Yeşilin akılalmaz zevki!
Abone olOğlu anlattı. "Senede bir kere eve gelirdi. Ayaklarının altından taşları cımbızla temizlerdik" dedi ve en büyük zevkini söyledi.
Ankara’da bir oto kiralama şirketi işleten evli ve bir
çocuk babası, 30 yaşındaki Murat Yıldırım, 1996 yılında, “Akşam
görüşürüz” deyip evden çıkan babasının bir gün döneceğine
inanıyor.
Murat Yıldırım’ın anlatımına göre, Mao’nun strateji kitaplarıyla
PKK’nın yayın organları, kongre kararlarını okuyan Yeşil,
operasyonlardan 55-60 kiloya düşmüş olarak dönüyor,
ayağının altındaki taşlar çocukları tarafından cımbızla
temizleniyordu. İki ay yataktan çıkmayacak kadar inatçı olan
“Yeşil”in en büyük zevklerinden biri ise müzik yerine çatışma
sesleri dinlemekti...
YEŞİL'İN HİÇ GÖRÜLMEYEN FOTOĞRAFLARI İÇİN
TIKLAYINIZ
İşte oğlunun Yeşil hakkında anlattıkları:
KİTABI NEDEN YAZDI?
Bu kitabı yazmamdaki tek amaç ortaya bir karakter koymak. Yani
“Yeşil” ismi anılınca insanların bu adam kimdir, fikri yapısı nedir
anlamasını istiyorum. Bu kitaptan sonra insanlar “Yeşil” hakkında
konuşacakları zaman karşılarında bir karakter bulsunlar. Mesela
daha önce “Yeşil”e “itirafçı” diyenler oldu ve insanlar
inanıyordu.
Ayrıca bazılarının elinden günah keçilerini almak için yazdım. Ön
plana çıkmak gibi bir niyetim yok. Öyle bir niyetim olsa bütün
kanallardan çağırıyorlar, hepsine giderdim. Zaten kitabın gelirini
de almıyorum, bütün gelir Cemalettin Emeç’e (kitabın diğer yazarı)
gidiyor.
NASIL BİR BABAYDI
Ben de babayım. 10 yaşında oğlum var. 24 saat beraberiz. Bir baba
olarak oğlumu tatmin edemiyorum. Ama benim babam senede bir
kez gelirdi, genelde kış aylarında gelirdi. Bazen diğer
yıla da sarkardı. Buna rağmen iyi bir babaydı, yani bizi
tatmin edebilirdi.
BABAM BANA ANLATIRDI, DUYARDIM
Benim kitapta anlattıklarım, biz Ankara’ya döndüğümüzde babamın
bana anlattığı şeyler. Bazılarını da babamın arkadaşlarından
dinledim. Ayrıca 1996’dan önce de gazetelerde babamla ilgili
haberler çıkıyordu. Özgür Gündem, 2000’e Doğru, Aydınlık gibi
dergiler babamı yazardı ve biz de bunlar babam gelince okusun diye
toplardık.
Bize öyle söylemişti. Tabii orada babamızı görüyoruz, bir baba
evladına açıklama da yapmak zorunda. Çünkü orada ‘Katil Yeşil’
diyorlar.
Ayrıca biz ataerkil bir toplumuz, kadın erkek bir arada oturmaz.
Misafir olduğu zaman onlara hizmet edecek olan evin en büyük
oğludur. Babamın arkadaşları geldiği zaman yanlarında hep ben
dururdum ve zaten babam beni çok severdi.
BABASININ YEŞİL OLDUĞUNU NASIL ÖĞRENDİ
[PAGE]
BABASININ YEŞİL OLDUĞUNU NASIL ÖĞRENDİ?
Ben o tarihlerde Elazığ’da ülkü ocaklarına giderdim. Orada
insanlar “Yeşil” hakkında konuşurlardı. Babamın “Yeşil”
olduğunu öğrenmeden önce zaten “Yeşil” e hayrandım. Babama da
soruyordum. Babamın “Yeşil” ile tanışıyor olmasından da gurur
duyuyordum. Babam genelde kış aylarında gelirdi. Maaşını
çektikten sonra da hamsi almaya giderdik. Yine bir gün bir araba
durdu, adamlar babama “Yeşil” diye hitap ettiler.
O an anladım ve gurur duydum.
