Yeni TCK kafa karıştırıyor
Abone olATO Başkanı Sinan Aygün, Adalet Bakanı 1 Nisan'da yürürlüğe girecek Yeni TCK ile ilgili sıkıntıları Adalet Bakanı Çiçek'e iletti.
Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, Adalet Bakanı
Cemil Çiçek 1 Nisan tarihinde yürürlüğe girecek Yeni TCK'nın Türk
toplumunun kafasını karıştırdığını söylediğini bildirdi. ATO
Başkanı Sinan Aygün ile Yönetim Kurulu üyeleri Adalet Bakanı Cemil
Çiçek'i makamında ziyaret ederek bir süre görüştü. Basına kapalı
yapılan görüşmeden sonra gazetecilere bir açıklama yapan Aygün,
Bakan Çiçek'e yeni TCK ile ilgili görüşlerini anlattıklarını
söyledi. Yasa ile ilgili herkesin birbiriyle çelişin
değerlendirmeler yaptığını, bunun da Türk toplumunun kafasını
karıştırdığını aktardıklarını belirten Aygün, şunları kaydetti:
''Görüşmede Sayın Bakana şunları aktardık. Herkesin kanunu kendine
göre yorumladığını, burada netlik olmadığını söyledik. Polis
(yetkim yok) diyor. Kuruluşlar, kanun hazırlayıcılar (polisin
yetkisi var) diyor. Polis (bundan sonra elim, ayağım bağlı bir şey
yapamam) diyor. Hukukçular (yaparsınız) diyor. TCK'da işyerleriyle
ilgili de birçok anlaşmazlıkların olduğunu, bu konuda belirsiz
maddeler bulunduğunu söyledik. Özellikle imar kanunu ile ilgili
ruhsata aykırı yapılan işlerin ne olduğunu sorduk. Kendisi bu
konuda net bir cevap veremiyor. Kendisi (eğer bir yanlışlık varsa
ilerde bunun düzeltilebileceğini) söyledi. Sayın Bakanın sıkıntısı
da şu. Bakan, (biz bu kanunu yaklaşık 21-22 aydır gündemde
tutuyoruz. Ama başta basın olmak üzere, yeni akılları başlarına
geldi. Bağırıp çağırıyorlar) dedi. Bizde basın özgürlüğünü
engelleyici maddeleri Sayın Bakana saydık. intihar, haberleşmenin
önlenmesi, hakaret, kişinin hatırasına hakaret, haberleşmenin
gizliği, kişiler arası konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması
gibi aşağı yukarı 25 kanun maddesinin basının önünü kapattığını
söyledik.'' Görüşme sırasında müstehcen görüntünden ne
anlaşıldığını da Bakan Çiçek'e sorduklarını ve müstehcenlik
teriminde bir muğlaklık bulunduğunu anlattıklarını belirten Aygün,
Bakan Çiçek'in de kendilerine ''Televizyonlardaki Tele Vole
programlarının müstehcenlik içerdiğini'' söylediğini aktardı.
Çiçek'in ''bu programlardan siz hoşlanıyor musunuz'' diye
kendilerine sorduğunu da anlatan Aygün, ''biz hoşlanmadığımızı''
söyledik dedi. Aygün, bununla beraber söz konusu programların
reytinginin yüksek olduğuna dikkat çektiklerini kaydetti. TCK'nın
aşağı yukarı 300 maddeden oluştuğunu, bunu kimin ne zaman okuyup,
nasıl anlayacağını ve uygulayacağını da görüşmede Bakan Çiçek'e
sorduklarını belirten Aygün, Çiçek'in bazı sorunların Yargıtay'ın
içtihatları ile düzeltilebileceğini söylediğini kaydetti. Bunun
üzerine kendilerinin da o içtihatlar çıkıncaya kadar bazı
suçluların dışarıda elini kolunu sallayarak dolaşırken, bazı
suçsuzlarında içeri girebileceklerine dikkat çektiklerini
bildirdiklerini anlattı. Görüşmede TCK ile ilgili dile getirdikleri
sakıncalar üzerine Bakan Çiçek'in bu konuda mükemmel bir yasa
hazırladıklarına yönelik herhangi bir iddialarının bulunmadığını,
ifade özgürlüğünün de bir sorumsuzluk anlamına gelmediğini ''ifade
özgürlüğü var ama sorumsuzca konuşmasınlar'' dediğini aktardı.
Aygün ayrıca Bakan Çiçek'in ''hükümetin basını susturmak
istediğine'' ilişkin endişelere de katılmadığını söylediğini
bildirdi. Aygün, Bakan Çiçek'in, Basının 21 ay boyunca sesini
çıkarmadığını, ancak kanunun yürürlüğe girmesine 1 hafta kala
sesini yükseltmesinden yakındığını da iletti. ATO'DAN TCK'YA UYGUN
YAZIM KLAVUZU Yeni yasa ile basının hırsız, hortumcu, sahtekar,
kalpazan, kadın satıcısı, yankesici, kapkaççı diyemeyeceğini
görüşmede ifade ettiklerini de anlatan Aygün, bunun üzerine ATO
olarak bu kelimeler yerine ne denebileceğini düşünerek bir yazım
kılavuzu hazırladıklarını söyledi. Aygün, 1 Nisan'dan sonra
gazetecilerin kullanılamayacak kelimeleri nasıl kanuna uygun ifade
edebileceklerine ilişkin ise şunları kaydetti: ''Bundan sonra
hırsıza herhalde kaynak arayışı içindeki girişimci vatandaş
diyebiliriz. Hortumcuya, hortumun emiş özelliğini parasal alana
uygulayan buluş adamı diyebiliriz. Sahtekara bir şeyin aynısını
yapma derdindeki insan diyebiliriz. Kalpazana Merkez Bankası fahri
çalışanı diyeceğiz herhalde. Tecavüzcüye, güzellikler karşısında
çaresiz kalan yiğit diyebileceğiz. Kapkaççıya kadınların çantasında
ne olduğunu çok merak eden macera tutkunu kişi diyebileceğiz. Kadın
satıcısına dostları birbiriyle tanıştırıp yüzdesini alan güzel
huylu insan diyeceğiz herhalde. Yankesiciye cebimizdekilere
tutkuyla yandan yaklaşan muzip diyebileceğiz. Mafyaya, yasanın
olmadığı bir ortamda işlerin daha kolay yürüdüğünü ispata yönelik
özel kuruluş diyebileceğiz. Biz bunların adlarını şimdiden bulduk.
Basın kanunu hepinize hayırlı olsun. Sıra size geldi. Allah
kolaylık versin size. Artık bu kılavuzla konuşacaksınız. Ben size
bunu vereyim konuşma kılavuzu. Tecavüzcü diyemiyorsunuz. Biz
bunların yolunu bulduk bundan sonra bunları diyeceksiniz.''