Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Yerli otomobil prototipleri görücüye çıktı…
Bakan Işık tarafından, Saab 9-3 platformunun tüm telif haklarıyla satın alındığı açıklandı.
Lakin ne kadara alındığı halen gizli tutuluyor.
Artık Türkiye’de gelenek haline gelen ayrışma burada da yaşandı.
Hem alkışlayanlar hem de ‘çakma araba’ yakıştırması yapanlar ardı ardına bu konuyu hızlıca siyasete konu ettiler…
Halbuki henüz yorum yapmak için daha çok erken…
Hele siyaset malzemesi: ‘Bırakın bu boş işleri…’ demek gerek!
Niye mi?
İzah etmeye çalışalım…
Değerli okurlar öncelikle ifade etmeliyim ki, ben de 2006-2014 yılları arasında Saab kullandım. Yani uzmanı olmasam da kendimce Saab tecrübesi yaşayanlardan biriyim. 9-3 Vector Turbo olan Saab’ım, gerek pazar algısı gerekse de sunduğu performans ve konfor bakımından tam bir Premium arabaydı. Yollarda çok fazla göremezdiniz ama kulaktan kulağa yayılan deyişler Saab’ı piyasada konumlandırırdı: ‘Kimse Saab’da ölmez’, ‘Uçak üreten şirketin yaptığı araba’ veya ‘Doktor, akademisyen arabası’…
Bu yakıştırmalar hız, güvenlik ve tasarım anlamında gerçekten marka algılamasını ortaya koyuyordu.
Saab’ı kullandığım süre zarfında arabanın kalitesini fazlasıyla hissettim.
Bilmeyenler için kısaca özetleyelim…
Saab 1945 yılında kurulan bir firma.
Uçak üretimi yanında otomobil üretimiyle başlıyor süreç…
1989 yılında ise otomobil ve kamyon üreten bölümleri ayrı bir şirket altında konumlandırılıyor.
Kamyon demişken, yollarda sıklıkla görebileceğiniz Scania, Saab’ın kamyon markasının ta kendisidir.
Küreselleşme ile beraber, birçok otomobil üreticisi maliyetlerin düşük olduğu ülkelerde fabrika açarken, Saab İsveç’te Trollhatan’da üretime devam ediyor. Artan maliyetler ve BMW, Mercedes gibi Premium markalarla rekabet ortamı Saab’ı zor duruma sokuyor. %50 ortak olmuş olan ABD’li üretici General Motors Saab’ın geri kalan hissesini de satın alarak bu İsveç canavarını bünyesine katıyor.
Takip eden süreler içerisinde, özellikle İsveç’in milli hassasiyeti, Saab’ın ne İsveç dışarısında üretimine ne de daha düşük versiyonda araçlar üretmesine imkan tanıyor.
Maliyeti karşılamayan satışların da düşerek devam etmesi üzerine Hollandalı firma Skyper, Saab’ı General Motors’dan satın alıyor.
Bu satışın ayrıntıları ve dedikoduları çok fazla…
Ancak şunu söylemek gerekir ki, bu satış kapsamında General Motors tüm know-how’ı Skyper’a vermiyor…
Skyper spor otomobiller üreten bir firma.
Ve Saab’ın marka avantajından yararlanmak istediği için bu tür bir yatırım yapıyor.
Ne var ki satışlardaki düşüş giderek artıyor ve 2011 yılında başlayan nakit sıkıntısı üzerine Saab’ın iflası açıklanıyor.
O dönemi Türkiye açısından hatırlayalım.
Yerli araba mevzusu ortaya çıkmıştı!
Bir ‘babayiğit’ aranıyordu.
İşte o zamanlar birçok uzman ‘Saab’ı alın diye yazdı!
Hem marka değeri olarak, hem de başlangıç için bunun ‘en iyi yöntem’ olduğu söylendi…
Hatta Alphan Manas'ın yönetimindeki Türk yatırım şirketi Brightwell Holding, Saab’ı almak için girişimde bulundu.
