Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan açık açık söyledi ekonomi bekaa meselesinin ta kendisidir
Abone olFahiş zamlar hayat pahalılığı gündemin ilk sırasına otururken Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçaslan, ekonomideki sorunlara bekaa meselesi ile karşılık verilmesine tepki göstererek, "Bize kelimenin gerçek manasıyla “halden anlayan” temsilciler lazım" dedi.
Yüksek enflasyon bitmek bilmeyen zamlar orta sınıfın belini bükmeye devam ediyor. Ekonomi tartışmaları gündemin ilk sıralarına otururken, hükümete bir uyarı da Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan'dan geldi.
AK Parti Elazığ Milletvekili Zülfü Demirbağ'ın "Normal şartlarda 2 kilo et yiyorsak yarım kilo yeriz. Domatesi 2 kilo alıyorsak 2 tane alırız" önerisine isim vermeden tepki gösterdi, Arınç'ın çıkışına destek verdi.
"Bir beka meselesi: Ekonomi" başlıklı yazısında Kılıçarslan, ekonomideki sorunlara karşı söylenen “beka meselesinden daha mı önemli yani?” gibisinden lafları "ahmakça" buldu.
"Ailesi servis parasını denkleştiremediği için okuluna yürümek zorunda olan öğrenciler beka meselesidir"
Bu tavrın ekonomik krizle mücadele eden Recep Tayyip Erdoğan’a da, AK Parti’ye de bir gram faydası olmadığını yazan Kılıçarslan, yazısına şöyle devam etti:
"Açık konuşacağım. Dilerseniz gönlünüzce linç edebilirsiniz beni açık konuştuğum için: Beka meselesi olan şey ekonominin kendisidir. Kirasını ödeyemeyen babalar, akşam evinde çocuklarını neyle doyuracağını bilemeyen anneler, ailesi servis parasını denkleştiremediği için okuluna yürümek zorunda olan öğrenciler beka meselesidir. Ve emin olun, bundan daha büyük bir beka meselemiz yoktur."
Önce ekonomi
"beka meselesi mi ekonomi mi?” ikiliğine dikkat çeken yazar, "Bilinmelidir ki ekonomi, beka meselesinin ta kendisidir. Güçlü ekonomisi olan ülkeler, beka meselesini daha rahat yönetirler." ifadelerine yer verdi.
"Bize kelimenin gerçek manasıyla “halden anlayan” temsilciler lazım"
Erdoğan'ın bugüne kadar güçlü sosyal yardım politikaları uygulamış bir lider olduğuna değinen Kılıçarslan, eleştiri oklarını AK Partili vekillere yöneticilere yönelterek yazısını tamamlıyor:
"Ekonomideki daralmayı bu vizyonu ve bu ilkeyi hesaba katarak anlatmak yerine “ayda yarım kilo et yesinler, soğana-patatese İstanbul’u sattınız” falan gibi çiğliklerle yaklaşmak cidden Recep Tayyip Erdoğan’ı Recep Tayyip Erdoğan haline getiren ilkelere ihanet etmek manasına gelir.
Mesele nettir ve net kalmaya devam edecektir. Padişahın padişahlığı “yiyimlik” ile belli olur. Geçimini teminde zorlanmayan halk, başta vatanı olmak üzere her türlü durumda “devletinin yanında” durur, duracaktır.
Orta sınıfın azı haklı çoğu haksız ekonomik isyanıyla yoksulun, alt sınıfın tamamı haklı serzenişini birbiriyle karıştırmak ve alt sınıfın gönlünü kıracak laflar etmek, hesabı da sonucu da zor olan bir şeydir.
“Yoksulun dini yoktur” denmiştir ve şüphesiz doğru denmiştir. “Yoksula dini sorulmaz” denmiştir ve şüphesiz doğru denmiştir.
Oturduğu sandalyeden, yemek yediği Meclis lokantasından, ağırlandığı mükellef sofradan, oturduğu sıcak evden “yarım kilo et yiyin, domates almayın, mesele beka meselesi” gibi lafları kolayca sarf eden adamlarla olmaz. Bize kelimenin gerçek manasıyla “halden anlayan” temsilciler lazım. Bilmem, kızdınız mı bana?"