmayı çok istiyordum. Araştırmacılık merakı. Üniversiteye başladığımda iki tutkum vardı. Bir macera bir seyahat etmek. Seyahat etmekten dolayı uluslararası ilişkileri seçtim.

Ya sonra gazeteciliğe nasıl yöneldiniz?

Birinci sınıfın sonunda anladım ki diplomatlık sadece seyahatten ibaret değilmiş. Uzun yıllar benim aktarıcılık görevi yapmamı gerektireceğini ve başkalarının çizdiği kalıplarda çalışacağımı anladım… Bu benim seyahat tutkumu kamçılamaz diye düşündüm. Babam yazmamızı, gazeteci olmamızı  isterdi hep.

Baba mesleği?

Babam avukat, annem kimya mühendisi. Bir de kız kardeşim var… 1 yaş küçük. Bendeki macera tutkusu babamın yazma isteği birleşince ortaya gazetecilik çıktı.

Üniversite bitirmeden 3. sınıfta Hürriyet’e staja gittim. Dışhaber’de Serdar Devrim’in yanına. Bir ara 32. Gün’de Rıdvan Abi'yle çalıştım. Dışarıdan belgesellerine araştırmalar yaptım. Avusturya’da yerel bir gazetede bir yaz çalıştım. Okul bitti. Hürriyet’e gittim yeniden. Serdar Devrim’e. O dönemde özel araştırma servisi kuruluyordu. ''İlle de gazetecilik istiyorsan gel hadi bakalım yap bir şeyler'' dedi.

Yani burası seni kesmez mi demek istedi?

''İyi bir eğitim almışsın gazetecilikte kıymetini bilmezler, CV’ne bakmazlar, parası da az bak, git profesyonel bir yerde çalış'' dedi.

Hakikaten CV asla sorulmaz.

Önemli olan benim kendi birikimlerimi bu iş için kanalize edebilmemdi zaten. Onlar için ne olduğu değil. Her neyse başladı. Para yok pul yok. 5 kuruş para kazanmıyorum. Ama burnumuz havada.

TUNCAY ÖZKAN ''GEL SEN GÜZEL PROGRAM YAPARSIN'' DEDİ

Ya sonra?

Nurcan Hanım (Nurcan Akad) Akşam’a geçti. Akşam bir anda cazibe merkezi haline geldi. MT (Management Trainee) eğitimi vereceklerdi.  Çukurova grubu iyi okullardan mezun olan gençlere eğitim verip alaylı değil de iyi eğitim almış gençleri gazeteci yapıyoruz diyordu. Beni de seçtiler ve 6 ay eğitim aldım.

BU MT eğitimi bayağı dedikodu olmuştu. Bizi sevimsiz hale getirdiler. Tuncay Özkan vardı o dönemde. Medya Grup Başkanı'ydı. ''Sen TV’de olup ekranda güzel programlar yaparsın'' dedi. Beni Show TV’ye gönderdi. ''Sabah programı yaparsın'' dedi. Sabah haberleri. Ben de oo canıma minnet.

Sanki hedef biraz daha televizyon gibi.

Hem deneyimim yok. ''Hem program yap'' diyorlar olmaz mı? Tuncay Özkan beni diksiyon okuluna gönderdi. Sonra da Show TV’ye yolladı.

PROGRAM YAPMADIM DIŞHABERDE KÖLE GİBİ ÇALIŞTIM

Sabah programı mı yapmıştınız?

Yok olmadı. Bana program yap demişti ama ben Dışhaber'de köleler gibi çalışıyorum. O sıralarda da Irak Savaşı patladı. Biz zaten 3 kişiyiz. 2003. Simultane tercümeleri yaptım kanalda sabahtan akşama kadar. Yani ne umup ne buldum. Deliler gibi çalıştım. 2-3 gün eve gitmediğim oldu. Duş alıp işe döndüm.

NAGEHAN ALÇI RÖPORTAJINDA YARIN:

SONRA AKŞAM'IN HAFTA SONU EKLERİNE GEÇTİ... BİR SÜRE SONRA EKLERİN BAŞINA ORAY EĞİN GELDİ. EĞİN'LE NASIL ÇALIŞTI?

SERDAR TURGUT, ALÇI'YI KÖŞE YAZARLIĞINA NASIL HAZIRLADI?

İSMAİL KÜÇÜKKAYA NASIL BİR YAYIN YÖNETMENİ?

NAGEHAN ALÇI'NIN EN ÇOK AYIPLADIĞI ŞEY NE?

''İKONCAN'DAN GAZETECİ OLMAZ''

''EVET ÖZEL İLİŞKİLERİYLE BİR YERE GELMEK İSTEYENLER VAR''

''ELİ YÜZÜ DÜZGÜN OLANA KİMİNLE KIRIŞTIRDI YAKIŞTIRMASI ÇOK ÇİRKİN''

 

Günün Önemli Haberleri