Yazının sonu sizi çok şaşırtacak
Abone olTaha Kıvanç, Bilkent Üniversitesi'nden Prof. Faruk Selçuk'un ölümüne üzüldü. Yazar, onu öve öve bitirmeyenlerin yazılarına yer verdi. Yazının sonu şok bir cümle ile bitti.
Yeni Şafak yazarı Tahak Kıvanç Bilkent Üniversitesi'nden Faruk
Selçuk'un ölüm haberini ele aldı. Hayatından kesitler sunan ve
ekonomistlerin övgülerini sıralayan yazar, yazısının sonunda
yazdığı son cümle ile okurları şok ediyor.
Alimin ölümü âlemin ölümüdür...
İnsan tanımadığı bir insanın ölümüne de üzülür; Bilkent
Üniversitesi’nden Prof. Faruk Selçuk’u tanıyamadan kaybettiğime çok
üzüldüm. Arkasından yazılanlar ‘özel biri’ olduğuna işaret ediyor
çünkü... Hakkında yazılanlardan bir demet sunacağım, “Ne var
bunda?” diye sormadan her satırı dikkatle okuyun lütfen...
Sabah ekonomi sayfası sorumlusu Yavuz Semerci’nin yazdıkları:
“Ekonomist olmasından öte tertemiz, dürüst, dost bir insandı. 47
yaşındaydı ve dün âni bir kalp krizi sonrasında aramızdan ayrıldı.
Yıllarca çalıştığım gazetelerde köşe yazdı. Sırasıyla Liberal
Bakış, Sabah ve Yeni Binyıl'ın en önemli ekonomi yazarlarından biri
oldu. Özellikle Merkez Bankası bilançolarını analiz eden
yazılarıyla Türk ekonomisinin içinde bulunduğu durumu en anlaşılır
anlatan oydu. Pek çok ekonomist ortalık güllük gülistanlık diye
yazılar yazarken, o Yeni Binyıl'dan kriz uyarıları yapıyordu.
“Sonra akademik çalışmalarında yoğunlaşmayı tercih etti. ABD'ye
gitti ve köşe yazılarını bıraktı. Bir yıl sonra tekrar Bilkent'e
döndüğünde yazılarına devam etmesini çok istedim. ‘Sonra, sonra’
diyerek yazmayı öteledi. ‘Köşe yazarlarının yanlışlarını,
öğrencilerime 'kötü ekonomi yazısı nasıl yazılır' diye örnek
göstermek bana yetiyor’ diye takılırdı. Pek çok yazımı önce onunla
paylaşır, tartışırdım. Sayfalarımızın görünmez ombudsmanıydı. Rakam
hatalarına canı çok sıkılır ve mutlaka uyarırdı. Dostları, ailesi,
öğrencileri için acı bir dönem. Türkiye ise değerini kavramaya
hazırlandığı güvenilir ve referans alınan bir bilim adamını
yitirdi.”
Vatan gazetesi ekonomi yazarı Necati Doğru da tanıyormuş Faruk
Selçuk’u:
“Türkiye'nin aptal cenneti yapılmasına savaş açmıştı! / Acım büyük,
sizinle paylaşacağım. Bana göre, ‘Türkiye'nin de acısının büyük
olması gerekir... Türkiye farkında mı acaba?’ Değilse farkında
olması gerekir. / Yüce kişiler... / İnsana yücelik aşılar. / Vefalı
kişiler... / İnsana vefa aşılar. / Bilgili kişiler... / İnsana
bilgi aşılar.”
Şunlar da Necati Doğru’nun satırları: “Yücelik, vefa, bilgi
aşılayan bir insandı. Hiç tartışmasız Türkiye'nin yetiştirdiği en
iyi ekonomistlerden biriydi. Dünya'da sadece merkez bankası
başkanları, dev çokuluslu şirketlerin CEO'ları, ‘söyleyecek sözü,
önerecek çözümü olan’ dünyanın önde gelen akademisyenlerinin yazıp
okuduğu Applied Economics... International Journal of
Forecasting... Insurance: Mathematics and Economics... gibi ağır
ekonomi dergilerine makale yazardı. Bilgisini halkıyla paylaşan,
‘Bilgisi olanın bilgisinde bilgisi olmayanın da hakkı vardır...
