Yeni yargı paketine Zaman yazarından çok ağır eleştiri
Abone olZaman gazetesi yazarı Nuriye Akman, Meclis'e sunulan yeni yargı paketi üzerinden hükümete ağır eleştirilerde bulundu.
"Yeni yargı paketiyle Türkiye’nin
geldiği nokta George Orwell’in ünlü Hayvan Çiftliği romanını
hatırlatıyor."
Bu eleştiri Zaman gazetesi yazarı Nuriye Akman'a ait. İngiliz yazar
George Orwell'in ünlü "Hayvan Çiftliği" romanını
bugünkü köşesine taşıyan Akman, AK Parti'nin Meclis'e sunduğu yeni
yargı paketini eleştirdi.
Akman, kitap üzerinden yargı paketine, "Kitabı bugüne kadar
Stalinizm eleştirisi olarak okuyanlar, polis devleti olmaya bir
adım daha yaklaştığımız bu günlerde kişiler değişse de iktidar
oyununun hep aynı şekilde oynandığını acıyla görüyorlar"
dedi ve şöyle devam etti:
"...
Mazlumların aslında potansiyel zalimler olmaları şaşırtmıyor. Bu
kötücül dönüşümü sınırsız güç arzusunun beslediği aşikâr.
Hayvan Çiftliği, hayvanların kendilerine zulmeden
insanlara başkaldırışının hikâyesi. Devrim yaparken daha fazla
özgürlük ve eşitlik vaat eden hayvanlar, sonunda insan
sahiplerinden daha acımasız bir baskı rejimi kurarlar. Tıpkı
Türkiye Cumhuriyeti’nin maddi manevi varlığını ezdiği bir kesim
insanın yönetime gelmeyi başarması ve ardından geçmişte yaşadıkları
kısır döngüyü başkalarına yaşatması gibi…
Orwell’in hikâyesinde devrimci hayvanlar başlangıçta bütün
türdeşlerini eşit tutarken, zamanla yönetimi ele geçiren domuzlar
şu özlü sloganı diğerlerine de zorla kabul ettirmişlerdi:
“Bütün hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar ötekilerden
daha eşittir.”
Yeni yargı paketinin ruhu da şöyle söyletiyor ürpertiyle:
“Bütün insanlar eşittir, ama bazı insanlar daha da
eşittir.” O bazı insanların kimler olduğu belli.
...
Makbul addedilmeyen vatandaşlar!
Aman bir kontrol edin kaşınız gözünüz, bakışlarınız, ideolojiniz,
mensubiyetiniz, kıyafetiniz makul müdür? Çocuğunuzu gönderdiğiniz
okul, abone olduğunuz gazete, çalıştığınız kurumlar, gönüllüsü
olduğunuz yardım dernekleri, girdiğiniz internet siteleri,
attığınız tweet’ler, son seçimde oy verdiğiniz partiler… Vaktiyle
mazlumların kurduğu iktidar partimizin diğer ve ölçüleri sık sık
değiştiği için, ne olur ne olmaz, istendiğinde her şey bu yeni
paket kapsamına girebileceğinden makul şüphe diye diye sizi infaz
edebilirler.
SAZAN GİBİ AVLANMAMAK
İÇİN...
Sazan gibi avlanmamak için acaba gidip önce AKP’ye üye olup
sonra kefenlere mi sarınmalı? İyi ama yönetilenlerin yönetenlerle
ilgili bırakalım makul şüphelerini, kesin delillere dayalı somut
şüphelerinin akıbeti ne olacak?
Hiçbir şey! Malum; bütün hayvanlar eşittir ama bazıları
daha eşittir.
Endişeye mahal yok diyor parti kurmayları. Yeni yetkilerin güvenlik
güçlerince keyfi kullanımı halinde ağır cezalar verilecekmiş.
Vahşeti yaşatanlara karşı polisin eli kolu tutulamazmış. Duyuyoruz
ama yüreğimize serin sular serpilmiyor.
Neden acaba? Göz çıkaran, kol kıran, can alan polislerin
“efsane” olarak alkışlandığı, hırsızları
yakalayanlarınsa “darbeci” sayıldığı için
herhalde. Vahşeti önlüyorum diye vahşete bulaşanlara karşı naçarız
nokta net.
Hormonlu siyasetle beslenerek yasamanın emir ve kumandasına
giren yargının yetki aşımı ihtimalinden ise hiç bahis yok. Hadi
“paralel yargı” devletin temeline dinamit koyuyor
diyelim, yandaş yargının anayasal düzene, devlete karşı işlenen
suçlarda tutuklama, dinleme ve mal varlığına el koyma kararları
bizim şüphelerimizden muaf mı tutulacak?
Hani vatandaşız ya sözde, merak ediyoruz o mahkemeler bireyin huzur
ve mutluluğuna karşı devletin işlediği suçlara neden bakamadı
hiç?
HAYVANLARA YAR
OLMAMIŞTI!
Yeni pakete göre iddianame öncesinde sanık ve avukatlar, kendi dosyalarını göremeyecekler. Peki, savunmayı zorlaştıran yasa yapıcılar, siz suçlandığınızda şeriatın kestiği parmak acımaz diyebilecek misiniz? Güvenlik sopayla, TOMA’yla değil adaletle sağlanır. Ey iktidar, başta son olaylar olmak üzere öldürülenlerin katillerini bulun önce. Sonra olur ya insanlık halidir, kendi kadrolarınızda yanlış yapan, suç işleyenler varsa, aman ha var demiyoruz, varsa diye altını çizelim; onları atın bünyenizden, sahip çıkmayın, yargılanmalarını sağlayın. Unutmayın, Orwell’in çiftliği hayvanlara yâr olamamıştı…