Yeni Şafak yazarı faka bastı olan Fehmi Koru'ya oldu!
Abone olYeni Şafak yazarı Cem Küçük bu kez fena faka bastı. Küçük'ün ABD'li diplomata sorduğu soru nedeniyle ağır suçlamalar yönelttiği Kadri Gürsel'den yanıt geldi: O soruyu Fehmi Koru sordu!
İNTERNETHABER.COM
Yeni Şafak yazarı Cem Küçük'ün
Milliyet si yazarı Kadri Gürsel'e
yönelttiği suçlama ilginç bir polemiğe sahne oluyor. Küçük'ün
suçladığı kişi Gürsel değil Fehmi Koru çıktı.
CEM KÜÇÜK BU KEZ FENA FAKA BASTI!
Cem Küçük, ABD’nin Halkla İlişkilerden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Douglas Frantz’ın, İstanbul’da bir grup köşe yazarı ile yaptığı “basın özgürlüğü” konulu söyleşide Kadri Gürsel'in yönelttiği bir soruyu köşesine taşımış ve "böyle bir soru nasıl sorulur" demişti. Küçük, Gürsel'in ABD'li diplomata "Aslında Türkiye’de olup biten her şeyi özetlediniz, açacak bir şey kalmadı. Peki, Türkiye’de gazetecilik yapan bizlere ne tavsiye edersiniz?” diye sorduğunu iddia etmiş ve "Kastettiği gerçekte ‘Erdoğan’a karşı mücadelede ne tavsiye edersiniz?’ İnsan kendi halkına, ülkesine bu kadar yabancı olursa soracağı soru da bu olur." demişti.
SORUYU BEN DEĞİL FEHMİ KORU SORDU! İŞTE KANITI!
Kadri Gürsel bugünkü yazısında Cem
Küçük'e sert bir yanıt verirken olayın perde arkasını
yazdı. Sözkonusu sorunun kendisi değil toplantıya katılan biğer
isimlerden Fehmi Koru tarafından sorulduğunu
yazdı. Gürsel ABD Başkonsolosluğu’nun web sitesindeki söyleşi
dökümünden sözkonusu sorunun geçtiği bölümü köşesinde paylaştı.
ABD'li temsilcinin ilgili soruya cevaben "Gazeteciler
olarak Fehmi, 30 yıldır yaptığınız işi yapmaya devam
etmelisiniz." dediğini aktaran Gürsel "Bakınız,
Doug Frantz “Fehmi” diye hitap ediyor. Buradan belli değil mi
soruyu Fehmi Bey’in sorduğu." diye sordu.
İşte Gürsel'in yazısındaki ilgili bölüm:
KÜÇÜK SUİKASTÇİ ASLINDA KİMİ
VURDU?
Derken 17 gün sonra, 6 Mayıs’ta Yeni Şafak gazetesinde Cem Küçük
imzasıyla yayımlanan bir yazıda, Frantz’ın Türkiye’deki basın
özgürlüğü açığına dair görüş ve uyarılarını paylaştığı giriş
konuşmasından sonra kendisine yöneltilen şu sorunun bana ait olduğu
iddia edildi:
“Aslında Türkiye’de olup biten her şeyi özetlediniz, açacak bir şey
kalmadı. Peki, Türkiye’de gazetecilik yapan bizlere ne tavsiye
edersiniz?”
Bu soruyu ben sormadım. 18 Nisan günü bu söyleşinin yapıldığı ABD
Başkonsolosluğu’nun Arnavutköy’deki rezidansının yemek salonunda
bulunan herkes tanığımdır.
Cem Küçük, ismiyle müsemma, küçük bir yalancı.
Fakat yalanları artık midemi bulandırmaya başladı.
Diğer taraftan, Milliyet’teki söyleşide bana ait olmayan bu soru ve
Frantz’ın verdiği cevap da yer aldı.
Şimdi bakınız Küçük, tabancasındaki kurşunları bu soruyu soran o
köşe yazarının üzerine nasıl boşaltmış:
“Ancak müstemleke devletlerde sorulabilecek bir soru bu. Kastettiği
gerçekte ‘Erdoğan’a karşı mücadelede ne tavsiye edersiniz?’ İnsan
kendi halkına, ülkesine bu kadar yabancı olursa soracağı soru da bu
olur. ABD’li yetkiliye ne yapacağını sormak, ‘Sen benim efendimsin,
ne istersen yaparım’ demektir. Bu kafa eskiden Brüksel’e,
şimdilerde Tel-Aviv ve Washington’a göbekten bağlı olduğu için
kendilerini sömürge aydını gibi görüyorlar. Yuların birazını
Pensilvanya birazını Batı tuttu mu, ne isterlerse yaparsın.”
BANA ATEŞ ETTİĞİNİ SANIYOR AMA VURDUĞU
KİŞİ FEHMİ KORU
Küçük tetikçi bana ateş ettiğini zannediyor ama kurşunlarının
vurduğu kişi aslında Fehmi Koru...
O soru Fehmi Koru’ya ait çünkü.
Ne diyelim, geçmiş olsun Fehmi Bey.
Fehmi Koru acaba bu soruyu kendi halkına ve ülkesine gerçekten de
yabancı olduğu ve ABD’li yetkiliyi efendisi olarak gördüğü için mi
sordu?
Sanmıyorum. Bir sohbet ortamında hüsnüniyetle sorulmuş bir soruydu
o. Bununla birlikte sorunun “Gazeteciler olarak ne yapmamızı
tavsiye ediyorsunuz?” şeklindeki ikinci cümlesinin alışılmışın
dışında ve dolayısıyla istismara açık olduğunu da kabul
etmeliyiz.
ABD Başkonsolosluğu’nun web sitesindeki söyleşi dökümüne göre “Ne
yapmalıyız?” sorusuna Doug Frantz’ın verdiği cevabın ilk cümlesi
şöyle:
“Gazeteciler olarak Fehmi, 30 yıldır yaptığınız işi yapmaya devam
etmelisiniz.”
Bakınız, Doug Frantz “Fehmi” diye hitap ediyor. Buradan belli değil
mi soruyu Fehmi Bey’in sorduğu.
FEHMİ BEY'LE CEM KÜÇÜK ARASINDA NİTELİK
FARKI VAR AMA...
Fehmi Bey’le Cem Küçük, aralarındaki büyük nitelik farkına rağmen
son tahlilde aynı siyasetin cephesinde mevzilenmiş
bulunuyorlar.
Küçük suikastçının dost ateşine maruz kalmak Fehmi Bey için acı
olmalı.
Aptal dostun, akıllı düşmandan daha tehlikeli olduğu bir kez daha
görülmüştür.
Ayrıca bu küçük tetikçi ikide bir benim “Eğer hükümete vurursam en
fazla işimi kaybederim, yüklü tazminatımı alırım ve kahraman
olurum. Ama Cemaat’e çakarsam Nedim Şener gibi tutuklanırım.
Hayatım mahvolur” dediğimi yazıyor.
Kuyruklu yalandır. Bu minvalde ne yazdım ne de bir yerde
konuştum.
Bu vesileyle yalanlayayım da gözüm arkada kalmasın.