Yeni Akit hükümete patladı 'Biri çıkıp açıklasın'
Abone olYeni Akit yazarı Faruk Köse, ABD'nin Kobani'de IŞİD'le savaşan Kürtlere Türkiye üzerinden silah yardımı yapmasına şiddetle karşı çıktığı yazısında olay sözler kaleme aldı.
INTERNETHABER.COM
Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) ile savaşan
Kürt güçlerine, ABD tarafından Türkiye üzerinden silah gönderilmesi
bazı kesimerce tepkiyle karşılandı.
Yeni Akit yazarı Faruk Köse, bugünkü yazısında, Türkiye'nin
“PKK’ya her türlü desteğin verildiği bir geçiş
koridoru” haline geldiğini öne sürerek yaptığı eleştiride,
türkiye'nin bu tavrının “Dış politikada dik duruş” örneği
sergilemediğini ifade etti.
Yazıının başlığına da 'Peşmerge'yle sıfır sorun, PKK'ya
hayat öpücüğü' ifadesini koyarak çarpıcı bir giriş yapan
Kösei, "Kobani halkıyla sorunu olmadığını, fakat PKK'nın
meşrulaştırıldığı için bu politikanın içine sinmediğini"
dile getirdi.
İşte o yazıdan çarpıcı satırlar:
...
Her kim tarafından ve her kime yapılırsa yapılsın, masum halkı
katletmeyi tasvip edemeyiz. O yüzden, sözüm Kobani’de katledilen
halka yardımcı olmaya değil. Karşı çıktığım, “terör örgütü
PKK’yı meşrulaştırma”ya, “kahramanlar olarak
tanımlama”ya. Sözüm, “İslam ümmeti”ni daha da parçalamak
amacıyla müslüman Kürt halkını “yeni bir kölelik”e götürecek
“ayrışma”nın temellerinin atılmasına. Sözüm, çıkarı için hiçbir
“müttefiklik kriteri”ne uymayan ABD ile ittifakta “duygusal
ve safça sadakat”e.
"KOMEDİYE BAKIN!"
“Yine ne oldu?” demeyin. Türkiye, “terör örgütü PKK”yı besleyip
barındıran “Barzani Kürdistanı”nın peşmergelerini, kendi elleriyle,
kendine karşı bölücü silahlı faaliyette bulunan PKK’ya yardım
etmeleri için Kobani’ye geçiriyor. Daha ne olsun?
Bu vahim durum karşısında, peşmergelerin TSK’nın kontrolünde geçecek olmasıyla avunuyoruz! Neymiş, Kuzey Irak’taki TSK’ya bağlı özel kuvvetler, Türkiye üzerinden Kobani’ye geçecek peşmergeyi belirleyecekmiş ve geçişler TSK kontrolünde yapılacakmış. Bu yöntemle PKK unsurlarının geçişi önlenecekmiş.
Komediye bakın! Sanki PYD, PKK unsuru
değilmiş gibi... TSK, yıllardır binlerce personelini
öldüren PKK’ya yardım etmesi için “peşmerge pazarı”ndan adam seçme
seviyesine düşürüldüyse, bu bir övünç kaynağı olabilir mi? Bu
durumda TSK, doğrudan doğruya terör örgütü “PKK’ya yardım” etmiş
olmaz mı?
"HANİ TÜRKİYE'NİN ŞARTLARI
VARDI?"
Bir başka husus: Yani şimdi Türkiye, kendi askeri girmedi
diye Kobani’ye müdahale etmemiş mi oluyor? Hani
Türkiye’nin şartları vardı ve bunlar gerçekleşmeden müdahil
olmayacaktı? Bu durum, gırtlağımıza kadar batağa saplanmak değil de
nedir? Hem de onurlu olmayan bir şekilde, hem de ABD’nin çıkarları
öyle gerektiriyor diye... Nitekim ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü
Yardımcısı Marie Harf’in şu sözleri, Türkiye’nin fiilen Kobani’ye
müdahale eden uluslararası koalisyonda işlev gördüğünü gösteriyor:
“Türkiye’nin koalisyona katılımı sadece bir eyleme
katılmaları veya katılmamaları üzerinden tanımlanamaz.”
