Yeni enerji politikası şart
Abone ol'21 Haziran Dünya Güneş Günü' dolayısıyla TMMOB Başkanı Koramaz yazılı açıklama yaptı.
TMMOB Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı
Emin Koramaz basın acıklaması yaptı.
Türkiye"nin enerji sorunu, teknolojisi ve yakıtı tamamen dışa
bağımlı, atık sorunu çözülmemiş, çalıştırılması bir dizi teknolojik
riskler içeren nükleer santraller ile değil, yerli, yeni ve
yenilenebilir enerji kaynaklarına ağırlık veren, ulusal ve kamusal
çıkarları gözeten enerji politikalarıyla çözülebilecektir.
Güneş enerjisi, Türkiye"de yeni ve yenilenebilir enerji kaynakları
içinde en yüksek potansiyele sahip enerji kaynağı olarak
değerlendirilmeyi beklemektedir.
21 Haziran kuzey yarım kürede güneş ışığından en uzun yararlanılan
gün olması itibarıyla Uluslararası Güneş Enerjisi Topluluğu (ISES)
tarafından “Dünya Güneş Günü” olarak ilan edilmiş ve bu çerçevede
dünyada çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır.
TMMOB Makina Mühendisleri Odası, enerji politikaları ile yerli,
yeni ve yenilenebilir enerji politikalarının oluşturulmasına
yönelik çok yönlü çalışmalar yürütmekte, bu kapsamda “Doğal Gaz ve
Enerji Yönetimi Kongresi”, “Yeni ve Yenilenebilir Enerji
Kaynakları/Enerji Yönetimi Sempozyumu” ile “Güneş Enerjisi
Sistemleri Sempozyumu”nu düzenlemekte, 2007 yılında bu
etkinliklerin yeniden yapılmasını planlamakta; bu konularda
raporlar yayınlamakta; yasama süreçlerine yönelik çalışmalarda
bulunmakta ve Meslek İçi Eğitim Merkezleri kanalıyla Jeotermal
Enerji Uygulamaları, Güneş Enerjisi Sistemleri, Isı Yalıtımı ve
Enerji Yönetimi ile Doğal Gaz konularında kurs ve seminerler
düzenleyerek belgelendirme faaliyetleri de yapmaktadır.
Enerjide Dışa Bağımlılık Çok Yüksek Düzeydedir
Ülkemiz, yıllardır izlenen ulusal ve kamusal çıkarları gözetmeyen,
yerli, yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarını yeterince
değerlendirmeyen, planlamayı yok sayan, dışa bağımlı enerji
politikalarının olumsuz sonuçlarıyla karşı karşıyadır. Enerji
sektörü günlük ve kısa vadeli politikalarla dışa bağımlı
kılınmakta; pahalı, süreksiz ve ithal enerji kaynakları
kullanılmakta ve enerjide dışa bağımlılık oranının % 72"lere
ulaşmaktadır.
Türkiye"nin enerji tüketiminde hidrolik dahil yeni ve yenilenebilir
enerji kaynaklarının payı ise bugün ancak % 12 düzeyindedir.
2004 yılında 67,8 Milyon Ton Eşdeğer Petrol–MTEP olarak gerçekleşen
Türkiye toplam enerji ithalatı, toplam enerji arzının % 72"sini
oluşturmaktadır. 2004"te Türkiye"nin ihracat gelirlerinin % 23"ü
enerji ithali için harcanmış; 2005 yılında ise artarak % 28,94"e
ulaşmıştır.
Güneş Enerjisi ve Türkiye
Dünyadaki enerji türlerinin kökeni olarak güneş enerjisi
gösterilmekte, diğer enerjiler güneş enerjisi kökenli “dönüşüm
enerjileri” olarak tanımlanmakta ve bütün yenilenebilir enerjiler
ve hatta fosil yakıtlar enerjilerini güneşten almaktadırlar.
Güneş enerjisi, güneşten gelen ve yeryüzünde 0–1.100 W/m2
değerlerinde bir ısı etkisi yaratan yenilenebilir bir enerjidir. Bu
enerji ile ısıtmadan soğutmaya çok farklı ısı etkisinin
kullanıldığı uygulamalar ve değişik teknolojiler ile elektrik
enerjisi üretimi de gerçekleştirilebilmektedir.
Güneş enerjili sistemlerin dizaynı ve optimizasyonu için tüm güneş
ışınımı değerleri gereklidir. Başlıca yenilenebilir enerji kaynağı
olan güneş enerjisi, güneş enerjili su ısıtıcılarında, hububat
kurutucularında, güneş fırınlarında ve ocaklarında, odun
kurutulmasında, binaların soğutma ve ısıtma sistemlerinde,
fotovoltaik pillerde kullanılabilecek alternatif bir enerji
kaynağıdır.
Güneş enerjisinin teknik olarak değerlendirilmesi güneş pilleri ve
güneş kolektörleriyle gerçekleşmektedir. Fakat güneş pillerinin
pahalı oluşundan dolayı kullanımı bugün için çok yaygın değildir.
