Yeni Şafak yazarından olay yaratacak Fehmi Koru yazısı!
Abone olYeni Şafak gazetesi yazarı Cem Küçük, Habertürk'e geçen Fehmi Koru'yu yerden yere vura bir yazı kaleme aldı.
Fehmi Koru'nun itibar kaybının Aydın Doğan ile ilişki
kurmasıyla başladığını yazan Küçük, Koru hakkında çarpıcı
iddialarda bulundu. Yazar, ayrıca Gül'e Koru'dan uzak durması
yönünde çağrıda bulunuyor.
Fehmi Koru, Star'dan Habertürk'e geçtikten sonra yeni gazetesine verdiği ilk röportajda hem Yeni Şafak hem de yayın yönetmeni İbrahim Karagül'ü hedef alan açıklamalar yapmış "çapsız biri, o arkadaşı tamamen sildim" demişti.
Yeni Şafaksi yazarı Cem Küçük ise Koru'yu hedef alan misilleme yazısında "Fehmi Koru'nun yükseliş ve çöküş hikayesi"ni yazdı. Sözü daha fazla uzatmıyor çok konuşulacak yazıya noktasına virgülüne dokunmadan veriyoruz:
KORU 2000′LERİN SONUNDA CİDDİ İTİBAR EROZYONUNA
UĞRADI
"Fehmi Koru özellikle 1990′larda dindar ve muhafazakar kesimin
medyadaki en önemli yüzüydü. Dünyayı takip eden çalışkan ve
orijinal bir kalemdi. 2000′li yıllarda da Koru önemli bir kalemdi.
Öte yandan Tayyip Erdoğan’dan sonraki ikinci adam Abdullah Gül’le
çok yakın ilişkilerini de prestijini artırmak için kullanırdı.
Fakat 2000′lerin sonundan itibaren Fehmi Koru çok ciddi bir itibar
erozyonuna uğramaya başladı.
2010′LARDA İTİBARINI İYİCE KAYBETTİ
2010′lu yıllarda ise Koru itibarını büyük ölçüde kaybetti. Yeni
Şafak’tan gönderildikten sonraki Fehmi Koru büyük ölçüde uzatmaları
oynayan bir futbolcu gibiydi. Bugün Koru’nun yazdıklarının ve
söylemlerinin bir önemi kalmadı. Kendisi de bunun farkında olduğu
için kimliğine itibar kazandıracak yeni kanallar aramaya başladı.
Pensilvanya’ya gidip Gülen ile devlet arasında uzlaşma sağlamaya
çalışmak gibi tuhaf görevler icat etti kendine.
PENSİLVANYA’YI MEŞRULAŞTIRMAYA ÇALIŞTIRIYOR
Hala da Türkiye bu kadar paralel rezaletleri yaşamamış gibi
Fethullah Gülen iyidir, çevresi ve polis-yargı ekibi kötüdür
tipinde bir söylemi sürdürüyor. Hala Pensilvanya’yı meşrulaştırmaya
ve masumlaştırmaya çalışıyor. Oysa Pensilvanya ile ilgili
gerçekleri çok iyi biliyor. Bu örgütün Pensilvanya’dan bağımsız
adım atamayacağını biliyor ama artık hangi hesapla bu tür
operasyonel yazıları yazıyorsa bu şekilde tavır almak zorunda
hissediyor.
GÜLEN VE AYDIN DOĞAN’LA İLGİLİ TUHAF TAVRI
Fehmi Koru Gülen için aldığı bu tuhaf tavrı yıllar önce Aydın
Doğan’la ilgili de almıştı. Aslında Koru’nun yaşadığı itibar
erozyonunun başlangıcı da Aydın Doğan’la kurduğu ilişkiler olmuştu.
En baştan özetlemek gerekirse Bab-ı Ali kurdu Aydın Doğan kendini
kurt zanneden bizim Fehmi Abi’yi portakal gibi sıkıp atmıştı. Fehmi
Koru yıllarca Aydın Doğan’ı ve medyasını en ağır şekilde
eleştirmişti. Bu eleştiriler çok haklı bir zemine dayandığı için de
yazıları çok tutuyordu. Koru’nun ön plana çıktığı dönemdi bu.
Vaziyeti gören Aydın Doğan Fehmi Koru’ya çengeli attı. Onu Rodos’ta
ve çeşitli yerlerde ağırladı, dev yatlarına bindirdi, Koru’ya yakın
ilgi gösterdi. Bu ilgi üzerine Fehmi Koru 180 derece döndü ve
‘Aydın Doğan iyidir, çevresi kötüdür’ yazılarına başladı…
KORU İÇİN MESELE ESKİ TÜRKİYE DÜZENİYLE SAVAŞMAK
DEĞİL
Daha düne kadar ağır yüklendiği Aydın Doğan’a şimdi övgüler düzmeye
başlamıştı Fehmi Koru. Ona göre günah keçisi İzmirli hemşehrisi
Ertuğrul Özkök’tü. Koru’ya göre Aydın Doğan muhafazakar değerlere
saygılı demokrat bir Anadolu insanıydı. Fakat Ertuğrul Özkök bu
milletin değerlerine düşmandı ve Doğan Medya’yı askeri vesayetin
kucağına Özkök oturtmuştu. Bir süre sonra Koru’nun Aydın Doğan
iyidir çevresi kötüdür yazıları Doğan’a yönelik ‘Ertuğrul’u at.
