Yeni Şafak yazarı neden aday adayı oldu?
Abone olProf. Dr. Erol Göka, bugünkü köşesinde 2015 genel seçimlerinde neden AK Parti'den aday adayı olduğunu yazdı.
Prof. Dr. Erol Göka, Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Meram
Tıp Fakültesi'ndeki görevinden milletvekili aday adayı olmak için
istifa etti.
Psikiyatri alanındaki çalışmalarıyla bilinen ve aynı zamanda Yeni Şafak yazarı olan Göka, bugünkü köşesinde neden siyaset kararı aldığını okurlarla paylaştı.
"SİYASETİN İTİBARINI ARTTIRMAMIZ ŞART"
Demokrasi mücadelesinin çok önemli bir virajında olduğunu söyleyen yazar, tüm bunların çözümünün siyasetle mümkün olacağını yazdı. "Kilidi açacak biricik anahtar, siyasetin itibarı" diyen Göka, yazısına böyle devam ediyor:
"Siyasetin, devlet-toplum-vatandaş ahengini, toplum ve
vatandaş lehine sağlayacak bir ilişki biçimi olduğunu göstermemiz
ve itibarını arttırmamız şart. Siyaset itibar kazandığında,
demokrasinin temel ilkesi olan vatandaşların, tüm toplumsal
süreçlere söz, yetki ve kararlarıyla katılmaları gerçekleşecek,
demokrasimiz güçlenecektir. Siyaset, insani bir faaliyet; insan
siyasi bir varlık. Tüm insanlar, yalnızca insan olmaları nedeniyle
diğer haklar gibi siyasi haklara da sahipler, hür ve eşitler. Bu
özellikleri haiz vatandaş ve onların oluşturduğu güçlü demokratik
toplum olduğumuzda, dünyaya örnek teşkil edebilecek bir siyasi
inşayı başarabileceğiz."
"ÇOCUKLUĞUM ALİMİN DİZİNİN DİBİNDE KİTAPLARLA DOLU BİR EVDE GEÇTİ"
Yazar yazısının sonunda bugüne kadar nede siyasete girmediğini ve kendi hayatından kesitler anlatarak yazısını tamamlıyor:
"Bizim için vakit, ancak şimdi tamam oldu. Bugüne kadar pratik siyasetin böylesine içinde yer almamamızın ana sebebi, hekimlik mesleğimizden, kitaplarımızdan ve öğrencilerimizden ayrılamamamızdı. Yine de kolay olmadı. Denizli’denim; Çal, Denizler’li Mahmut Hoca Efendi’nin torunuyum. Çocukluğum tüm yörenin saygı duyduğu bir alimin dizinin dibinde, kitaplarla dolu bir evde geçti. Hayat mücadelesi küçük yaşta önce babamı, sonra annemi el kapılarına, Almanya gurbetine göndermemizi gerektirdi. Almanya gurbetinden emekli işçi, ana babanın çocuğuyum. İnsana emeğinden gayrisi olmadığını, dedemin fikir işçiliğiyle, ana babamın el emeği arasında bir fark bulunmadığını, düşünceleri pratikle taçlandırmak gerektiğini yaşarak öğrenmemin, kararımı vermekte payı büyük oldu. Hayırlısı Allah’tan..."