Başbakan'ın davetini geri çevirdik ya...
Habertürk'ün "Yiğit"i durumdan vazife
çıkardı:
-İster gelin, isterseniz gelmeyin.
Sana ne oldu Yiğit?
Başbakan'a "özel sözcü" mü oldun yoksa?
***
Yiğit koymuşlar adını...
Yiğit mi peki?
Değil...
"Yiğit"liğin zerresi yok onda çünkü.
Yüzündeki makyaj sökülünce...
Saçındaki jöleler kurutulunca...
Ya küfür ediyor...
Ya da iftira...
***
Başbakan'a sığınmış bu arkadaş:
-Medya Üst Kurulu olsun. Gazeteler, TV'ler ve İnternet
siteleri denetlensin.
Başka?
"Ha Başbakanım bir de..."
-...?
Bu "Yiğit"in canını çok acıtıyoruz ya...
Karşılığında, "Sansürsüz küfürler" işittik
hep...
Başbakan'a şikayet ediyor şimdi de:
"Başbakanım beni yazıyorlar ya..."
-...?
Vah zavallı vah!
***
Diyor ki:
-Kimse kusura bakmasın, Türkiye'de İnternet Medyası yok.
Yiğit'in aklı ermez bu işlere...
O'nun bir dünyası var.
Bir de rüyası...
Rüyadan uyanınca...
Sığınacağı tek dalın İnternet Medyası olacağını
görecektir.
Zavallı!
Bindiği dalı kesiyor şimdiden!