Fotovoltaik (PV) hücreler gürültüsüz, çevreyi kirletmeden, herhangi
bir hareket eden mekanizmaya ihtiyaç duymadan güneş enerjisini
direkt olarak elektrik enerjisine çeviren sistemlerdir. PV hücreler
hesap makinalarında, saatlerde, uydularda, aydınlatmada ve küçük
aletlerin çalıştırılmasında yaygın olarak kullanılır. PV hücreler
elektik enerjisi iletim hattı bulunmayan ya da uzak olan yerlerde
evlerin hatta köylerin, çiftlik evlerinin, su pompalarının, çeşitli
aletlerin uzaktan kumandasında da kullanılmaktadır.
Bu bilgilerin toplum bilincine yerleştirilmesi önem
taşımaktadır.
EİEİ Genel Müdürlüğü verilerine göre Türkiye"nin yenilenebilir
enerji kaynakları potansiyeli;
Hidrolik 7,5 MTEP–Milyon Ton Eşdeğer Petrol (Ekonomik
Potansiyel)
Rüzgar 19,0 MTEP (Teknik Potansiyel), >2,5 MTEP (Ekonomik)
Jeotermal 5,5 MTEP (Teknik Potansiyel)
Güneş 80,0 MTEP (Teknik Potansiyel)
Biyokütle 6,0 MTEP (Teknik Potansiyel)
olarak belirlenmiştir. Görüldüğü gibi güneş enerjisi yeni ve
yenilenebilir enerji kaynakları içinde en yüksek potansiyele
sahiptir.
Türkiye güneş enerjisi yönünden oldukça zengin bir ülkedir.
Türkiye"nin ortalama yıllık toplam güneşlenme süresinin 2.640 saat
(günde 7,2 saat), ortalama toplam ışınım şiddetinin 1.311
KWh/m2-yıl (günlük toplam 3,6 KWh/m2-gün) olduğu tespit
edilmiştir.
Türkiye güneş kuşağı içerisinde bulunan bir ülke olup, güneş
enerjisince zengindir. Bölgelere göre yıllık toplam güneşlenme
süresi 2.993–1.971 Bir Yıla Karşılık Gelen Saat–h/yıl arasında
değişirken, enerji yoğunluğu 1.460–1.120 Kilowattsaat–KWh/m2–yıl
sınırlarındadır. Türkiye"nin tüm yüzeyine karşılık gelen güneş
gücü, brüt olarak 111.500 Gigawatt–GW kadardır.
Türkiye ısısal güneş enerjisi üretimi açısından Çin, ABD ve
Japonya"dan sonra dünya dördüncüsü durumundadır. Yıllık 5.690
MWh"lik ısısal güneş enerjisi üretim kapasitesi ile de Avrupa"nın
ilk sırasında yer almaktadır.
Ancak ülkemiz, yerli, yeni ve yenilenebilir enerji kaynakları ile
enerji ihtiyacının önemli bir kısmını karşılayabilecek bir
potansiyele sahip olmasına karşın bu kaynaklar ya hiç
kullanılmamakta ya da potansiyelin çok altında
değerlendirilmektedir. Sınırsız enerji kaynağı olan GÜNEŞ enerjisi
ise çok az kullanılmaktadır.
Türkiye"de EİEİ ve ETKB verilerine göre 2004 yılı itibarıyla
yaklaşık 10 milyon m2 kurulu olan güneşli su ısıtıcı kolektörlerle
310 Bin Ton Eşdeğer Petrol–BTEP/yıl düzeyinde güneş enerjisi
kullanıldığı hesaplanmaktadır. Bu rakam ülkemizdeki toplam ekonomik
potansiyelin % 1"ine karşılık gelmektedir.
Ülkemizde güneş enerjisi yaygın olarak evlerin sıcak su
gereksiniminin karşılanmasında kullanılmaktadır. Özellikle Güney ve
Ege kıyıları başta olmak üzere Doğu Karadeniz Bölgesi hariç bütün
bölgelerde güneş enerjisi kolektörleri halen yoğun olarak sıcak su
amacıyla kullanılmaktadır. Ayrıca bazı endüstriyel uygulamalar,
hacim ısıtma uygulamaları (güneş mimarisi) ile elektrik üretiminde
fotovoltaik pillerin kullanımı başlamıştır. Bunun bir uygulama
örneği olarak Muğla Belediyesi tarafından sokak aydınlatma
sisteminin güneş enerjisinden yararlanılarak yapılmasını
gösterebiliriz.
1970"te 28, 2004"te 375 BTEP olan güneş enerjisi üretim ve tüketimi
aynı düzeylerdedir, yani üretilen enerji hemen aynı oranda
tüketilmektedir.
Türkiye"de güneş kolektörleri vasıtasıyla güneşten su ısıtmada 350
BTEP faydalanılmaktadır. Teknik potansiyel olarak ise evlerin
çatılarında bu miktarın 5 katı yer bulunmaktadır. Kişi başına düşen
güneş kolektörü alanı açısından dünyada en çok kullanım 0,85
m2/kişi ile Kıbrıs, 0,55 m2/kişi ile İsrail, 0,2 m2/kişi
Yunanistan"da gerçekleşiyor. Türkiye"deki durum ise 0,15 m2/kişi
düzeyindedir.
