Yeni yıla yeni kitaplarla girin!
Abone olYeni Şafak Gazetisi Yazarı Taha Kıvanç, bugünkü köşe yazısında okurlara yeni yılın son günleri olmasından dolayı bazı kitapları tavsiye etti. İşte, Kıvanç'ın önerdikleri...
Yeni Şafak yazarlarından Taha Kıvanç'ın adlı yazısında işte sizlere önerdiği kitaplar...
Batılılarda yılbaşı gecesi dilek tutma âdeti vardır; sonraki bir yılda gerçekleşmesini arzuladığınız bir dilekle yıla girilir... Yılın son yazısını o anlamda bir dilek kabul edebiliriz. Benim dileğim, 2005'in hepimiz için 'kitaplı' geçmesi...
2004 yılı kitap verimi açısından iyiydi. Dünyada ilgi görüp de dilimize tercüme edilmeyen kitap herhalde pek az. Yayınevleri sayısının çoğalması, bazılarının kabulünün aksine, görüntüde ve içerikte nitelik artışı getirdi. Bana gelen kitaplar çoğaldı, benim kitapçıdan aldıklarım daha da fazla... Umarım, çıkan kitaplara okuyucu ilgisi de çoğalıyordur...
Yılın en sevimli hediyesi Peyami Safa'nın 'Dokuzuncu Hariciye Koğuşu' romanı oldu. Ortaokul kitaplarında yer aldığı için midir nedir, erken okunur o roman ve bir kenara bırakılır. Oysa, Tanpınar'ın, "Bu sayfalarda insan hakiki acıyı, ızdırabı buluyor" dediği çaplı bir romandır 'Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'; yine Tanpınar'ın vurguladığı gibi "Gölge halinde bile olsa seferberliğin aç İstanbul'u" da yansır o sayfalara...
Alkım Yayınevi, 'herkes okusun' diye yüzbinlerce basıp ucuz etiket koyduğu kitaplar arasında çıkardı Peyami Safa'nın romanını. Yarından itibaren kullanıma girecek yeni para birimi ile 2 YTL bile değil... Bir-iki bardak çay az içilse alınabilecek ucuzlukta bu kitabı, edebî değerini yeniden tadabilmek için de herkesin bir kez daha okuması gerekiyor. (Alkım, Tel.: 216- 449 1060; faks: 216- 449 1064).
Güney Asya'daki dev dalgaların yol açtığı felâket herkes üzerinde değişik etki yapmıştır muhakkak; ancak mâneviyat bu gibi durumlarda lâzım. İllâ doğrudan felâketlerle ilgili bir kitap olmasa da olur. Gelenek Yayınları'nın çıkardığı Gazali'nin 'Nur Metafiziği', küçük hacmine rağmen çok değişik konuları kapsayan bir kitap. Bir küçük risale bu, ama İmam Gazali'nin dev eserleri sayılan 'İhya' ve 'Kimya-yı Saadet' içinde yer alan konuların anlamlı bir özeti de sayılabilir... (Gelenek, Tel.: 212- 531 4140; Faks: 212- 531 4334).
Önümüzdeki yıl 'Osmanlı' geçmişimizi vurgulamada daha cömert davranılacakmış gibi geliyor bana. 'Tarihimizle yüzleşme' gerekecek çünkü. Galiba en hazırlıksız olduğumuz konu da bu. Osmanlı ile ilgili eserlerin çoğu ideolojik bagajların yükü altında; her yazar, nesnel gerçekler yerine, kendi Osmanlısı'nı kaleme almış çünkü... Bu da 'gerçek Osmanlı' ile kitap sayfalarında karşılaşmayı oldukça zor hale getiriyor.
Mustafa Armağan sanatçı duyarlılığını araştırmacı kimliğini beslemede kullanan bir yazar; son yıllarda ilgi ağırlığını daha çok Osmanlı'yı anlamaya verdiği fark ediliyor. Hepimizin zihninde yer etmiş pek çok soru var, o da aynı soruları zihninde taşıyor olmalı ki, herbirini cevaplamaya çalışıyor. Ayrıca sağda-solda çıkan ve 'kuşku' belirten Osmanlı okumalarının üzerine gitmekten de çekinmiyor... 'Osmanlı: İnsanlığın Son Adası' bu yolda ilk kitabıydı; Mustafa Armağan o diziyi 'Kır Zincirlerini Osmanlı' adını verdiği ikinci ciltle sürdürüyor. (Ufuk Kitapları, 212- 232 1751; Faks: 212- 231 8234).
2004 yılının son günü çerezcilere koşarken öğüdümü tutup kitabevine de uğrayacaksanız, raflarda 'Yolsuzluğun 100 Yıllık Tarihi' kitabını da arayın derim. Gazeteci Şafak Altun, 2005'te yaygınlaşacağını umduğumuz yolsuzlukla mücadele kavgasına iyi bir araştırma eseriyle katkıda bulunmuş...
Osmanlı'nın son dönemi yabancı kredilerin ülkeye bolca girdiği yıllar... Cumhuriyet'i kurmuşuz, ama en başlardan itibaren rüşvet ve ihtilâs kapısını sımsıkı kapamayı başaramamışız. Tek parti dönemini çok partili demokrasi izlemiş, ama hiçbirinde 'yolsuzluk' sözcüğünü literatürden kovamamışız. Şafak Altun'un kitabını baştan sona okuyan birinin, "Bundan böyle yolsuzluğa paydos" denildiğinde umutlanacağını sanmak çok zor.
Olağanüstü zengin anekdotlarla dolu kitap titiz bir araştırma ürünü. Yolsuzluk konusunda yok yok bu kitapta. Kitap okundukça iç açılır değil mi, bu kitabın sayfalarını çevirdikçe içinizin kapandığını hissediyorsunuz; ancak böyle bir eserin okurla buluşabilmesi bile umudu ayakta tutacak bir başarı öyküsü bence. (Agora Kitaplığı, Tel.: 212- 243 9626; Faks: 212- 243 9628).
"Benim bilmediğim bir dili bilen herkesi kıskanırım..." İlk işitildiğinde kulağa anlamsız gelen bu sözü Rus tarihçi İgor M. Diakonoff Yunanca öğrenen bir arkadaşına söylemiş; o sırada 73 yaşındaymış... Acaba kaç dil biliyordu Rus tarihçi? Akadça, Sumerce, İbranice, Aramice ve Arapça... Bu arada İngilizce başta olmak üzere Norveççe'ye kadar bir dizi Batı dili... Vatandaşı olduğu ülkedeki ideolojik kalıplara bütünüyle uymaya razı olmayan bilimadamı, tarih alanında yaptığı çalışmalarla Marksizm'le arasına mesafe koymamış, ama Marks'ı aşmayı amaçladığı da çok açık...
'Tarihin Yörüngeleri' adlı kitabında, İgor Diakanoff, bir dünya tarihinin çerçevesini çiziyor. İlerleme-gerileme ikilemini de, bu ikilemi anlamada kullanılan geleneksel yaklaşımları da yepyeni bir açıdan sorgulayan bir tavrı var Rus bilimadamının; bazı kabullerini kabul etmeseniz bile, düşünce ufkunuzu genişlettiğini fark ettiren bir kitap bu. (Bilgi Üniversitesi Yayınları, Tel.: 212- 311 60 00; Faks: 212- 347 1011).
Yeni yıla kitapla girerseniz kitaplar sizi terk etmez. Haydi, nice kitaplı yıllara...
YAZI:Taha KIVANÇ