Yeni rektörden Davos yorumu

Abone ol

İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, göreve geldikten sonra ilk defa basının karşısına geçti.

Çok sayıda medya mensubunun takip ettiği rektörlük binasındaki toplantıda Söylet, hiç bir siyasi mesaj vermezken, "Biz bilimi önceleyeceğiz." dedi.

Başbakan Erdoğan'ın Davos'taki çıkışını değerlendiren Rektör Söylet, "İnsani olarak mutlu oldum." şeklinde konuştu.


Başörtüsü konusunda Anayasa ve yasalara uymak durumunda olacaklarını belirten Rektör Söylet, yasaların sınırlamadığı alanlarda çok geniş özgürlükler sunacaklarını belirtti. Yeni Rektör, sıkıntısını duyduğu bir konuyu da basınla paylaşarak, "2010 benim yüreğimi burkuyor. Koskoca İstanbul Üniversitesi'nin bu konuda bir girişimde bulunmamış olması üzüntü verici." dedi

Prof. Dr. Yunus Söylet, düzenlediği basın toplantısına rektör yardımcıları Prof. Dr. Ahmet Gökçen, Prof. Dr. Zeynep Çiğdem Kayacan, Prof. Dr. Nurkan Yağız ile birlikte katıldı. Kameraların karşısına geçen Rektör Söylet ilk olarak üniversitenin tespit edilmiş temel sorunlardan bahsetti ve özeleştiri yaptı. Üniversitenin stratejik planında çalışılmış, belli başlı kategorize edilmiş sorunları bulunduğunu anlatan Söylet, "6 temel sorunumuz bulunuyor. Ben 2 temel sorundan öncelikle bahsetmek istiyorum. Mensupları ve mezunları olarak gurur duyacağı, Avrupa'nın ilk üniversitelerinden bir tanesiyiz. 556 yıllık eski köklü bir üniversiteyiz.

Eskimiş bir üniversiteyiz Yapıları olarak, binaları olarak uzun zamandan beri her türlü restorasyon faaliyetlerine rağmen çok eski sorunlu binaları olan bir okuluz. Her iki tıp fakültesi hastaneleri yıpranmış durumda. Diğer tarafından bazı eğitim ve araştırma fonksiyonları açısından günümüz konseptini, çağdaş bir üniversiteden beklentileri karşılayamıyor. Eksikleri bilmek ve kabul etmek gerekir. Bunları bildiğimiz zaman geleceğe doğru adımlar atabiliriz. Sorunlarla yüzleştik. Çağdaş eğitim öğretim sistemi öğrenci eksenlidir. Profesör eksenli öğrencinin pasif dinleyici olduğu, hakim bir kişinin karı tarafa bir şeyler anlattığı konsept geçerli değil. Bazı kurumlarımızda bu tarz eğitim dönüşümünü başlatsak da yeterli olmadığını düşünüyoruz. Öğrenci dostu olmak, öğrenciyi öne koymak istiyoruz. Varlık sebebimiz olan öğrencileri öncelikli kılmayı düşünüyoruz. Geçmişte yapılan her şeye müteşekkiriz. Görevimiz geçmişte yapılanlara bir şeyler koymaktır. " ifadelerini kullandı.

"2010 BENİM YÜREĞİMİ BURKUYOR"

Rektör Yunus Söylet, eksikliklerden bahsederken 2010 yılında Avrupa'nın Kültür Başkenti olacak İstanbul ile ilgili üniversitenin bir girişimi bulunmadığından yakındı. Söylet, "2010 benim yüreğimi burkuyor. Koskoca İstanbul Üniversitesi'nin bu konuda bir girişimde bulunmamış olması üzüntü verici." dedi. Çok süratli bir şekilde bu konuda önemli adımlar atacaklarını anlatan Söylet, "Önümüzdeki hafta toplantılara başlayacağız. Önemli girişimlerimiz olacak göreceksiniz." dedi.

Rektör Söylet yapmayı düşündükleri yeniliklerle ilgili şu açıklamalarda bulundu: "Türkçe öğrenimimizin yanına yabancı dil eğitimini bugünkündün çok daha güçlü olmak durumundayız. Bu konuyla ilgili girişimlerimiz bulunuyor. Kampus içerisinde Wireless sistemi oluşturarak öğrencilerin her yerde internete erişimini sağlamayı hedefliyoruz. Bunu yapmak zorundayız. Kütüphanelerdeki veri tabanlarını zenginleştirmek zorundayız. Daha fazla sayıda dergi aboneliği sağlayacağız. Yabancı dil konusunda öğretim süresince takviyeler yapacağız. Akademisyen ve öğrencilerin farklı ülkelere gitmelerini kolaylaştırıp destekleyeceğiz. Araştırma görevlilerimizin çok daha uzun sürelerle, kolay şekilde yurtdışına gönderilmelerini ve yabancı dil ve yabancı ülke korkusunu yenmelerini sağlamak istiyoruz. 2010 yılından itibaren 100 kadar genç arkadaşlarımızı yurtdışına yollayacağız. Üniversiteler toplum hizmetinin yanı sıra araştırma yapmak en önemli görevidir. Üniversiteler kendi ayakları üzerinde durarak, araştırma yapması gerekir.İstenir ki üniversiteler kendi kaynakları ile ayakta kalabilsin.İstanbul Üniversitesi'ne daha fazla kaynak aktarmak için harekete geçtik. AB fonlarından alacağız. TÜBİTAK geniş imkanlar sunuyor. Sanayi Bakanlığı, özel kuruluşlar ve yerel yönetimlerin sunduğu projelerden istifade edeceğiz.