Ne var ki bugünkü karar o zaman verilmedi…
Saab’ı almadık!
Sonra ne mi oluyor?
İngiliz Virgin Adaları etiketli ve Hong-Kong merkezli National Modern Energy Holding’e bağlı kurulan İsveç merkezli National Electric Vehicle Sweden şirketi, yani ‘NEVS’, Saab’ı 2012 yılında tüm borçlarını üstlenerek satın alıyor…
Amacını, Saab otomobillerini elektrikli otomobil haline getirerek, bu piyasada söz sahibi olmak şeklinde açıklıyor…
Yani hedef elektrikli otomobiller! Türkiye’nin hedefiyle aynı!
Peki, NEVS’in sahibi olan Çin merkezli patron firma National Modern Energy Holding ne iş yapar?
İşte bu şirket Çin’de akü-batarya geliştirme ve üretme işiyle meşgul…
Yani elektrikli otomobil motoru bir yana, şu an elektrikli otomobil için en önemli sorun ve AR-GE konusu halini alan ‘depolama teknolojileri’ işiyle meşgul!
Bir düşünelim…
Ne zaman ki depolama teknolojisi, elektrikli araç kullanmayı; hem şarj, hem büyüklük hem de menzil açısından, kolay-maliyetsiz-etkin hale getirir; işte o zaman bunu başaran marka sektörü ele geçirir veya ben de varım der!
Dolayısıyla aslında, yani işin arka planında, bu konuda AR-GE ve üretim yapan bir şirket, teknolojisini ürün haline getirmek için Saab’ı satın alıyor…
NEVS’in 2012 yılında beri açıklamaları incelenirse, National Modern Energy Holding’in aynı yıl Çin’de batarya fabrikası kurduğu, elektrikli araç geliştirilmesi çerçevesinde Çinli teknoloji firmalarıyla stratejik işbirliği yaptığı, Eylül 2015 itibariyle tüm kredi sağlayıcılara borcunu ödediği görülecektir.
Borç ödeme tarihine dikkat edelim!
Eylül 2015!
Hemen arkasında da NEVS tarafından, şirketin Türkiye’nin yerli otomobil geliştirme projesine destek verdiği ve TUBITAK tarafından ortak seçildiği belirtiliyor…
İlerleyen zamanlarda işin arka planını net olarak göreceğiz ancak şu tabloda Türkiye, Saab’ın borçlarını ödemek için gerek duyduğu finansmanı sağlayan ülke rolünde görülüyor! Ve bunun ikinci boyutu olarak da, depolama teknolojisinin bu firmadan elde edileceği anlaşılıyor…
Değerli okurlar…
Saab 9-3 platformunun satın alınması ve geliştirmenin bunun üzerine inşa edilmesi asla ve asla yanlış bir hamle değil. Güney Kore’de yola bu şekilde çıktı…
Lakin keşke Saab’ı 2011 yılında alsaydık demeden de olmuyor.
Bu noktada önemli olan ‘depolama teknolojisi’ ve kısmen ‘elektrikli motor’.
Çünkü gerçek AR-GE burada!
Evet, Bakan çok doğru söylüyor…
Kesinlikle zaman kazandık…
Şimdi ilerleyen günlerde elektrikli motor ve özellikle depolama teknolojisiyle ilgili planı duymamız lazım…
Eğer bunu biz kendimiz veya NEVS’le tüm hakları yarı yarıya olmak üzere beraber geliştireceksek son derece doğru bir adım olacaktır Saab’ı almak…
Eğer biz NEVS’in eski teknolojisini satın alacaksak, katma değer olarak çok yükseklere gidemeyiz…
Çünkü depolama teknolojisi alanında pazar çoktan doymuş olacak ve biz gerilerde kalmış olacağız…
Sözün özü, yerli otomobil mevzusu ne Saab ne de NEVS…
Arakasında yatan depolama teknolojisi…
Ama belki de Türkiye NEVS’in ortağı oldu!
Kim bilir sağ gösterip sol vurdu…
Twitter: @sonergokten