Yeni TCK acılı kebap gibi
Abone olYargıtay Ceza Genel Kurulu 1. Başkanı ve Yargıtay Başkan vekili Osman Şirin, yeni Türk Ceza Kanunu (TCK)’nu acılı Adana kebabına benzetti.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 1. Başkanı ve Yargıtay Başkan Vekili
Osman Şirin, yeni Türk Ceza Kanunu (TCK)’nu acılı Adana kebabına
benzetti. Şirin, Adana Barosu’nun düzenlediği “Türk Ceza Kanunu
Ceza Muhakemesi Kanunu, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı
Kanunu” konulu toplantıya atıfta bulunarak, “Üç gündür acılı Adana
hukuk kebabını yiyoruz.” dedi. Söz konusu yasaya yönelik
eleştirileri, kebabın ‘acılı’ kısmı, beğenilen bölümlerini ise
‘damaktaki tatlı lezzet’ şeklinde yorumlayan Şirin, “Kebabın acılı
tarafını bir kenara bırakarak, adalet peronuna hızlı gelen bu
vagonları alkışlıyorum.” şeklinde konuştu. 1 Nisan 2005’te
yürürlüğe girecek olan yeni TCK’nın zihinlerdeki mevcut bilgilerin
yüzde 90’ını havaya savurduğunu anlatan Şirin, 5237 sayılı kanuna
sevgi gözüyle bakılmasını istedi. Şirin, yasada kişi hak ve
özgürlüklerinin öne çıkarıldığını, suç işlemeyi önlemenin
amaçlandığını açıklayarak yasanın 2 ve 5. maddesinde ‘Kanunların
suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılmaz. Suç
ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş
yorumlanamaz.” ifadesiyle farklı bir üst disiplini ortaya koyduğunu
bildirdi. Osman Şirin böylece yıllık süreçte binlerce kararın
takdir farklılığından dolayı bozulmasının önlendiği ve davaların
kısa sürede kesin hükme bağlanmasının sağlandığına işaret etti.
Yıllarca cezaya çarptırılan, daha sonra 3-5 sene cezaevinde
yattıktan sonra aflarla salıverilen sanıklara karşı toplumu koruyan
bu düzenlemeyi el üstünde tuttuğuna dikkat çeken Şirin, yargıçlara
geniş takdir hakkı veren ve sanık, müşteki, mağdur ile müdahili
eşit adalet çizgisine çeken bu yasayı kalbinin içine
yerleştirmekten çekinmediğini kaydetti. Ceza muhakemesinde yargıç
ve savcı düzeyine çıkartılan avukata, “sen vazgeçilmez, olmazsa
olmazsın” denildiğinin altını çizen Osman Şirin, şunları söyledi:
“Yasada ceza itilafının tarafları olarak -örflerimize bağlı
kalınarak- ‘uzlaşma’ anlayışına önem verilerek olayın tatlılıkla
çözülmesi düşünülmüş. Kişiye daha korumacı bir açılım getiren
yasaya alkışlar tutarım. Kaçakçılığına karar verilen kişinin mal
varlığına, yargıcın el koyma yetkisini veren bu düzenlemeyi bağrıma
basarım. Bu yasalar manzumesi bizleri daha uygar hale
getirecektir.” Mehmet Şahin-Zaman