Yani, başka katılım türleri de vardır ve Türkiye, bunu tam
olarak işliyor. Hem de bu, “ABD ile eşgüdümlü ve eşzamanlı yapılan
bir operasyon.” Yani başlangıçta ifade edilen şartlardan
vazgeçilmiş oluyor; esip gürlemelerin hiçbir önemi kalmıyor. Zira
Türkiye, Harf’in dediğine göre “koalisyonda kilit bir
rol” oynuyor. Dışişleri kaynakları, Türkiye’den Kobani’ye
silah ve peşmerge geçişinin başladığını açıkladı bile. Üstelik
ABD’nin Kobani bahanesiyle PKK’ya silah verdiğinden Türkiye
haberdarmış. ABD Başkanı Obama, geçtiğimiz Pazar günü Cumhurbaşkanı
Erdoğan’a yardımdan söz etmiş.
Şimdi ortaya şöyle garip bir tablo çıkıyor:
PKK, ABD’nin de “terör örgütleri listesi”nde. Türkiye ile ABD “stratejik müttefik.” ABD, terör örgütü PKK’ya silah yardımı yapıyor ve onları bir de “kahraman” ilan ediyor. Bu yardımdan, “PYD ....bizim için PKK ile eştir, o da bir terör örgütüdür. Bir terör örgütüne ....bize dost olan, ....Amerika’nın ....desteği, ....bizden ‘evet’ ....yaklaşımını beklemesi çok çok yanlış olur, ....böyle bir şeye de biz ‘evet’ diyemeyiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da haberi var ve “evet” denmiş görünüyor. Üstelik PKK’ya peşmerge desteği, Türkiye üzerinden ve Türkiye’nin organizasyonuyla veriliyor.
"KAHRAMAN İLAN EDİLDİLER"
Şimdi ABD, terör listesine aldığı PKK’yı fiilen tanımış olmadı
mı? Sadece tanımakla kalmayıp, bir de “kahraman” ilan
etti. Nitekim ABD Dışişleri Bakanı Kerry, Endonezya’da yaptığı
açıklamada “Dostumuz Türklerin karşı çıktığı örgütün dalı bir grup
olsa da bu insanlar (PYD) IŞİD’e karşı kahramanca savaşıyor” dedi.
ABD fiilen PKK’yı tanımış görünüyor. PKK’nın Suriye şubesini terör
örgütü olarak görmediğini de ilan etti.
"BİRİ ÇIKIP AÇIKLASIN"
Bu nasıl bir durumdur, biri çıkıp açıklasın lütfen!
Tüm bunlar olurken, İmralı’da Teröristbaşı için villa, tatil köyü falan yapılıyor; yazışmalarını veya çalışmalarını yürütecek sekreterya kuruluyor. Yani Teröristbaşı, “PKK Kürdistanı”nın Başkanlığına hazırlanıyor. Hem de “çözüm süreci” adı altında ve Türkiye eliyle. “Çözüm süreci”nin, “Teröristbaşının özgürlük süreci”ne dönüştüğünü görüyoruz. Her verilen tavizin yeni talepleri getirdiğini de...
Şunu anlayamıyorum: Nasıl oldu da Türkiye’nin dış politikası, “komşularla sıfır sorun” idealinden, “peşmergeyle sıfır sorun” düzeyine düşüverdi. Nasıl oldu da Türkiye, ülkesini bölmek için silahlı terör eylemleri yapan PKK’ya hayat öpücüğü demek olan “Kobani operasyonuna fiilen destek” verir ve bunun için de ordusunu görevlendirir hale geldi?
Biri bunu açıklayabilir mi?