Parası olanın parasında yoksulun da hakkı vardır...’ diyen bir
insandı.”
En yakın tanıyanlardan biri de hocası Prof. Salih Neftçi. “Gençlere
bir yaşam örneği: Faruk Selçuk” başlıklı yazısı ile onun ülke için
ne büyük bir kayıp olduğunu anlatıyor: “İzninizle bu kişisel bir
yazı olacak. Yıllar boyu defalarca yazdık. ‘Piyasalar
acımazsızdır.’ Ne yazık ki yaşam daha da acımasız. / Faruk Selçuk
bu toprakların yetiştirdiği hayat dolu bir insandı. Arkadaşımdı.
Yaşam pamuk ipliği gibi. Kendisini, evvelsi gün bir an içinde
kaybettik. Böyle bir olay insana ister istemez ‘Neden?’ diye
sorduruyor.
“Faruk, New York'ta bizim doktora bölümüne normal bir öğrenci gibi
geldi. Ne bursu vardı, ne de arkasında kendisine destek olacak ünlü
bir profesör. Faruk, doktora süresince ter dökerek kendisini
ispatladı. / Departmana geldikten bir iki ay sonra bizim bölüm
başkanı ile yeni öğrencileri konuşuyorduk. / ‘Faruk Boğaziçi
Üniversitesi'nden değil. Ama dikkat et, yanılmıyorsam çok ciddi
çocuk’ dediğimi hatırlıyorum. (Boğaziçi Üniversitesi o zamanlar da
yurtdışında gayet iyi bilinir, bu üniversiteyi bitirenlerin zaten
iyi olacağı düşünülürdü...) / Faruk New York'a geldiğinde hazıra
konmadı. Sıfırdan başladı. / Gençlere öğüt... / Ter dökmekten sakın
kaçmayın.”
İsmet Berkan Radikal gazetesinin yayın yönetmeni; o da Faruk
Selçuk’u tanıyormuş:
“Diğer ekonomi yazarlarıyla arasında uzlaşmaz bir çelişki vardı.
Aşırı iyimserliğe de, aşırı kötümserliğe de gelemiyordu. Onun için
rakamlar ve matematiksel iktisat önemliydi. İçine girdikten sonra
Türk basını ve özellikle de ekonomi yazarlarıyla ilgili keskin
gözlemleri olmuştu. / Son dönem yazmayı bırakmış, kendini akademik
hayata vermişti. Mesela sermaye piyasalarına kaos teorisini ve
matematiğini uygulamaya çalıştığı bir makalesi Amerika'da saygın
bir fizik dergisinde yayımlandığında gururla bana derginin örneğini
göndermişti. Bir ara Devlet Bakanı Recep Önal'ın danışmanıydı,
Başbakan Ecevit'in uçağında birlikte Amerika'ya gitmiştik ve yol
boyu bana Doppler Analizi'ni öğretmeye çalışmıştı. / Sevgili
arkadaşım, farkında mıydı bilmiyorum, Türk ekonomi basınını
değiştiren isimlerden biriydi.”
Eğer üniversiteye 30 yıl kadar önce değil de bugünlerde
hazırlanıyor olsaydı, bu kadar yetkin kalemlerin övgülerine lâyık
gördükleri Faruk Selçuk istediği fakülteye giremeyecekti. Ülkemiz
de, bu yüzden, uluslararası üne ulaşacak bir ekonomistten, ekonomi
basınını değiştirecek bir öncüden, parlak öğrenciler yetiştirecek
bir profesörden mahrum kalacaktı...
Yakınları yazdı da öğrendim: Prof. Ömer Faruk Selçuk İmam Hatip
Lisesi mezunuymuş...
Yazı:Taha Kıvanç
Kaynak:yenisafak.com.tr