Yazın gıda zehirlenmesine dikkat!
Abone olUzmanlar artan hava sıcaklıklarına bağlı olarak beslenmemize azami dikkat göstermemiz gerektiğini belirtiyorlar.
Hijyen ve lezzete önem veren yaklaşımıyla catering sektörünün önde gelen firması olan ISS Catering'in gıda güvenliği uzmanları, artan hava sıcaklıklarına bağlı olarak beslenmemize azami dikkat göstermemiz gerektiğini belirtiyorlar.
Yaz mevsiminde gıda zehirlenmesi vakalarının arttığına dikkat çeken uzmanlar, sıcak günlerde gıdaların saklanma ve üretilme koşullarının her zamankinden daha fazla önem kazandığını vurguluyor.
Çalışanların yaşadıkları zehirlenme ve çeşitli rahatsızlıklar, kurumların işgücü kaybına neden olduğu için verimlilik anlamında da olumsuz bir etkiye sahip bulunuyor. ISS Catering, şirketlerin bu nedenle personel yemeklerine büyük titizlik göstermeleri gerektiğinin de altını çiziyor.
Tüm dünyada 200.000'den fazla kurumsal müşteriye hizmet ulaştıran tesis yönetim şirketi ISS bünyesinde faaliyet gösteren ISS Catering, yaz mevsimiyle birlikte gıda zehirlenmesi ve gıda kaynaklı hastalık vakalarında yaşanan artışa dikkat çekiyor. "Kurumların lezzet ustasıyız" sloganıyla hizmet veren ISS Catering'in gıda güvenliği uzmanları sıcaklıkların artmasıyla birlikte hijyen kurallarında daha titiz olunması gerektiğinin altını çiziyorlar.
Dünya Sağlık Örgütü'nün yaptığı açıklamalara göre, gıda kaynaklı hastalıklar, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde giderek artan bir sağlık problemi haline geldi. 2005 yılında tüm dünyada rapor edilen sağlık verileri toplam 1,8 milyon insanın ishal gibi bağırsak rahatsızlıklarından dolayı hayatını kaybettiğini gösteriyor. Bu tür vakaların çok büyük bir kısmı zararlı su veya gıda tüketimi sebebiyle gerçekleşiyor. Bu da hijyenin önemini ortaya koyuyor. Söz konusu gıda kaynaklı rahatsızlıklar ölüme sebebiyet vermese bile, kamu sağlığı açısından önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Aynı zamanda da çalışanların iş devamlılığını etkilediği için hem ülke genelinde önemli bir işgücü kaybına hem de kurumsal bazda verimliliğin düşmesine sebebiyet veriyor. Özellikle yaz aylarında kurumların personel yemekleri konusunda maksimum seviyede hassas davranmaları, hijyen ve gıda güvenliğini ön planda tutan catering firmalarından profesyonel hizmet almaları kritik bir öneme sahip bulunuyor.
Her yıl bildirilen gıda kaynaklı hastalıkların sayısı nüfusun %30'u boyutlarına ulaşmaya başladı. Yalnız ABD'de bildirilen toplam gıda kaynaklı vaka adedi 7,6 milyon, bunun 325.000'i hastanede tedavi altına alınırken, 5.000 adedi ölümle sonuçlanmış. Bu verilere bakıldığında ABD'de de saniyede 2 kişinin gıda zehirlenmesine uğradığı sonucuna ulaşıyoruz. Sağlık Bakanlığının Türkiye Sağlık İstatistik verilerine bakıldığında ülkemizde her yıl ortalama 9.000 kişinin gıda zehirlenmelerine maruz kaldığı görülüyor. Ancak kayda geçmeyen vakalar da göz önünde bulundurulacak olursa sayının birkaç kat daha fazla olacağını tahmin etmek güç değil.
Beyaz et ve yumurtaya dikkat!
Uzmanlar, en sık yaşanan rahatsızlığın beyaz et, yumurta ve çiğ sütte görülen salmonella bakterisinin yol açtığı halsizlik baş ağrısı, kusma, karın ağrısı ve ishal şikayetleri olduğunu belirtiyor. Çiğ süt, az pişmiş et ürünleri ve içme suyu bakteri taşıma riski en yüksek olan gıda maddeleri. Yaşanan rahatsızlıklar, bakterinin çeşidine göre özelikle çocuklarda veya yaşlılarda öldürücü etkilere sahip olabiliyor.
Gıda zehirlenmeleri sağlık açısından insanları etkilerken bir yandan da ciddi ekonomik yükü beraberinde getiriyor. 1997 yılı verilerine göre ABD'de bu sorunun yıllık 35 milyar dolar civarlarında sağlık gideri ve işgücü verimsizliğine neden olduğu tahmin ediliyor
Nasıl önlenir?
Alışverişlerimizde ve restoran seçimlerimizde:
• Açıkta, sokakta veya pazarda satılan ürünler hiç bir şekilde alınmamalı!
• Satın alınan gıda ürünlerinin son kullanma tarihine özellikle dikkat edilmeli. Tarihi geçmiş ürünler tüketilmemeli.
• Seçiminizi yaparken, güvenilir, bilinen markaları veya yerleri tercih etmeye çalışın... Bu tür firmalar gıda güvenliği konularına daha dikkatli yaklaştığı, uluslararası standartları daha özenli uyguladıkları için daha güvenilirdir.
• Gittiğiniz restoranın temizliği ve düzeni de sattıkları ürünler ve gıda güvenliğine verdikleri önem konusunda, size fikir verecektir.
