Yeni Şafak yazarından cemaati kızdıracak yazı
Abone olHükümeti cadı avı yapmakla suçlayan cemaatin söylemleri neden inandırıcı bulunmuyor? Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan yazdı.
Yeni Şafak gazetesi yazarı İsmail Kılıçarslan, kendi
bakış açısıyla cemaatin neden inandırıcı olmadığını kaleme
aldı.
Fuat Avni'nin cemaate büyük operasyon yapılacağı iddiası sonrası gözler cemaat adeta isyan bayrağını çekti. Ekrem Dumanlı, sorunun hükümet cemaat kavgası olmadığını demokrasi sorunu olduğunu iddia etmişti.
Tartışmalara katılan Kılıçarslan, cemaatin tepkisini söylemlerini inandırıcı bulmadığını "Bu memleketi, bu memleketin geleceğini, bu memleketin Müslüman - Müslüman olmayan insanını kendi çıkarlarınız, kendi dünyalık beklentileriniz adına harcamayacağınıza inanmıyoruz." sözleriyle açıkladı.
Yazar, "Belki de inanırdık kardeşim" başlıklı bugünkü yazısında cemaatin yanlış bulduğu yönlerini tek tek anlattı:
MİLYARLARCA BELGESİZ PARAYI NERELERE HARCADIĞINI TAM
OLARAK İZAH EDEBİLSEYDİN
‘Himmet, hizmet’ diyerek topladığın milyonlarca, milyarlarca
belgesiz parayı nerelere harcadığını tam olarak izah edebilseydin…
Bankanı, holdingini, gazeteni, onlarca televizyon kanalını,
yüzlerce okulunu, bilmem kaç tane müesseseyi nasıl vücuda
getirdiğinin ‘nesnel’ bir açıklamasını yapabilseydin belki de sen
‘hırsız var’ derken biz sana inanırdık be kardeşim.
SANSÜR KURULUN OLMASAYDI
Belki de inanırdık kardeşim.
‘Soru sordu’ diye 17-18 yaşındaki kızlarımızı, oğullarımızı gecenin
bir yarısı eline valizini verip sokağa atmasaydın… Abilerinin,
ablalarının en çok kullandığı cümle kalıbı ‘senin bu işlere aklın
ermez’ olmasaydı… Evlerinde, yurtlarında çocukların hangi kitapları
okuyacağına karar vermeseydin… Sahibi olduğun kitapçılarda hangi
kitapların satılıp hangi kitapların satılmayacağına karar veren bir
sansür kurulun olmasaydı, yani kitaptan korkmasaydın senin ‘özgür
düşünceye engel var’ diye inlemene belki de inanırdık.
İRAN'DAN PARA TANSFERİNİN NASIL YAPILDIĞINI
BİLMESELERDİ
Belki de inanırdık kardeşim.
Kendi bankanda çalışan insanlar ‘sistemi pas geçmek için’ İran’dan
para transferinin nasıl yapıldığını bilmeselerdi… İran’dan para
transferini tıpkı diğer bankaların yaptıkları gibi yapmamış
olsalardı… Sahibi olduğunuz bankanın Afrika’nın ‘sallanan ekonomik
ortamı’ndan nasıl yararlanıp hangi operasyonları yapmış olduğu
kulağımıza gelmeseydi senin ‘usulsüzlük var’ diye haykırmana belki
de inanırdık be güzel kardeşim.
Belki de inanırdık kardeşim.
KPSS SORULARINI ÇALMAMIŞ OLSAYDINIZ
2002’den beri bulduğunuz her devlet kurumuna liyakatine falan
bakmadan kendi adamlarınızı doldurmuş olmasaydınız… TRT’den
Yargıtay’a, borsadan gümrüğe her yerde kirli bir yapılanmanız
olmasaydı… KPSS sorularını çalmamış olsaydınız, belki de sizin
‘torpil yapıyorlar, işe adam alırken kayırma yapıyorlar’
çığlığınıza biz de katılırdık kardeşim.
Belki de inanırdık kardeşim.
DARBECİLİKTEN İÇERİ ALINDI DİYE
KÜKREMESEYDİNİZ
Ahmet Şık ve Nedim Şener gibi gazeteciler içeri alınırken
‘gazetecilerin tutuklanmasına karşıyız’ diyen her insana ‘ama onlar
gazetecilikten değil vatana ihanetten, darbecilikten içeri alındı’
diye kükremeseydiniz, belki d e şimdi sizin ‘gazetecileri içeri
alamazsınız’ deyişinize can u gönülden destek olurduk be
kardeşim.
Belki de inanırdık kardeşim.
HAK SOKAKTA ARANMAZ DEMEMİŞ OLSAYDINIZ
Mısır için, Suriye için, Filistin için sokağa inen insanlara
‘sokağa inmekle bu işler hallolmaz, hak sokakta aranmaz’ dememiş
olsaydınız belki de sizin gazete önüne yığdığınız kalabalıklara
bakıp ‘haklarını arıyorlar’ derdik be kardeşim.
Belki de inanırdık kardeşim.
FURKAN'IMIZA ALÇAKCA DİL UZATMAMIŞ OYSAYDINIZ
Mavi Marmara’mıza adice, kahpece saldırmamış olsaydınız…
Furkan’ımıza alçakça dil uzatmamış olsaydınız… Türkiye ve dünyadaki
diğer Müslümanları tırnağınızın ucu kadar sevdiğinizi, tırnağınızın
ucu kadar desteklediğinizi izhar edebilmiş olsaydınız, şimdi bizim
de kalbimiz titrer, gönlümüz burkulur, sizin için dua ederdik be
kardeşim.
Belki de inanırdık kardeşim.
ÇEVİK BİR'E O UTANÇ DOLU MEKTUBU KALEME ALMAMIŞ
OLSAYDINIZ
Kenan Evren darbe yapınca ellerinizi kaldırıp ‘buyur’ dememiş
olsaydınız… Çevik Bir’e o utanç dolu mektubu kaleme almamış
olsaydınız… Ecevit’e şefaat dileklerinizi yollamasaydınız, ‘bu
millet hiçbir despota boyun eğmedi, bugün de eğmeyecektir’ derken
kullandığınız o ‘millet’e seve seve sizi de dâhil ederdik be
kardeşim.
İNANMIYORUZ KARDEŞİM
İnanmıyoruz kardeşim. Bu memleketi, bu memleketin geleceğini, bu
memleketin Müslüman - Müslüman olmayan insanını kendi çıkarlarınız,
kendi dünyalık beklentileriniz adına harcamayacağınıza
inanmıyoruz.
Size hala ‘kardeşim’ diyorsak bu, Kelime-i Şahadet getirdiğinizi
gördüğümüz içindir. Başka bir şey için değil. Ama siz, eminim ki o
gizli kapaklı ortamlarınızda, o kötülük toplantılarınızda ‘kafir’
diyorsunuzdur bize. Çünkü ‘acımasızlık’ kelimesi ortadan kaybolsa
siz onu yeniden icat edersiniz be kardeşim.