NASA 23 Şubat 2017’de yaptığı basın konferansında Güneş Sisteminin dışında 7 dış gezegene sahip bir sistem keşfettiğini duyurdu. NASA Spitzer Uzay Teleskopu ,bir yıldızın etrafında dünya büyüklüğünde bulunan ilk 7 gezegenli sistemi açığa çıkardı. Gezegenlerin üçünün yaşanabilir bölgede bulunduğu ve sıvı halde su olabileceği düşünülüyor. Bu keşifle güneş sisteminin dışında bulunan bir yıldızın etrafında yaşanabilir bölgede bulunabilecek en yüksek sayıda gezegen bulunmuş rekoru kırıldı. Bu gezegenlerin hepsinde su bulunabilir fakat uygun atmosferik koşullarda olabilecek en yüksek olasılık ise yaşanabilir bölgede olan 3 gezegende bulunuyor. NASA ‘dan Thomas Zurbuchen; “ Bu keşif hayatın oluşabileceği ortamlara ilişkin önemli bir eksiği tamamlayabilir. Gerçek bilim'de yer alan habere göre bilimsel olarak öncelikle cevap aradığımız “ Evrende yalnız mıyız? “ sorusuna bu yaşanabilir bölgede bulunan bu gezegenler önemli bir cevap oluşturabilir. “ Dünya’dan yaklaşık 40 ışık yılı uzaktaki bu sistem Aquarius takım yıldızında bulunuyor. Güneş sisteminin dışındaki bu dış gezegen sistemi TRAPPIST-1 , Şili’deki TRAPPIST (The Transiting Planets and Planetesimals Small Telescope) teleskopundan isim aldı. Mayıs 2016’da araştırmacılar TRAPPIST’i kullanarak bu sistemdeki 3 gezegeni keşfettiler. ESO’nun Çok Büyük teleskopunun yardımıyla Spitzer bu gezegenlerden ‘sinin varlığını onayladı ve 5 tane daha buldu. Böylece sistemde biline gezegen sayısı 7’ye çıktı. Elde edilen yeni sonuçlar Nature dergisinde yayınlandı ve bulgular NASA konferansında yayınlandı. Spitzer7 gezegenin boyunu ölçtü ve 6’sının yoğunluğunu tahmin etti. Yoğunluklardan yola çıkarak gezegenlerin kayalık olabileceği düşünülüyor. Yapılan ekstra gözlemler sadece su açısından zengin olduğunu göstermekle kalmayacak, yüzeyde su olup olmadığını gösterecek. En uzak gezegenin buzlu bir kartopuna benzediği tahmin ediliyor. TRAPPIST-1 yıldızının bizim güneşimizin aksine, çok soğuk bir yıldız olduğu belirtiliyor. Yani etrafındaki gezegenler ona çok yakın bile olsa hayat olabilir. Bütün gezegenlerin Merkürden bile daha yakın olduğu tespit edildi. Gezegenler birbirine de oldukça yakın duruyor. Yani bir gezegenden bakıldığında diğer gezegenin bulutları ve jeolojik özellikleri gözükebilir. Dünya’nın ayın bazen büyük görülmesi gibi… Gezegenler yıldızlarına gelgitle bağlı olabilir. Bu da bir yüzün sürekli yıldızlarına dönük olabileceklerini, aşırı sıcaklık farkları ve rüzgarlar oluşabilir. Keşfin Spitzer’ın 14 yıl boyunca yaptığı en büyük keşif olduğu belirtiliyor.