Yeni SPK Kanunu hazır
Abone olSermaye Piyasası Kurulu (SPK) Sermaye Piyasası Kanun Tasarısı Taslağını görüşe açtı...
SPK'nın internet sitesinde 2 yıla yakın süredir süren
çalışmalar sonucu yeni Sermaye Piyasası Kanunu Tasarısı Taslağının
ve genel gerekçenin hazırlandığı kaydedildi.
Kurulun internet sitesinde kamuoyunun görüşlerine açılan taslağın,
bugüne kadar çeşitli bakanlıklar ve kamu kurumlarının görüşüne
açıldığı ve taslak üzerinde bazı ekleme ve düzeltmeler yapıldığı
belirtildi.
YENİ SPK KANUNU TASLAĞINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
SPK web sitesinde 30 Mart 2012 tarihine kadar kamuoyunun görüşüne
açık kalacak taslağın bu şekilde özel sektörün de görüşleri
alınarak piyasa gerekliliklerine azami ölçüde cevap vermesinin
hedeflendiği ifade edildi.
AB Müktesebatına göre hazırlandı
Yeni Sermaye Piyasası Kanunu Taslağının AB Müktesebatına tam uyum
hedefi ile İstanbul Uluslararası Finans Merkezi hedeflerine yönelik
olarak hazırlandı.
Sermaye Piyasası Kurulunun (SPK) internet sitesinde görüşe açılan
Sermaye Piyasası Kanun Tasarısı Taslağının yeni Türk Ticaret Kanunu
ile uyumlu olarak hazırlandığı belirtildi.
Sermaye Piyasası Kanununun ilk yürürlüğe girdiği 1981'den bu yana,
1992 yılındaki kamuyu aydınlatma sistemine geçmeye ve 1999
sonundaki ağırlıklı olarak ikincil piyasaya yönelik değişiklikler
dışında, esaslı bir değişikliğe uğramamış olmasının önemli bir
eksiklik olduğu vurgulanarak, şu ifadelere yer verildi:
"Bir noktaya kadar ikincil düzenlemelerle giderilmeye
çalışılan bu eksiklik, piyasaların değişen ve gün geçtikçe daha da
karmaşıklaşan yapıları da dikkate alındığında, mevcut metnin geçen
zaman içerisinde daha elverişsiz bir hale gelmesine neden olmuştur.
Burada, sermaye piyasasını bu zamana kadar taşımayı başarabilen
mevcut Sermaye Piyasası Kanununun, dile getirilebilecek tüm
eksikliklerinin yanında, sağlam bir hukuki kurguya ve yeniliklere
açık bir düzenleme felsefesine sahip olduğu gerçeğinin de altı
çizilmeli."
Ne AB Müktesebatının ne Türk Ticaret Kanununun ne de mevcut Sermaye
Piyasası Kanununun Taslakta yer alan düzenleme şekil ve
tercihlerinde gereğinden fazla belirleyici olmadığının taslak
incelendiğinde net bir biçimde görülebildiği belirtilerek, bunun
nedeninin Sermaye Piyasası Kanununun piyasa düzenleyici bir metin
olmasından kaynaklandığına yer verildi.
Sermaye piyasasını düzenleyici temel metinlerin hatta ikincil
düzenlemelerim her aşamada ihraççı, yatırımcı ve piyasa işlemi
üçlüsünü dikkate alarak hazırlanması gerektiği vurgulanarak, halka
açık hale gelen bir anonim şirketin artık bir anonim şirket olmanın
yanında bir piyasa bileşeni olarak da kabul görmesinin buna örnek
verilebileceği kaydedildi.
Uluslararası planda sermaye piyasalarının sürekli ve artan bir
rekabete sahne olduğuna dikkat çekilen taslakta, şu bilgiler yer
aldı:
"Burada teknik manada bir rekabetten ziyade piyasa süreçlerine
dahil olamayanların dışlanması, göz ardı edilebilir duruma düşmesi
hali kastedilmekte. Sermaye piyasalarımızın sahip olduğu
operasyonel alandaki rekabet gücü düzenlemelerle desteklenmedikçe
dünya piyasalarında hak ettiğimiz yere ulaşmamız imkansız. Bu
destek ise en uygun şekilde piyasa bakış açısının hakim olduğu yeni
bir sermaye piyasası kanunu ile verilebilir. Bu gerçekler, taslağın
hazırlanması sürecinde diğerlerine nazaran daha baskın bir rol
oynamıştır. Bu anlayışla hazırlanan taslağın genelinde muhafaza
edilmek istenen iki hususiyet var. Bunlardan birincisi, taslağın,
zaman zaman detaya girse de aslında bir çerçeve kanun olarak
kalması gerektiğidir. İkincisi ise ilkine bağlı olarak piyasalara
gerekli olan esnek ve gelişmelere tepki verebilme, uyum
kabiliyetinin, öngörülebilirlik ihtiyacı gereği sınırları
belirlenmiş bir şekilde ikincil düzenleme yapma yetkisinin
düzenleyici otoriteye verilmesidir. Özellikle ikincil
düzenlemelerin yapılması konusunda kanun ile alınmak istenen
yetkinin uygun şekilde sınırlanması bu Taslağın tamamlanmasının
önündeki büyük bir zorluk olarak görülebilir."
Tüm bu açıklamalar çerçevesinde Yeni Sermaye Piyasası Kanunu
Taslağının teknik gereklilikler ile piyasa yaklaşımının düzenleyici
metne en uygun şekilde geçirilme çalışması olarak kabul edilmesi
gerektiği vurgulandı.