2005 itibarıyla güneş enerjisi üretimi için EPDK"ya başvurusu olan
firma/lisans sayısı henüz 3 olup (3"ü de Antalya"dadır) öngörülen
kurulu güç 62,00 Megawatt–MW"dir. Ancak bu firmaların herhangi bir
yatırımı söz konusu değildir.
Oysa özellikle güneş, jeotermal ve rüzgar kaynaklarından enerji
elde etmek için gerekli üretim ve ekipmanların büyük bir
çoğunluğunun ülkemizde üretimi bulunmaktadır. Gerekli mühendis ve
teknik elamana sahip olan ülkemizde gerekli yatırım ve işletme
maliyetleri de göz önüne alındığında, güneş, rüzgar ve jeotermal
enerji kaynaklarının şu an yeterince değerlendirilemeyen ve ülke
ihtiyacının büyük bölümünü karşılayacak mevcut potansiyelleri,
verimli bir şekilde değerlendirilebilecek, toplam enerji tüketimi
içinde diğer yenilenebilir enerji kaynaklarının payını artırıcı
önlemler alınabilecektir.
Bunun için enerjide petrol ve doğal gazda dışa bağımlılığın
azaltılması, yerli üretim ve teknolojileri geliştirici, enerji
verimliliği ve tasarrufunu geliştiren, çevreyle uyumlu, kamusal
planlama esaslı, ulusal kaynaklara dayalı bir teknolojik
yapılanmayla yerli, yeni ve yenilebilir enerji kaynaklarının hızlı
bir şekilde devreye girmesi gerekmektedir.
Bu kapsamda;
• Bilindiği gibi siyasal iktidarlar enerji ihtiyacını karşılamakta
özellikle doğal gaz kullanımı teşvik etmektedirler. Oysa ülkemizin
enerjide dışa bağımlı olduğu düşünülürse, yerli ve yenilenebilir
enerji kaynaklarının kullanımı, örneğin jeotermal kaynakların
olduğu bölgelerde jeotermal enerjinin kullanımı teşvik edilmeli
hatta zorunlu hale getirilmelidir.
• Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımına yönelik yatırımlar
teşvik edilmeli, AR-GE projeleri desteklenmelidir. Özellikle güneş
enerjisinden yararlanılacak bölgelerde sıcak su ve ısınma konusunda
güneş enerjisinin kullanımı zorunlu hale getirilmeli ve ilgili
yasal düzenlemeler ivedilikle yapılmalıdır.
• Yerli, yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının
özendirilmesi, yaygınlaştırılması ve bu kaynakların kullanımı ile
elektrik enerjisi üretim sistemlerini oluşturan malzeme, cihaz ve
ekipmanların yerli üretim koşullarının oluşturulması ve bu alanda
teknoloji üretebilir bir seviyeye ulaşmamız sağlanmalıdır.
• Güneş enerjisinden yararlanma konusunda teşvik edici özel
politika oluşturulmalı, 2010 sonrasında kuruluş maliyetleri
düşeceği bilinen fotovoltaik pillerin yerli üretimi için AR-GE
çalışmalarına başlanılmalıdır. Bina çatılarında güneş enerjili
piller kullanılması teşvik edilmelidir.
• Güneş enerjisinden yararlanma olanakları yönünden dünyanın en
şanslı ülkelerinden biri olan ülkemizde güneş enerjili sıcak su
sistemlerinin yaygınlaşması ile güneş kolektörleri kullanımı teşvik
edilmeli ve zorunlu tutulmalıdır. Nüfusun ve enerji tüketiminin
yoğun olduğu büyük kentlerde yerel yönetimlerle işbirliği yapılarak
güneş kolektörlerinin yaygın kullanımı konusunda çalışmalar
yapılmalıdır.
• Güneş enerjisi sıcak su sistemlerinin, güneş enerjisi
potansiyelinin yüksek olduğu Güneydoğu Anadolu, Akdeniz ve Ege
Bölgesi"nde öncelikli olarak, tüm ülkede yeni yapılmakta olan
binalarda kullanımını zorunlu tutacak, mevcut binalarda ise teşvik
edecek şekilde düzenlemeler yapılmalıdır.
• Konutlarda tüketilen enerjinin % 80"i ısınmaya harcanmaktadır. Bu
nedenle güneş mimarisi önemsenerek uygulanmalı, öncelikle büyük
şehirlerden başlanarak yeni yapılmakta olan binalarda yönlendirme
ve yalıtıma büyük önem verilmeli, ek maliyet getirmeden % 30"lara
varan ısı kazancı sağlayan mimari özellikler kullanılmalı; kırsal
alanlarda pişirme amaçlı kullanılan güneş ocaklarının
yaygınlaştırılması için çalışmalar yapılmalıdır.