Yeni başkandan ilk mesaj
Abone olAnayasa Mahkemesi'nin yeni başkanı Tülay Tuğcu'dan ilk mesajlar geldi. Yüksek Mahkeme'nin yeniden yapılanması konusunda Tuğcu, Meclis'in müdahalesine karşı.
Anayasa Mahkemesi'nin yeni Başkanı Tuğcu, AKP'nin Mahkeme'nin
üye sayısının 15'ten 21'e çıkarılması durumunda 7 üyeyi TBMM'nin
seçmesi önerisini, "Siyasallaşma olur" diyerek eleştirdi Yeni
Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu, TBMM'nin yüksek mahkemeye
üye seçmesine karşı olmadığını belirtti ancak AKP'nin planına karşı
çıktı. "Anayasa Mahkemesi'nin, sayıları 15'ten 21'e çıkarılması
planlanan asıl üyelerinin 7'sini TBMM'nin seçmesi" esasını içeren
AKP önerisi için Tuğcu, "Siyasallaşma olur" değerlendirmesini
yaptı. İlk kadın Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu, görevinin
ilk gününde önemli mesajlar verdi. Yaş haddi nedeniyle 2 yıl
başkanlık yapacak olan Tuğcu'nun, başta yüksek mahkeme için
tartışılan yeni model olmak üzere, değerlendirmeleri özetle şöyle:
3'TE 1 SİYASALLAŞTIRIR: Barolar Birliği'nin, birtakım meslek
kuruluşlarının, Meclis'in ve bizim düşündüğümüz bir model var.
Hepsini değerlendirmeye almamız gerekiyor. Ondan sonra mahkememiz
için en uygun yapılanmayı heyetçe tespit edip ona göre bir istekle
çıkmamız gerekiyor. Meclis'in ne hazırladığını görelim. Eğer bizim
kabul edebileceğimiz gibi (TBMM), barodan, YÖK'ten seçilecek üçer
kişiden (adaydan) bir üyeyi seçecekse, bu kabul edilebilir. Oranı
fazla olmamak koşuluyla. Ama "21 kişide 7 kişiyi ben seçeceğim"
derse, elbette o siyasallaşma olur. Yahut, "Seçim koşullarını
doğrudan ben seçeceğim" derse o da siyasallaşma olur. AĞIRLIK
HÂKİMLERDE OLMALI: Meclis seçecekse, tabii Cumhurbaşkanı da
seçecek. 3 erkin temsilinden bahsediliyor burada. Cumhurbaşkanı,
sonuç itibarıyla tarafsız, Cumhuriyet'i, devleti temsil eden bir
kişi. Bizim tasarımızda seçeceği kişiler de idareden gelenler. Onun
da sayısının çok olmaması gerekiyor. Burası mahkemedir. Burada
sayının çok olacağı meslek hâkimliktir. Bir temsilci niteliğinde
Cumhurbaşkanı, Meclis seçebilmeli. Onun dışında yargıçların
ağırlığı olmalı. AİHM YERİNE BİZE GELİNSİN: Anayasa Mahkemesi'ne
bireysel başvuru yolunun açılmasını önermiştik. Niçin bir vatandaş
kendi haklarının ihlal edildiğini ileri sürmek için AİHM'ye kadar
gitsin? Biz buradayız. İçtihatlarını çok iyi biliyoruz. Hatta daha
ileri kararlar veriyoruz. Yargıtay, Danıştay, biz de yüksek yargı
organıyız diye bu talebe alınganlık gösteriyor. Onları da ikna
ettiğimiz zaman bu iş kaçınılmaz geliyor bana. HİÇ DÜŞÜNMÜYORUM:
Sezer'den sonraki Cumhurbaşkanı sorun olmamalı. Bugün, yarın diye
bir şey olmaz. Devletin devamlılığı esastır. Birisi gelecek, birisi
gidecek. (Cumhurbaşkanlığı'na adaylığınız söz konusu olabilir mi,
sorusu üzerine) Olur mu öyle şey? Öyle bir düşüncem hiç olmadı.
Artık dinlenmek istiyorum. "Çok şükür" diyorum. Mesleğimin
zirvesine kadar geldim. çok da fazla bir farkım olmamasına rağmen
buraya kadar gelmiş olmayı benim çok büyük şansım olarak
niteliyorum. YÜCE DİVAN YETKİSİ KALMALI: Yüce Divan yetkisi Anayasa
Mahkemesi'nde kalmalı. Burada salt bir ceza yargılaması değil, bir
hizmetten doğan yargılama yapılıyor. İdari yargıdan gelen,
yöneticilikten gelen üyelerimiz var. Danıştay, yeni bir Yüce Divan
yapısı önermişti. Hemen hemen Anayasa Mahkemesi gibi. 10 senede bir
dava gelecek diye bir mahkemenin kurulması söz konusu olmamalı.
Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu'nun doğrudan HSYK'ya bağlanması,
HSYK'dan bakan ve müsteşarın çıkması, yıllardır söylenen sorunlar.
Bizim dışımızda ama Yargıtay ve Danıştay'ın çabalarına katkıda
bulunmak gerekiyor. Haber: Gökçen Tahincioğlu/Türker Karapınar
Kaynak: www.milliyet.com.tr