Yerli otomobil rüyası gerçeğe dönüşüyor
Abone olRüya gerçek olacak mı? Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, ''Neden kendi otomobilimizi tasarlamayalım" dedi.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, ''Neden kendi
otomobilimizi tasarlamayalım, neden tasarladığımız otomobilleri
dünya markası haline getirmeyelim? Türkiye bu birikime fazlasıyla
sahiptir ama dünya pazarlarında o markayı, o tasarımı birkaç milyon
satacak noktaya getirebilmek önemli. Bunun altyapısını,
egzersizlerini yapmalıyız'' dedi.
Bakan Ergün, MÜSİAD Otomotiv Sektör Kurul İstişare Toplantısı'ndaki
konuşmasında Türkiye'nin kendi üretim ve tasarım modellerini
geliştirmesi gerektiğine dikkat çekerek bilgi ve teknolojiye daha
çok yatırım yapılması gerektiğini vurguladı.
Ergün, şöyle konuştu:
''Neden kendi otomobilimizi tasarlamayalım, neden tasarladığımız
otomobilleri dünya markası haline getirmeyelim? Türkiye bu birikime
fazlasıyla sahiptir ama dünya pazarlarında o markayı, o tasarımı
birkaç milyon satacak noktaya getirebilmek önemli. Bunun
altyapısını, egzersizlerini yapmalıyız.
Bir otomobilin değerini arttıran esas unsur Ar-Ge ve tasarımdır.
Türkiye'nin odaklanması gereken asıl nokta da bu olmalıdır. Ar-Ge
ve tasarıma yapılacak her yatırım, sektöre fazlasıyla katma değer
sağlayacaktır.''
FİYAT VE SATIŞ POLİTİKALARI
Bakan Nihat Ergün, ekonomik krizin en ağır hissedildiği dönemlerde
hükümet ve kamu olarak otomotiv firmalarına büyük bir destek
verdiklerini belirterek, bu desteklerin çok yararlı olduğunu
firmaların da kendilerinin ifade ettiğini söyledi.
Otomobil firmalarının üzerinde durmaları gerektiği iki önemli konu
olduğunu dile getiren Ergün, şöyle devam etti:
''Firmalarımız öncelikle, fiyat ve satış politikalarını yeniden
kurgulamalı, daha sonra da bankalarla birlikte bu araçların
finansmanıyla ilgili sistemleri daha ucuz ve daha uzun vadeli bir
kredilendirmeyle daha cazip hale getirmelidirler. Firmaların ve
bankaların da bu konuda bir çalışma içinde olduğunu biliyoruz.
Türkiye'de insanlar orta gelir düzeyine doğru transfer oldukça yeni
otomobil alma isteği de paralel bir şekilde artış göstermektedir.
bu istek, doğal olarak büyük bir tüketim potansiyelinin ortaya
çıkmasına da neden oluyor. Firmalarımız Türkiye'nin bu
potansiyelini görmeli ve bu potansiyeli canlı tutacak mekanizmaları
biraz da kendilerinin geliştirmelidirler.''
DAHA AZ KARBONDİOKSİT İÇİN
Bakan Ergün, otomotivde sadece üretim ve montaja odaklanarak
gidebilecek düzeyin sınırlı olduğunu bu nedenle Ar-Ge ve tasarım
konusuna özel önem verilmesi gerektiğini ifade etti.
Ergün, öyle konuştu:
''Şunu unutmayalım, sadece montaj ve üretim yapan bir fabrika,
bugün bir yerden başka bir yere, bir ülkeden bir başka ülkeye
rahatlıkla taşınabilir.
Ancak tasarım ve Ar-Ge faaliyetleri bilgi, birikim ve nitelikli
işgücü gerektirdiğinden bu alana yapılan yatırımlar daha kalıcı ve
etkilidirler.
Üstelik otomotiv sektöründe üretilen katma değer, esas olarak
montaj ve üretim öncesi süreci kapsamaktadır. Üretim ve montaj
yaparak uzun yıllar içerisinde kazanacağımız karı, 'özgün bir
tasarım' ile çok kısa bir sürede elde edebiliriz.
Burada tasarım faaliyetlerine bir örnek olarak çevre dostu
araçların üretilmesini verebiliriz. Zira, özellikle Kyoto Protokolü
sonucunda, otomotiv sanayinde daha az karbondioksit emisyonu
yaratılması hedeflenmektedir.
Bu protokolün bir gereği olarak, çevre dostu yeni motor ve araç
teknolojilerine ve alternatif yakıt çalışmalarına olan ihtiyaç
artmıştır.
Önümüzdeki süreçte hibrid araçlar, elektrikli araçlar, TÜBİTAK'ın
da üzerinde çalıştığı hidrojen yakıtlı araçlar, hatta belki etanol
araçlara geçişi sağlamalıyız.
Türkiye, artık başkalarının ortaya çıkardığı teknolojiyi takip
etmekle kalmamalı, aynı zamanda kendi teknolojisini üreten ve bunu
dünyaya kabul ettiren bir ülke haline gelmelidir. Bunu özel sektör
ve kamu işbirliğiyle çok rahat bir şekilde gerçekleştirebiliriz. Bu
çerçevede bakanlığımız, bu alana yapılacak yatırımlara, yapılacak
Ar-Ge çalışmalarına ciddi destek ve teşvikler sağlamaktadır.''