Yeni Şafak yazarı Kabataş'ı böyle yazdı

Abone ol

Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan, Gezi eylemlerinde Kabataş'taki taciz tartışmasını kaleme aldı.

Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan, bugünkü köşesinde Kabataş'ta fiili tacize uğradığını söyleyen Zehra gelin tartışması için "Elbette orada bir kadının taciz edildiğine inanıyorum. Fakat o tacizin kadıncağızın anlattığı şekilde gerçekleşmiş olduğuna da ihtimal vermiyorum" diye yazdı.

Kabataş'taki taciz meselesi gündemdeki yerini koruyor. Tacizi ilk duyuran gazeteci Elif Çakır'ın avukatı Fidel Okan'ın tacizin abartıldığını söylemesiyle tartışma yeniden alevlendi.

Gezi eylemlerine destek verenlerin sert suçlamalarına dün 12 yazar, ortak başlıkla tepki göstermiş ve Zehra gelini savunmuşlardı.

YAZARLARDAN ORTAK KABATAŞ YAZISI

Kabataş olayına bugün dahil olan yazar, Kılıçrarslan, Gezi eylemlerinde yaşanan diğer taciz olaylarını köşesine taşıdıktan sonra olayla ilgili düşüncelerini okurlarıyla paylaştı:

KADINCAĞIZIN ARABASINI SALLADILAR

"Gezi’nin en hızlı günlerinde eşim ve çocuğumla taksideydim. Acıbadem’de bir grup yol kesmiş, eylem yapıyorlardı. Mustafa Kemal’in askerleriydiler. Gruptan birileri, bir başörtülü kadının arabasını sallamaya, ona hakaretler yağdırmaya başladı. Bir an taksiden inmeyi, olaya müdahale etmeyi düşündüm. Ardından gruptan birilerinin uyarısıyla kadıncağızın arabasını sallamayı bıraktılar. Yol açıldı ve evimize ulaşabildik.

O günün akşamında Ankara’da yaşayan bir arkadaşıma olayı anlatınca o da bana anlattığım olayın aynısını o gün kız kardeşine de yaptıklarını, hatta arabasının camını kırdıklarını anlattı.

ERDOĞAN'IN KABATAŞ OLAYIYLA İLGİLİ DÜNKÜ SÖZLERİ

BAŞÖRTÜLÜ KADININ VE KIZININ KAFASINA TAVA

6 Temmuz 2013 gününün Hürriyet gazetesinde okuduğumuz Ayşe Arman imzalı söyleşiden de şunu öğrendik mesela: Maltepe’de Yeşim Sönmez isimli bir başörtülü kadının ve 9 yaşındaki kızının etrafı çevrilmiş ve kafalarına tavalarla vurulmuştu. Tava, kafa, 9 yaşında kız... Nasıl? Yan yana pek güzel durdular değil mi?

TACİZ ANLATTIĞI ŞEKİLDE DEĞİL

Soru neydi bu arada? Hah. Kabataş olayına inanıyor muyum? Elbette orada bir kadının taciz edildiğine inanıyorum. Fakat o tacizin kadıncağızın anlattığı şekilde gerçekleşmiş olduğuna da ihtimal vermiyorum. Ancak tabii, psikiyatri ilmini kimselere bırakmayan pek sayın Gezici arkadaşlarımızın ‘büyük travmalar sonrası gerçeklik algısının yok olması’ benzeri bir bahisten habersizmiş gibi davranmalarını da ibretlik buluyorum.

İbretlik bulduğum bir başka grup ise, Elif Çakır, Halime Kökçe, Balçiçek İlter gibi isimleri ‘elinde adli tıp raporu bulunan ve uğradığı tacizi anlatan’ bir kadını dinleyip haber yapmak suçundan yargılayan medya mensupları. Hele nerdeyse pornografik bir şehvetle ‘video var mı video’ demiyorlar mı, ‘pes artık’ diyorum.

Kabataş olayının her iki taraf açısından da ‘siyaseten kullanmaya elverişli’ bir malzeme haline getirilmesineyse kızgınlıktan başka hiçbir duygu beslemiyorum.

Yeri geldi, söyleyeyim. Kabataş olayının, Özgecan olayının, Berkin olayının, Burak Can olayının ‘olabileceğini’ düşünmeyen neredeyse hiç kimse yaşamıyor artık Türkiye’de. Asıl büyük çaresizliğimiz bu.

Günün Önemli Haberleri