Yazıya tepkiler dinmiyor
Abone olHükümete yönelik ağır hakaretlerde bulunan yazının sahibi Fethi Dördüncü'ye AK Parti'den tepki var.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin ve Devlet Bakanı Mehmet
Aydın ile bazı AK Parti'li milletvekilileri, Fethi Dördüncü adlı
kişi tarafından Selanik'teki Atatürk Evi'nde şeref defterine
yazılan yazıya tepki gösterdi.
Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin, TBMM'de
gazetecilerin yazıyla ilgili olarak nasıl dava açılacağı sorusuna
karşılık, ''Bireysel olarak da olabilir... Toplu bir dava, usul
olarak mümkün olabilir mi onu araştırmak lazım. Aksi halde tek tek
açılır'' dedi.
Şahin, şeref defterlerine yazılacak yazı konusunda bir düzenleme
yapılıp yapılmayacağı sorusu üzerine, konunun görev alanına
girmediğini söyledi. Devlet Bakanı Mehmet Aydın da gazetecilerin
konuyla ilgili sorularına karşılık, nasıl dava açılacağına daha
sonra karar verileceğini, hukukçuların konu üzerinde çalıştığını,
ne yapılacağına bu çalışma sonrasında karar verileceğini
bildirdi.
Aydın, bir gazetecinin, ''Mektup hakkında ne düşünüyorsunuz?''
sorusuna, ''Son derece üzgünüm. Bir insan böyle bir metni
yazmamalı. Bu tip şeyler aklına gelmemeli. Türkiye Cumhuriyeti
hükümetinin üyelerinin hepsi kafir... 45 senedir bu dine hizmet
ediyoruz biz. Kendim için söylüyorum. 'Kafir olduk, hırsız olduk,
hain olduk, ülkeyi sattık.' Doğrusunu isterseniz, şu
yeryüzünde yaşayan hiçbir insandan bu tür şeyler beklemem''
dedi.
Bir gazetecinin, ''Metni Başbakan mı size dağıttı?'' sorusuna
Aydın, mektubun yarısından fazlasının basında yer aldığını
söyledi.
''O DEFTER YOL GEÇEN HANI DEĞİL''
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, gazetecilerin soruları
üzerine, metnin muhtevasının ''çok kötü'' olduğunu ve ''çirkin
laflar'' içerdiğini belirterek, ''Bu, bir muhalefet partisine
yazılmış olsa bile aynı tepkiyi gösterirdim. O defter yol geçen
hanı değil. O, çok önemli bir defter. Oraya gelen ziyaretçiler yazı
yazabilir ama muhtevasına çok dikkat etmek lazım'' dedi.
Metne karşı nasıl bir dava açılacağının parti yetkililerin bileceği
bir iş olduğunu ifade eden Kuzu, ''Şahsi olarak yapacağım bir iş
değil. İfade özgürlüğü önemli ama dozunu kaçırmamak lazım. Hakaret
içeren çok sözler var. Ağır hakaret olduğu çok açık'' görüşünü
kaydetti.
Kuzu, geçmişte bu konuda ilginç olaylar yaşandığına işaret ederek,
şöyle konuştu:
''Geçmiş dönemde bir fikir kulübü vardı. 19 Mayısı Samsun'dan
başlattılar. Sol hareketli öğrenciler, Anıtkabir'e geldiler. Bizden
önceki 68 kuşağı bunlar... Bir taraftan Anıtkabir Defterine
yazıyor; bir taraftan polis onu yakalamak için bekliyor. Yazıyor ki
'Sayın Atam; şu anda senin polislerin bizi copluyor, haberin
olsun.' Türkiye'de böyle şeyler de yaşandı. Dozunda kalmak kaydıyla
yazılar yazılabilir. Ama bu yazı, sanki özellikle seçilmiş
cümlelerle, çok hakaret içeren ifadelerle dolu. Bunu doğru
bulmuyorum.''
Bir gazetecinin ''Yazan kişi, Anıtkabir Defterine de aynı şeyleri
yazdığını söylüyor. Bu konuda bir şey yapılabilir mi?'' sorusuna
Kuzu, ''Belki fark edilememiştir. Bu tür yazılar, o tür defterlere
girmemeli. Birtakım kindar husumetlerin yeri ora olamamalı. O çok
özel bir defter... O defter, ülkenin gidişi hakkında özellikle icra
makamındaki kişilerin yazacağı şeyler var orada. Öyle olmalı. Önüne
gelen yazı yazarsa, o defter başka bir konuma girer, Atatürk'ün anı
defteri olmaktan çıkar'' karşılığını verdi.