Yeşilçay, eleştiri oklarına hedef

Gazetecilerin sorularına hakaret niteliğinde cevaplar veren Nurgül Yeşilçay, Ersan Özer'in kaleminden nasibini aldı. Yeşilçay'ı yazısı ile eleştiren Özer şunları yazdı.

Nurgül Yeşilçay'ı uyarıyorum

Bütün gazetelerde vardı, yetmedi, bir de televizyonda canlı canlı izledim. Nurgül Yeşilçay 'Eğreti Gelin' filminin setinde magazincilere, 'Rolüme porno film seyrederek hazırlandım' deyince haliyle soru yağmuruna tutuldu.

Fakat Nurgül Hanım sanki beyanatı Ceviz Kabuğu programına telefonla bağlanıp Hulki Cevizoğlu'na vermişmiş gibi gazetecilerin konuyu neden bu denli uzattıklarına kızdı.

Hatta kılık kıyafetinden ve el kamerasından yerel muhabir olduğunu sandığım (film Kastamonu'da çekiliyor) beyaz saçlı bir amcaya neredeyse kafa atacaktı. 'Yaşın kaç olmuş, uğraştığın şeye bak' gibisinden laflar etti. (Seks yapmayı gençlerin tekelinde sayan bu zihniyete 40'lı yaşlarıma yaklaştıkça daha da sinir oluyorum, onu da ayrıca belirteyim.)

Nurgül Yeşilçay'ın porno film seyrederek hazırlandığı rol de neymiş biliyor musunuz?

Cilveli bir kadın.

Yok yahu, bilmediğimiz cilveli kadın değil.

Fosforlu Cevriye'deki Neriman Köksal gibi, Bazıları Sıcak Sever'deki Marilyn Monroe gibi ve hatta cinsiyet değiştirdikten sonra oynadığı ilk film olan Acı Ekmek'teki Bülent Ersoy gibi bildiğimiz cilveli kadın işte.

Yok böyle bir zulüm

Nurgül Hanım modern zaman oyuncularından olduğu için Jack Nicholson nasıl Guguk Kuşu filmine bir akıl hastanesinde 2 ay kalarak hazırlandıysa o da aynı tekniği kullanmış.

Cilveli bir kadını layıkıyla canlandırabilmek için porno film izlemiş!

Öyle ayan beyan gülmeyin, ayıptır, kızcağızın aklına gele gele bu gelmiş, napsın?

Yalnız kendisi bu sularda yeni olduğu için bilmeyebilir, o filmlerde önsevişme taş çatlasın 7-8 saniye sürdüğünden kadınlar cilve yapmaya pek vakit bulamaz.

50 tane izleseniz 350 saniye yapar. Yaklaşık 6 dakika cilve! Sizi bilmem ama ben bu kadar zamanda öğrendiklerimle sınavda çakardım.

Nurgül Yeşilçay gibi ben de hayata hazırlanmak adına zamanında bayağı porno film izlemiştim.

Biz dönemin ergen Türkler'i maalesef gurbetçilerin getirdiği betamax kasetlerdeki Alman pornolara talim ediyorduk. Ki şimdikilere bakınca, böyle bir zulüm olamaz diyorum.

Evet, belki benim dahil olduğum kuşak süpürge tohumu yemedi, at pisliğini kağıda sarıp sigara niyetine içmedi ama bizim de kendi çapımızda dertlerimiz vardı tabii.

Kadınlar öyle değil

Sorumluluk sahibi bir aydın olarak Nurgül Yeşilçay'ı uyarmak istiyorum, çünkü ben o filmlerden öğrendiklerimi gerçek hayatla karşılaştırınca arada ciddi farklar olduğunu gördüm.

Birincisi ve benim için en çarpıcısı, kadınlar sevişme esnasında Almanca konuşmuyor.

Ben, 'ih, ya ya, şön şön' gibi sesleri bütün insanlara özgü sanırdım. Yanılmışım. Doğrusu, 'ah, oh, bu akşam olmaz, başım ağrıyo' vb. imiş.

Ne yazık ki kadınlar porno filmlerdeki gibi 7-8 saniyelik önsevişmeyle de yetinmiyor.

Onlara kalsa 70-80 dakika sürecek ama ben bu süreyi pazarlıkla 5 dakika ile sınırlı tutmaya çalışıyorum. (Bir de aklınızda olsun, 'Sen hiç üzülme sevgilim, seviştikten sonra saatlerce önsevişme yapacağız' demek de etkili oluyor.)

Ayrıca, o filmlerdekilerin aksine, kadınların yüzde 99'u iç çamaşır giyiyor. Kalan yüzde 1 ise zaten bizim aramızda değil. Amazon Ormanları civarında baltanın ormana girip uygarlığı getirmesini bekliyor.

Benim en çok şaşırdığım ise mesela bir kadınla karşılıklı oturmuş konuşuyorsunuz, derken yakınlaşma oluyor ve sevişme ortamı oluşuyor. Fakat beklenenin aksine, tam o anda fonda müzik çalmaya başlamıyor!

O toy halimle kız arkadaşım beni öpmeye çalışırken bense aval aval havalara bakınıp müziği beklemiştim. Müzik filan gelmeyince de kalkıp ilk “başarısızlığım' üzerine bir sigara yakmıştım.

Şarkım şudur benim: Şimdi bana kaybolan yıllarımı verseleeer.