Beni al’ yazılarına döndü. Koru açık açık eğer Özkök kovulup da
Hürriyet’in başına kendisi gelirse Aydın Doğan’ın servetine servet,
gücüne güç katacağını ima ediyordu. Koru için mesele Eski Türkiye
düzeni ile savaşmak değil Eski Türkiye trenine ön vagondan atlamak
ve sadık bende olmaktı. Elbette bu yazılar Koru’nun dindar
muhafazakar camiadaki itibarını yerle bir etti.
Ertuğrul Özkök de Koru’nun bu hamlesine kontr-operasyonla yanıt
verdi ve Koru’ya yönelik sistemli, itibar suikastı yazıları
yazdırmaya başladı. Muhafazakar kesimin içinden çıkıp aşağılık
kompleksiyle itirafçı olmuş Ahmet Hakan Coşkun, Özkök’ün
talimatıyla Koru’ya saldıran isimlerin başında geliyordu. O dönem
Özkök’ün kontrolünde olan Odatv ve Soner Yalçın ekibi de Fehmi
Abi’ye çok çirkin saldırılarda bulundular. Şimdilerde yaşayıp
yaşamadığı bilinmeyen tasfiye olmuş bir Özkök tetikçisi işi
iğrençlik derecesine vardırmıştı. Koru’ya kırgın olmalarına rağmen
tüm muhafazakar kesim yine o dönem kendisinin yanında durmuştu.
KORU’NUN TEKNİK NAKAVTI
Aydın Doğan ise bütün bu olan biteni muhtemelen kahkahalarla
izliyordu. Bu yöntemle hem yaptıklarının sorumluluğundan sıyrılıyor
ve Özkök’ü meydana atıyor hem de kendisine dair çok sert yazılar
yazmış Fehmi Koru’yu pasifize ediyordu. Geçmişte Aydın Doğan’a her
gün küfreden Ahmet Hakan’ı ve Nazlı Ilıcak’ı kul kölesi yapmıştı
zaten. Koru’yu kul köle yapamadı ama kendini öven yazılar
yazdırabildi. Üstelik bütün bunlara rağmen Koru’ya istediğini de
vermedi. Koru bizim gazeteden gönderilince Doğan ancak uyduruk
Radikal’de bir yazarlık önerdi. Hürriyet olmayınca Koru Sabah’a
geçmek istedi ama Hürriyet için bu acınası hallere düşen Koru’yu
Sabah da kabul etmedi. Daha kötüsü Fehmi Koru bütün bunlara rağmen
hakkında kovulsun dediği Ertuğrul Özkök’le beraber Doğan Medya’da
bir televizyon programı yapmak istedi. Doğan okey verdi ama Özkök
bunu reddetti. İşte bu olay Koru’nun teknik nakavtıydı. Muhafazakar
camiadan gelmiş bir adam, laik elit zannettiği kişilere yaranmak
isteyince yaşanan hazin tablo bu oldu.
GÜL KORU VE ETRAFINDAKİ AHMET SEVER GİBİLERİN KENDİSİNE
BÜYÜK ZARAR VERECEĞİNİ GÖRMELİDİR
Fehmi Koru şimdilerde Turgay Ciner grubu üzerinden yeni bir
operasyonun parçası oluyor. Koru’nun Doğan operasyonu gibi bu da
fos bir netice verecek. Koru’nun Ciner’e nasıl geçtiğinin tüm
detaylarını biliyorum ama bunu şimdi yazmayacağım. Sadece bu
yapılmak istenenin en çok Abdullah Gül’e zarar vereceğini söylemek
isterim. Sayın Gül Koru’nun ve etrafındaki Ahmet Sever gibilerin
kendisine büyük zararlar vereceğini görmelidir. Koru Habertürk’teki
röportajında Erdoğan’ı Çankaya’da pasif halde kilitleme rüyalarına
kapılıyor. Milletin iradesiyle Başkan olmuş adam Anayasa’nın 104.
maddesinin verdiği yetkileri kullanmayıp sembolik biri gibi orada
oturacak öyle mi? Koru Yeni Türkiye düşmanlarının diliyle
konuşuyor. Koru’nun derdi Abdullah Gül’ün ve Yeni Türkiye’nin
iyiliği değil kendisinin kaybettiği itibarını Gül üzerinden yeniden
devşirme çabası. Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Bey’i bu konuda
uyarmak istiyorum.