• Fiyat/kalite dengesi de seçiminizde bir kıstas olmalı. Fiyatı çok düşük olan gıdalara dikkatli yaklaşmakta yarar var.
• Ülkemizde ambalajlı gıda ürünlerin tamamının, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'ndan üretim izni almış olması gerekiyor. Bunun varlığı, "Türk Gıda Kodeksine uygun olarak, Tarım ve Köyişleri Bakanlığının ... tarih ve … sayılı izniyle üretilmiştir" ibaresinden anlaşılır. Üzerinde bu bilgi olmayan ürünler satın alınmamalı. Ayrıca gittiğimiz restoranların duvarlarında da bu izni görmeniz gerekir.
• Alışveriş sırasında dikkat edilecek bir nokta da soğukta muhafaza edilmesi gereken et, balık ve donmuş gıda gibi ürünlerin, marketten çıkmadan hemen önce buzdolabından alınması. Böylece sıcaklığının artmasını ve soğuk zincirin kırılmasını önlersiniz.
Evlerimizde:
• Et, süt gibi riskli ürünler ortam sıcaklığında uzun süre bekletilmemeli.
• Dolabımızın sıcaklığı sürekli kontrol altında tutulmalı. Bunu, dolap içerisine koyacağımız basit bir termometre ile kontrol edebiliriz.
• Gıda ürünlerini pişirdiğimizde tamamen pişmiş olduğundan emin olmalıyız.
• Pişirdikten sonra yemeğimizi soğutacaksak, hızlı bir şekilde ortamda soğutup hemen dolaba almalıyız. Çok yüksek sıcaklıkta ürünün üstünü tam olarak kapatmamamız gerektiğini de hatırlatmış olalım (içerisindeki sıcaklığı muhafaza edeceğinden ekşime gibi sorunlara neden olabilir.).
• Soğuttuktan sonra tekrar ısıtırken mutlaka pişme sıcaklığına kadar geldiğinden emin olunmalı.
İşyerlerimizde:
• İşyerlerimizde toplu beslenme şirketi olarak hizmet veren bir firma varsa bu firma ile ilgili idari İşler veya satınalma sorumlularına düşen birçok görev var.
• Uygun gıda üreticisi için son derece dikkatli bir seçim yapılmalı. Bu konuda öne çıkan firmalar arasından seçilmeli.
• ISO 22000 gibi Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi belgesi olan, bünyesinde gıda mühendisleri olan, bir denetim ekibi tarafından denetlenen hijyen anlayışıyla öne çıkan firmalarla çalışmak bu anlamda çok önemli.
ISS Catering Genel Müdürü Engin Üstel, personel yemeklerinin en sağlıklı koşullarda hazırlanmasının kurumlar açısından büyük önem taşıdığına dikkat çekiyor: "ISS Catering olarak günde 120.000 kişiye yerinde yemek hizmeti veriyoruz. Bu aslında 120.000 kişinin sağlığından da sorumlu olduğumuz manasını taşıyor. Kurum olarak bu konuda son derece titiz çalışıyoruz. Gıda mühendisleri ve teknikerlerinden oluşan denetçi kadromuz her ay mutfaklarımızı 160 soruluk detaylı bir checklist ile denetliyor. Bu denetimlerde personelin ellerinin temizliği, kullanılan araçların uygun olup olmadığı mikrobiyal kitlerle test ediliyor. Ayrıca catering sektöründe bir ilk olan mikrobiyoloji laboratuarımızda, üretilen yemekler ve hammaddelerden numuneler alarak analiz ediyoruz. Gıda güvenliği ve hijyene çok büyük önem veriyoruz. En son atılımımız olan kendi bünyemizde kurduğumuz mikrobiyoloji laboratuarı da bunun bir yansımasıdır. Öte yandan maalesef merdiven altı birçok firma nereden alındığı belli olmayan et ürünlerini, kontrolsüz koşullarda bilinçsizce üreterek servise sunuyor. Bu noktada tüketicilerin ve kurumların bilinçlenmesi kritik önem taşıyor. Her fırsatta bunu vurgulamaya gayret ediyoruz."
Engin Üstel, uygunsuz koşullarda üretim yapan gıda üreticilerinin, bilinçli tüketicilerle karşılaştıklarında değişmek ve kendilerini geliştirmek ve düzeltmek zorunda kaldıklarını, bu nedenle de bireysel ve kurumsal şikayetlerin ilgili firmalara mutlaka iletilmesi gerektiğini belirtiyor: "Evde, restoranda ya da işyerinde gıda konusunda uygunsuz durumlarla karşılaşıldığında sessiz kalmamak gerekir. İlgili firmaya bozuk gıdayı geri iade etmek, ambalaj üzerindeki tüketici hattını arayarak bilgi vermek ya da catering hizmetini veren şirkete şikayeti iletmek herkesin üzerine düşen çok önemli sorumluluklardır. Emin olun ki şikayetleriniz firmaların kendilerine çeki düzen vermesini ve kendi sistemlerini tekrar gözden geçirmelerini sağlayacaktır. Bilinçli tüketiciler olarak üzerimize düşen görevleri yerine getirdiğimizde, medyada olumsuz örnekleri izlemek yerine, firmalarımızın giderek artan başarılarına tanık olabilir ve güvenli gıdalar tüketerek hem kendimize hem de gelecek nesillere daha sağlıklı bir ortam hazırlayabiliriz."