Birisi çıkar zekatımızı, fitremizi ister, diğeri çıkar oruç
ertelensin der, öbürü başka bir fetva verir… Yeter yahu…
Nedir sizden çektiğimiz.
Bi bitmediniz gitti.
Düşün artık yakamızdan din bezirganları ve fırsatçıları…
Son günlerde gerek sosyal medyada gerek yazılı medyada gerekse
görsel medyada okuduğum, seyrettiğim haberlerden adeta kusasım
geldi. Fırsatçı din düşmanları ve din bezirganları sanki milletin
yeterince derdi tasası yokmuş gibi yeni sorun çıkarmalar peşinde
koşuyor.
Bir belediye başkanı düşünün ki ekranlardan alenen fitre ve
zekatlara talip olduğunu fütursuzca söylüyor. Yahu her şeyden önce
fitre ve zekât fakirlerin hakkıdır. Belediye olarak ne zaman fitre
ve zekâta muhtaç hale geldiniz. Daha göreve geleli bir yıl olmadı,
dilenmeye başladınız.
Hani her şey güzel olacaktı?
Bir de fetvadan bahsediyorsunuz.
Buyurun fetva ne demek bakalım: İslam hukukuyla ilgili bir
konunun, bir sorunun dinsel hukuk kurallarına göre çözümünü
açıklayan, şeyhülislamca/hoca/alim ya da müftüce verilen
hüküm.
Şimdi bu açıklamadan sonra “Fetva” kelimesini
en son ağzına alacak kişi laiklerdir.
Çünkü bağlı olduğunuz siyasi zihniyet geçmişten günümüze tarihin
her anında bütün dini değerlere savaş açmış, İslamiyet’i bu
memleketten söküp atmak için Meclis’e kanun teklifi verecek kadar
azmış, milletin elinde ne kadar kutsal değer varsa almaya kalkmış
bir zihniyet. Dine, dindara, dini değerlere karşı yıllardır
mücadele eden ve etmeye devam eden bir siyasi zihniyetin şimdi
kalkıp milletin fitresine zekatına -teşbihte hata olmaz-
adeta “sulanmaya” çalışması kadar irrite edici bir şey
olamaz bu dünyada.
Millet olarak tiksiniyoruz sizin gibilerden ve sizin
zihniyetinizden…
Hani bir söz vardır, “dinime laf eden bari Müslüman
olsa” diye, oruçla, teravihle uzaktan yakından alakası
olmayan insanlar “oruç ertelensin” kampanyası
başlattılar.
Bir de diyorlar ki “Camiler kapalı, teravih kılınamayacak,
oruç eksik olacak, eksik ibadet olmaz”…
Yahu ben size ne diyeyim.
Cahilliğin bu kadarı da fazla.
İnsan olur da bu kadar mı cahil olur.
Sorsan “kaç kere oruç tuttun, kaç kere teravih
kıldın” verecek cevabı yok.
Bir de orucu tarif ederken “gündüzleri aç kalıyoruz”
demiyorlar mı, saçımı başımı yolasım geliyor.
Orucu “aç kalmak” olarak algılayan zihniyet kalkmış
“teravih kılınmazsa oruç eksik olur” diyor.
Hay ben sizin kıt aklınıza…
Korona bile bunların aklını başına getiremedikten sonra
ne desem boş.
Yahu hiç mi hayatı sorgulamazsınız, hiç mi şapkanızı önünüze
alıp düşünmezsiniz…
İnsan biraz ibret alır yahu…
Bunlar var ya yarın kıyamet kopacak olsa “kıyamet iptal
olsun” derler utanmadan…
İşin şakası bir tarafa, ey din düşmanları ve din
bezirganları…
Düşün artık yakamızdan.
Uzak durun bizden.
Tamam, siz oruç tutmayacaksanız tutmayın, namaz kılmayacaksınız
kılmayın, her ne şirret işleyeceksiniz işleyin, söz size
karışmayacağız. Yeter ki siz de bize karışmayın. Çekin o pis
ellerinizi ibadetlerimizin üzerinden.
Kirletmeyin tertemiz dünyamızı…
Hem “camiler kapalı” diye timsah gözyaşları dökmenize
gerek yok.
Yeryüzü bizim mescidimiz, evlerimiz küçük birer cami
bizim için. Evlerimizi mescide çevirerek teravih
namazlarımızı eda ederiz.
Rabbimize ibadet etmek için aracılara ihtiyacımız yok
bizim.
Siz rahat olun, biz orucumuzu da tutarız, teravihimizi de
kılarız, zekatımızı da veririz, fitremizi de veririz.
Ama ne sizin dediğiniz gibi orucumuzu erteleriz, ne de
zekatımızı size veririz.
Bi yerlerinizi boşuna yırtmayın…
Ortalığı kokutmayın…
facebook.com/msbeser
twitter.com/msbeser
instagram.com/msbeser