Yeni Şafak'a beklenmedik eleştiri
Abone olKürşat Bumin ve Alper Görmüş'ün Yeni Şafak'ta hazırladıkları Kronik Medya, bu kez kendi gazetelerini eleştirdiler. Eleştiri, gazetenin attığı bir başlıktan kaynaklandı.
Kürşat Bumin ile Alper Görmüş'ün eleştirisi şöyle.... 'İslami
terör' adlandırmasına neden karşı çıkmıştık? En başta açık açık
söyleyelim: Biz, İstanbul'da perşembe günü yaşanan ve dört
yurttaşımızın ölümüyle sonuçlanan terör olaylarını, siyah zemin
içinde sarı renkli dev puntolu "KIZIL TERÖR" başlığıyla gören
gazetemizin tavrını doğru bulmuyoruz... Açıkçası, bir önceki
"İstanbul'a terör saldırısı" günlerinde (Kasım, 2003) yalnızca bu
sayfadan değil, bu gazetenin çeşitli köşelerinden "teröre ad
koymayın, terör terördür" uyarılarının boşa gittiği gibi bir duygu
içindeyiz. Bu sayfada ve bu gazetenin köşelerinde, ille de "İslami
terör" diyenlerin amacının "üzüm yemek değil, bağcı dövmek" olduğu;
bunun altında, teröre bulaşmış müslümanlar üzerinden bütün bir
inanç sistemiyle hesaplaşma saikinin yattığı boşuna mı savunuldu?
Peki şimdi bu manşet ne? Ne oluyoruz? Gazetemizin, kendilerini
"sol, sosyalist" olarak ilan eden ama terörü bir siyaset aracı
olarak kullananları lanetlemesine tabii ki bir itirazımız yok.
Fakat bu başlıkla bu sınırın epeyce ötesine geçilmiş olmuyor mu?
Soğuk Savaş günlerinin Tercüman gazetesinin manşetlerini andıran bu
başlık, terörün her türlüsünü lanetleyen solcuları, sosyalistleri
("kızıl"ları) de lanetlemiş olmuyor mu? Yoksa eski günlere mi
döndük, "ister terörü savunsun ister karşı çıksın, fark etmez,
kızıl kızıldır" mı diyoruz? Aynı gün, "kızıl"ların gazetesi Birgün,
"BOMBANIN AKLI YOK" manşetiyle ve kendilerine "Marksist" diyenlerin
yarattığı teröre açıkça karşı çıkan bir habercilik anlayışıyla
yayımlandı... Gazetenin yazarlarından Saruhan Oluç'un manşetin
ayağına yerleştirilen yazısında bakın neler deniyordu: "(...) Şimdi
şiddeti, saldırganlığı, terörü ve Irak'taki işgali kınamak için
sokağa çıkmak gerek. Bombalara ve şiddete başvuranlar aslında
demokratik tepkilerin gücünün azalmasını istiyorlar. (...)
Birileri, ne adına yaptıkları pek belli olmayan böyle işlerle
halkın demokratik tepkisini engellemek isteyenlere yardım etmiş
oluyor. O nedenle bunlar akılsız bombalardır..." Yeni Şafak'ın
manşeti, "haber dili" açısından da çok problemli... Türk basınının
sıkça başvurduğu, bol "belirtildi"li ama sıfır kaynaklı haber
dilinin tipik bir örneği... Tamamı altı uzun cümleden oluşan
haberin ilk dört cümlesi, başka hiçbir gazetede görmediğimiz
ayrıntılı bilgileri şu yüklemlerle iletiyor okurlara:
"Belirtiliyor", "ifade ediliyor", "iddia ediliyor", "tahmin
ediliyor..." Haberin son iki cümlesi ise "uzmanlar" diye ifade
edilen bir "kaynağa" dayandırılıyor. Bu "uzmanlar"ın "üzerinde
durduğu" noktalardan biri de "silahlı ve bombalı eylemleri bu
örgütlere mensup ateist militanların gerçekleştirmiş olması"
imiş... Yani nasıl? Bu örgütler içinde "ateist olanlar", "ateist
olmayanlar" diye bir ayrım vardır ve eylemleri birinciler mi
gerçekleştirmiştir? Yoksa söylenmek istenen "Bu örgüt mensuplarının
hepsi ateisttir ve onlardan da zaten bu beklenir" gibi bir şey
midir? Gelin, vakit geçmeden hep birlikte bir daha düşünelim şu
"KIZIL TERÖR" manşetinin üzerinde... Düşünelim ve hiç değilse
"İslami terör" diyenlere karşı itiraz etme hakkımız baki kalsın
diye bir daha bu tür Soğuk Savaş artığı manşetleri atmayalım...
(A.G.)