Yeni bir parti lideri doğuyor
Abone olBaykal ve Bahçeli onun yanında yaya kalır. İşadamları ondan çok etkilenmiş.. Siyasetin yeni yıldız adayı kim?
Taha Kıvanç takma adıyla yazan Fehmi Koru'ya göre o kişi
Ertuğrul Özkök'ten başkası değil.
Yeni Şafak'taki köşesinde Özkök'ün İzmir'de siyasetçileri bile
sollayan ateşli konuşmasına değinen yazar, bakın eski yayın
yönetmeni hakkında neler diyor?
(...)Ege Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (ESİAD) 25. Yüksek
İstişare Toplantısı'na katıldı Ertuğrul Özkök ve hemşehrisi
işadamları önünde yaptığı konuşmada kapkara bir tablo çizdi. Aynı
gün Hürriyet'in sitesinden konuşma metnini okuyunca ben müthiş
etkilendiğime göre, karşısına çıktığı kişiler “İşte aradığımız yeni
lider” demişlerdir.
Şu değerlendirme bir parti lideri ağzına daha iyi yakışmaz mı:
“Türkiye, AB'nin temsil ettiği gerçek anlamda demokratik coğrafyaya
mı ait olacak; yoksa giderek rol model olan Çin, Rusya gibi
modellere benzeyerek otoriter hatta totaliterliğe tecavüz etmiş bir
siyasi anlayışla mı yönetilecek?”
Evet, bu politik değerlendirme Ertuğrul Özkök'e ait. Şu
değerlendirme de: “Evet, askeri vesayet zararlıdır, hiçbir topluma
mutluluk getirmez. Ancak, askeri vesayeti kaldırırım derken yerine
demokratik olmayan başka bir silahlı vesayeti koymaya başlarlarsa,
daha ciddi sorunlar yaşanılır. Asker belli bir disiplinle hareket
etmesini bilen kurumdur. Karşısına elinde silah olan başka bir
kurumu illegal telefon dinleme yolları, kanunsuz alıp götürme,
sabahları gözaltına alma, sindirme yoluyla baskı yaratarak yeni bir
vesayet dönemi başlarsa askeri vesayetten daha kötü bir dönemdir.
Askeri vesayet dönemleri sivil vesayetlerden daha kısa sürmüştür.
Öbürlerinin kalıcılığı daha fazladır. Dünyada en kanlı idareler
sivil şekilde gelmişlerdir.”
Bu kadar keskin lâfları Deniz Baykal ve Devlet Bahçeli'nin
ağızlarından bile duymadık. Helâl olsun...
Ergenekon'a inanmayan, bu yolla demokratikleşilemeyeceği görüşünü
tekrarlayan Ertuğrul Özkök, yayın yönetmenliğini bıraktıktan sonra
kendini iyice serbest hissediyor olmalı ki, daha önce bu açıklıkla
yazmadığı 'demokratik açılıma' muhalefetini de keskinleştirmiş:
“Bugüne kadar yatırım artarsa Güneydoğu'da sorun çözülür dedik.
Olmadı. Kürtçe konuşma serbest bırakılırsa çözülür dedik. Yine
olmadı. Sokak isimlerinden sonra farklı talepler de gelmeye
başladı.”
Yanlış anlamayasınız diye şuracığa kaydedeyim: Ben İzmir
konuşmasıyla önümüze serilen 'politikacı Ertuğrul Özkök' figürünü
yönetmenliği ve yazarlığından daha sempatik buldum. Hürriyet'te
onun ayrılmasından sonra kendilerini 'öksüz' hissetmeye başlayan
politikaya meraklı yazar dostları ile Milliyet ve Vatan el
değiştirirse rahatsız olacakları da yanına alıp bir partinin
saflarına geçse... Veya hep birlikte yeni bir parti kursalar...
Oyumu vermem herhalde, ama politikaya getireceği yeni heyecandan
ötürü kendisini alkışlarım.