Yeni Şafak komplo mu kurdu?
Abone olHürriyet Gazetesi yazarı Mehmet Y. Yılmaz, Maliye Bakanı Unakıtan'ın " Bir siyasi liderin çok parası olduğu "şeklinde iddiasını haber yapan Yeni Şafak'a yüklendi
Yılmaz " başlıklı yazısında Yeni Şafak yöneticilerini
eleştirdi..
Yazı: Mehmet Y. YILMAZ
www.hurriyet.com.tr
ÜSKÜDAR Subaşı Camii'nde başı açık kadın ve erkeklerin bir arada
cuma namazı kılmalarıyla ilgili tartışmaları uzaktan izlemeyi
tercih ediyorum.
Dini inançları tartışma konusu yapmanın kimseye bir yararı olduğunu
sanmıyorum. Bu konuda yapılabilecek yorumlarda dikkatsizce
kullanılabilecek kelimelerin hiç istenmeyen sonuçlar
doğurabileceğinin de farkındayım. Biliyorsunuz, belirli bir çevrede
kolayca "tahrik" olabilecek çok sayıda "meczup" bulunabiliyor ve
onları kışkırtarak başı açık namaz kılanların üzerine saldırtmaktan
fayda umabilecek olanların sayısı da az değil.
Öte yandan şu konuya da dikkatinizi çekmek istiyorum: Geçmişte de
bizim toplumumuzun hiç alışık olmadığı kılık kıyafetler içinde
ibadet edenler oldu. Mesela Aczmendiler... Ya da değişik tarikat
örgütlenmeleriyle de karşılaştık. Toplumumuzun alışkın olmadığı iç
düzenleri ve ibadet yöntemleri olan tarikatlardan söz ediyorum.
Hatırlayacaksınız, bugün "başı açık namaza" feryat figan itiraz
edenlerin neredeyse tümü o günlerde aynı tepkiyi o tarikatlara
göstermemişlerdi. Toplumda yükselen tepkiye ve konuyla ilgili
olarak yapılan kovuşturmalara, "herkes ibadetini kendi inancı
içinde yapar" denilerek itiraz edilmişti.
Şimdi sormak istiyorum: Başı açık namaz kılmak da "herkesin
ibadetini kendi inancı içinde yerine getirmesi" değerlendirmesini
neden hak etmiyor?
Çok para ’magandalığa’ engel değil
PAZARTESİ gününden beri İstanbul kar yağışı altında. Anayollar
trafiğe açık tutuluyor; ama ara sokaklardaki durum filmlerdeki
Sibirya görüntülerini andırıyor.
Bu havalarda otomobil kullanmak sadece dikkat ve bilgi değil aynı
zamanda sorumluluk da istiyor.
Ancak, altlarında dört çekerli arazi aracı olanların büyük bölümü,
diğer sürücülerin çektikleri sıkıntılar ve zorluklarla hiç ilgili
değiller.
Onlar araçlarını trafikte yeterince dikkatli ve yavaş
kullanmadıkları için küçük otomobillerdeki sürücüleri de tehlikeye
atıyorlar.
Dün Etiler'de böyle bir magandanın sıkıştırdığı bir otomobil kaydı
ve kaldırımlar kar dağlarıyla kapalı olduğu için yol kenarında
yürüyen yayalara çarpmak üzereyken tamamen tesadüf eseri olarak
durabildi.
Bu manzarayı görünce dikkat ettim, dört çekerli araç kullananların
çoğu trafikteki herkesi kendileri gibi zannediyorlar.
Zincir taktığı için yavaş seyretmek zorunda kalanlar, kar lastiğine
güvenerek yola çıkan küçük otomobiller, hızlı yemek dağıtımı ve
kuryelik yapan motosiklet sürücüleri ile yürümek için ancak bir
geçit bulabilen yayalar, bu dört çekerli trafik magandalarının
terörüne maruz kalıyorlar.
Öyle görünüyor ki otomobil satın alacak para miktarı ile magandalık
arasında doğrusal bir ilişki yok. Çok para da magandalığa engel
değil. Demek ki her şey, insanın kendi içinde olup bitiyor diye
düşünüyorum.
Yeni Şafak, Unakıtan'a komplo mu kurdu?
MESLEK yaşamımın önemli bir bölümünü dergi ve gazete yöneticisi
olarak geçirdim. Doğruluğundan yüzde yüz emin olduğum birçok
haberin, daha sonra bizzat haberin kaynağınca yalanlandığını o
kadar çok gördüm ki. Bunların yazı işlerinde ne tür moral
bozukluklarına ve tartışmalara yol açabileceğini gayet iyi
biliyorum.
"Baykal'ın 1 milyon YTL'lik banka hesabı var" haberinden sonra
yaşananları izlerken Yeni Şafak'taki gazete yöneticilerinin de
benzer bir duygu içinde olduklarını düşündüm.
Haberin yayımlanmasının ardından ortaya çıkan tartışmalar ile
yalanlamanın Yeni Şafak'ta yer alma biçimi, gazetenin haberinin
doğruluğunda ısrarlı olduğunu gösteriyor.
İşin ilginç yönü, başka gazetelerin bu tür haberleri karşısında
Yeni Şafak yönetici ve yazarlarının tavırlarının çok farklı
olmasıydı.
Ne zaman bir başka gazetede bu tür bir haber yayınlansa ve ardından
yalanlansa, Yeni Şafak yazarları hemen bunun "hükümete karşı
düzenlenmiş bir komplo" olduğundan söz ederler. Gazetenin "medya
eleştirisi" sayfasında sütunlarca yazı yazılır. O haberin "hangi
kötü amaçlarla uydurulduğundan" ve esrarengiz ilişkilerden söz eden
yorumlar yapılır.
Bu olaydan sonra Yeni Şafak yöneticileri acaba şöyle diyorlar
mıdır: "Demek ki bu tür 'kazalar' her gazetenin başına
gelebiliyormuş?"
Yoksa bu haberin altında da "hükümetin bir bakanına karşı kurulmuş
bir komplo" mu aramalıyız?