MAO OKURDU, PKK'NIN KONGRE KARARLARINI OKURDU
Mao’nun stratejilerini anlatan kitapları okurdu. PKK’nın yayın
organlarını, kongre kararlarını okurdu. Bunları da iyi bir empati
kurmak için okurdu. İtirafçıların savunmaları gelirdi, onları
okurdu.
MÜZİK YERİNE ÇATIŞMA SESİ
Çatışma seslerinin kayıtlı olduğu kasetler vardı, onları
dinlerdi. Abdülsamet Abdulvasıt var, Mısırlı bir hafız. Onları
dinlerdi.
BABASI ÖLDÜ MÜ?
Ölmediğine dair somut bir delilim yok, 1996’dan sonra hiç
görüşmedim. Şimdi mesela ben kardeşimle her gün görüşüyorum, bir
gün görmesem hemen ararım merak ederim. Ama ben babamla
senede bir kere, iki senede de bir kere görüşüyorduk. Öyle
bir karakteri vardı. O yüzden çok anormal gelmiyor bana.
EN SON NE ZAMAN GÖRDÜ?
1996’nın kasım ayı sonu. Evden her zamanki gibi ‘Akşam görüşürüz’ diye çıktı. Zaten her zaman yaptığı şey buydu. Bir kere çıkınca çok uzun süre gelmiyordu.
'AYAĞININ ALTINDAN TAŞLARI CIMBIZLA TEMİZLERDİK'
[PAGE]
YAŞADIĞINA İNANIYOR MU?
Siz en son 1996’da gördünüz, Mehmet Eymür de 1996’dan sonra
irtibatın kesildiğini söylüyor, fakat Şemdin Sakık 1998’de
kendisini Irak’tan “Yeşil” ve ekibinin getirdiğini
söylüyor?
Ben babamın Suriye’deki gücünü, istihbarat gücünü biliyorum.
Sakık’ın söylediğine göre, o tarihte babam hayatta. Bugüne
kadar hiç kimseye babamın yaşayıp yaşamadığını sormadım.
Çünkü ben babamı tanıyorum. Benim babam gelmemesi
gerekiyorsa gelmez.
MAAŞINI ALMIYORLAR |
Yeşil'in oğlu Murat Yıldırım Milliyet'ten Musa Kesler'e
konuştu:
Anneniz ne düşünüyor? “Git babanı bul” diyor
mu? |
AYAĞININ ALTINDAN TAŞLARI CIMBIZLA TEMİZLERDİK
Çok inatçı bir insandı. Çatışmalardan dönüp geldiği zaman 55-60
kilo oluyordu. Cımbızlarla ayağının altından taş parçaları
çıkarıyorduk. 2 ay yataktan kalkmıyordu. Yani bu onun inatçılığını
gösteriyor.
ÖLÜSÜNÜ GÖRMEDİM YAŞADIĞINA İNANIYORUM
Neticede oğluyum, yaşamasını isterim. Her zaman böyle bir
umutla yaşıyorum. Ben seviyorum babamı. Kayıp ailelerinin
yakınlarına bakın. 20 senedir arayan var. Bu konuda duygusal
davranıyor da olabilirim. Bu içimde yaşattığım bir istek de
olabilir ama böyle bir umudum var, niye olmasın ki? Ölüsünü
görmedim.
NASIL GEÇİNİYOR?
Babam gittikten sonra babamın hiçbir arkadaşından maddi
yardım almış değiliz, böyle bir talebimiz de olmadı. Kendi
ayaklarımızın üzerinde duruyoruz. 10 senedir oto kiralama işi
yapıyorum.
YEŞİL'İN OĞLU OLMAK BİR AVANTAJ MI?
Hayır, hiçbir avantajı yok. Dezavantajı var. 18 yaşıma girdiğim
günden bugüne DGM’lerde yargılanıyorum. Hakkımda bir takipsizlik,
bir beraat kararı var, ayrıca iki dosyadan da yargılanmam devam
ediyor. Ben bu hayat tarzından memnun değilim ki. Hep saklanarak,
hep tehdit altında yaşıyoruz. Bundan kim memnun olabilir ki?
BABAMIN MEMUR OLMASINI İSTERDİM
Akşam düzenli olarak evine gelen, işçi ya da memur bir
babam olmasını çok isterdim. O kadar çok isterdim ki...
Hatta Ankara’ya taşındığımız zaman, babam belirli bir süre eve
gelip giderdi, hayatımızın en mutlu günleri o günlerdi.
Benim babam bir kere bile okula gelip, ne benim ne
kardeşimin derslerini sormamıştır. Böyle bir baba figürünü
kim ister?