Yetti artık!

Barışı kim istemez diye başlıyorsun cümleye, "ya bırak bu işleri" deyip el çabukluğuyla yapıştırdıkları faşist etiketini boynunda buluyorsun!

Nesrin YILMAZ nesriny@internethaber.com

Biz kendi başımıza düşünemeyeceğiz mi arkadaş!

İlla ki birilerinin, bir partinin, bir grubun düşüncelerine olur vermek zorunda mıyız?

Aylardır, adı sürekli değiştirilen bir süreç içerisinde, hızını "ebeveynin" belirlediği salıncakta oturmuş, bir oyana bir bu yana sallanıp duruyoruz. Barış istiyoruz ama ile başlayan cümle kurarsan, hoop biri elindeki yafta makinesinden biri yaftayı çıkarıp yapıştırıyor alnına, "kan sevici" oluveriyorsun!

Barışı kim istemez diye başlıyorsun cümleye, "ya bırak bu işleri" deyip el çabukluğuyla yapıştırdıkları "faşist" etiketini boynunda buluyorsun!

Madem hükumet bu süreçte şeffaf olacağına söz verdi, o zaman İmralı görüşmeleri basına sızdığında ne diye bu kadar celallendi Başbakan diye soracak olsan zaten direk vatan hainisin!

Pazarlık var mı diye sormak, terörist olmakla eşdeğer...

Sürece karşı çıksan, eline Türk bayrağı alıp sokağa dökülsen, offf... Buna yafta bile bulunamadı, Türk bayrağı tahrik unsuru gerisini siz düşünün.

Misal...

Fazıl'ın bir başka takipçisinin sözünü takipçileriyle paylaşmasının 10 ay ceza almasına itirazın var, yok yok bunu yapma, direk "Allahsızsın!"

Yahu tamam, Fazıl'ın paylaştığı o cümle, bayağı, adi, kendini bilmez, ipe sapa gelmez, ama durun bir dakika, bırakın cezasını halk kessin diyorsun!

"Hepiniz Ateistsiniz" diyor gönderiyorlar.

Anlatmaya çalışıyorsun, belli bir inanca sahip insanları aşağılayan hakikaten aşağılıktır, Fazıl da bunu yaparak aşağılık bir hareket yapmıştır ama bunu ciddiye alıp bir insana 10 ay ceza mı verilir diye soruyorsun. Yafta sağ yanağında, "Dinsiz!"

Ben Fazıl'ı değil, onun düşüncesini söyleme özgürlüğünü savunuyorum desen zaten gülüp geçiyorlar, oysa bir Güner Ümit vardı, bırakın 10 ay ceza almayı 10 saat bile almadı ama halk bir ceza verdi ki 10 ay ceza almak için her şeyini verirdi diyorsun...

İslam diyor, din diyor, Allah diyor, aba altından sopayı gösteriyor.

T.C. diyorsun...

Hiç kalkar mı diyorsun?

Niye kalksın diye soruyorsun...

Pis CHP'li pis MHP'li olup çıkıyorsun.

Anlatmaya çalışıyorsun, çok değil, bundan üç-beş ay öncesine kadar Başbakan ve arkadaşları CHP ile BDP'yi herhangi bir konuda aynı düşüncede gördüklerinde CHP'nin terörü desteklediğini söylüyorlardı, şimdi BDP ile AKP aynı iş için kolkola verdi buna ne diyorsun diye soracak olıyorsun...

Etiket makinesini ağzının üstüne yiyorsun...

Yer misin, yemez misin aşamasına geçmiş bulunuyorsun...

Sahi, ne yapalım?

Düşünmeyelim mi, şüphe etmeyelim mi, sorgulamayalım mı?

Önümüze sunulan her şeye gözü kapalı olur mu verelim...

Yok arkadaş, ben bunu yemem...

Etiketlerinizden bıktık...

Yetti artık!

Yarın bu yazıya tersten bakacağım...