Biz çağdaş üniversitelerden beklenen bir girişimde daha bulunuyoruz. Üniversitesi-Sanayi işbirliğine ağırlık vereceğiz. Teknoparklar kuracağız. Köklü bir üniversite olarak bu konudaki eksikliğimizi süratle gidereceğiz. 1 yıl içerisinde yeni teknoparkımızı tamamlayacağız."

TIP FAKÜLTESİ BİNALARI TAŞINMAYACAK

Üniversite'nin 2 Tıp Fakültesi hastanesi olduğunu anımsatan Rektör Söylet, "Deprem riski taşıyan, en basit insani konularda yeterli olamayan, sıkışık halde hizmet veren bu hastane binaları yetersiz kalmakta. Büyük hasta akının olduğu bu hastanelerde insanları memnun etme konusunda sıkıntı çekiyoruz. Çok istediğimiz ve bu günlerde yoğun olarak çalıştığımız bir konu bu hastaneleri yenilemek. En azından kritik olan binaları yenilemektir. Daha çağdaş daha modern hale getirmek için büyük çaba içerisindeyiz.Taşımaktan öte yenilemekten yanayız. Kurumların taşınması taraftarı değilim.

Ama bilim insanı olarak bilimin uyarılarına kulak tıkayamayız. İstanbul'da çok ciddi bir deprem tehlikesi var. Buna kulak tıkamak, başımızı kuma gömemeyiz. Her iki fakülte hastanesi şehrin içinde, dar yollarla ulaşılabilen bir konumda. Dehşet tablosu çıkarabilecek bir konumda. Binlerce hasta ve hasta yakınının bulunduğu, depremde en çok hizmet beklenen hekimlerin bulunduğu bir yer. Buradaki yoğunluğu düşürmeli, bina kalitesini artırmalıyız. Bunları oradan uzaklaşmadan yapmalıyız. Başka hastaneleri de bu değerli ekibimizle çalıştırabiliriz. Avcılar'da bir kampusumuz var. Orada bir hastane daha, diş hekimliği hastanesi hayalimiz var. Hayvan hastanesini geliştirme hayalimiz var. Karşı tarafta da bir hastanemiz olsun istiyoruz."

BAŞÖRTÜSÜ SORUNU

Bir basın mensubu İstanbul Üniversitesi'nin muhalif duruşu olan bir kurum olduğunu belirterek, "Siyasi olmaktan çıkıp bilimsel bir üniversite mi olacak?" diye sordu. Söylet, "Geçmiş geçmişte kaldı. Benim beğendiğim huyum geçmişle uğraşmam. Geleceğe bakarım. Geçmiş moral kaybettirir, zaman kaybettirir. Geleceğe nasıl bakarız bunları anlattım. Önceliklerimiz bu saydıklarımız. Biz bilimi önceleyeceğiz." şeklinde yanıt verdi.

Bir başka basın mensubu ise, "Türban konusunda önceliğiniz olacak mı?" diye sordu. Söylet, "Türbanlı öğrencilerin eğitim ve öğretimi konusunda Anayasa ve yasalara uymak durumundayız. Kişisel fikirlerle örtüşmeyebilir. Ama biz kişisel ideolojilerle değil Anayasayla ve kanunlarla hareket edeceğiz. Anayasa ve kanunlarla sınırlı olmayan özgürlüklere destek olacağız tabii ki" dedi. Başörtülü öğrencilerin sosyal tesislere girmeleri konusunda bir yasak bulunmadığını belirten Söylet, "Defalarca müşahade ettim. Böyle bir yasak yok." ifadelerini kullandı.

"İstanbul Üniversitesi'nin ciddi bir imaj sorunu var mı?" şeklindeki bir soruya ise Söylet, rektör yardımcılarını farklı fikirdeki, muhalif isimlerden seçtiğini belirterek, "Ekibimize bir bakmanızı isteyeceğim. Ben, farklı fikirli insanlarla hep dostluk içinde yaşadım. Böylesi ülkemiz için çok daha doğrudur." dedi. Bu durumun bir mozaiği anımsattığını söyleyen bir gazeteciye Söylet, "Mozaik değil bizim kültürümüzde olan ebru desek daha doğru olur. Ebrular zor yapılır.Ama ortaya çok güzel bir eser çıkar." şeklinde karşılık verdi.

DAVOS'TAKİ TEPKİYLE İLGİLİ

Bir başka basın mensubunun, "İstanbul Üniversitesi olarak siyasi konularda sesinizi çıkaracak mısınız?" şeklindeki sorusuna ise Yunus Söylet, "Farklı sesleri çıkarırken seslerin akordunun olmasını sağlayacağız, ahenkli sesler çıkaracağız." diye yanıt verdi.

Son olarak bir basın mensubu ise, Başbakan Erdoğan'ın Davos'taki tepkisini sorması üzerine Yunus Söylet, "En çok bu soruya hazırlandık. Sayın Başbakan yüreğimden geçeni söyledi. İnsan olarak mutlu oldum. Diplomatik ve siyasal sonuçlarını değerlendiremem. İnsan olarak bundan mutlu olduğumu söylemek durumundayım." şeklinde yanıt verdi.

Günün Önemli Haberleri