Yazıcıoğlu'ndan Teziç'e sert eleştiri
Abone olBBP Lideri Yazıcıoğlu, tutuklanarak Prof. Yücel Aşkın'a sahip çıkmanın Cumhuriyet'e sahip çıkmak olduğunu söyleyen YÖK Başkanı Teziç'e sert tepki gösterdi.
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu,
tutuklanarak cezaevine konan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Yücel Aşkın'a sahip çıkmanın Cumhuriyet'e sahip çıkmak
olduğunu söyleyen YÖK Başkanı Erdoğan Teziç'e sert tepki gösterdi.
Meselenin Cumhuriyet ve rejim konusu haline getirilmesinin kabul
edilemez olduğunu belirten Yazıcıoğlu, TBMM'yi YÖK gibi kurumları
acilen müdahale etmeye çağırdı. BBP Genel Başkanı Yazıcıoğlu,
partisinin Genel Merkezi'nde bir basın toplantısı düzenleyerek,
Rektör Aşkın'ın tutuklanmasının ardından yaşanan gelişmeleri
değerlendirdi. Türkiye'nin gerçek anlamda demokrasiyi ve hukukun
üstünlüğünü içselleştirmesi ve tüm kurumların hukuk karşısında
eşitliğini sağlamak mecburiyetinde olduğunu belirten Yazıcıoğlu,
bunu sağlamak görevinin de siyasi irade de olduğunu kaydetti.
Yazıcıoğlu, siyasi iradenin zaaf içinde olduğu ya da muktedir
olamadığı dönemlerde ise ülkenin bugünkü gibi kaos ve anarşi
ortamına sürükleneceğini ifade ederek, daha önce Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan'ın Ermeni Konferansı'nın iptalini öngören mahkeme
kararını "yanlış" olarak değerlendirerek Yargı'ya müdahale ettiğini
hatırlattı. Yazıcıoğlu siyasi iktidarın aynı şekilde
dokunulmazlıkların kaldırılmasında da Yargı'ya güvenmedikleri
yönünde açıklama yaptıklarını belirterek, "İktidarın zafiyetiyle
başlayan bu durum başka kurumlara da sirayet etti. Van Yüzüncü Yıl
Üniversitesi Rektörü'nün tutuklanmasına karşı rektörlerin ve YÖK
Başkanı'nın tavrı hukuka karşı bir 'kalkışma' hareketidir" dedi.
Yazıcıoğlu, YÖK Başkanı Teziç'in "Rektör Aşkın'a sahip çıkmak
Cumhuriyet'e sahip çıkmak" şeklindeki açıklamalarına da tepki
göstererek şöyle konuştu: "Nasıl oluyor bir kişinin yargılanması
Cumhuriyetin yargılanması anlamına geliyor, nasıl bir kişiye
yapılmış bir muamele Cumhuriyete ve Laikliğe yapılmış sayılıyor. Bu
nasıl mantık, bu nasıl anlayıştır. Yani sayın rektör mahkemeler
tarafından suçlu bulunsa Cumhuriyet suçlu hale mi gelecek? Nasıl
bir kişiyle Cumhuriyet eşit hale getirilir. Cumhuriyet bu kadar
ucuz, bu kadar basit, bu kadar sıradan mı? Siz kimsiniz de
Cumhuriyeti temsil ediyorsunuz? Siz kimsiniz laikliği temsil
ediyorsunuz? Siz kimsiniz Cumhuriyet tanımıyorsunuz, laiklik
tanımıyorsunuz, yargı tanımıyorsunuz? Bu yetkiyi nereden
alıyorsunuz?" "YÖK BİR DUKALIK HALİNE DÖNÜŞMÜŞTÜR" Yazıcıoğlu,
YÖK'ün mahkemelerin başörtüsü konusunda verdiği kararlar sonrası
yargının bağımsız olduğunu savunurken, bugün işine gelmeyen
konularda Yargı'yı tanımaz bir tutum takındığını kaydetti. "Bu
ideolojik yaklaşık, Yargı'ya müdahale YÖK'ün pervasızlık
gösterisidir. YÖK bir dukalık haline dönüşmüştür" diyen Yazıcıoğlu,
üniversitelerin dokunulmaz birer krallık haline geldiklerini
söyledi. Bağımsız Yargı'nın herkese eşit muamele yapması
gerektiğini de belirten Yazıcıoğlu, tutuklanma sürecinde sadece
bilim adamına değil çobandan Cumhurbaşkanı'na kadar herkesin Yargı
karşısında eşit olması gerektiğini vurguladı. Yazıcıoğlu,
rektörlerin yargının kararına itiraz etmek ya da sonucunu bekleme
hakkı varken Adalet Bakanlığı'na yürüyerek meseleyi Cumhuriyet ve
rejim meselesi haline getirmesinin kabul edilemez olduğunun altını
çizdi. Bu yaklaşımın Türkiye'de belli kesimlerinin kendilerini
sürekli Cumhuriyetin, rejim temsilci görmelerinden kaynaklandığını
ifade eden Yazıcıoğlu, rejimi askıya almak, devletin tüm
kurumlarını askıya almak gibi girişimlere neden olduğunu kaydetti.
Yazıcıoğlu, "Bugün yargıya intikal etmiş olan Rektör Aşkın'ın
davasının yargı aşamasında olması münasebetiyle suçlu olup olmadığı
konusunda kimsenin hüküm verme hakkı yoktur. Yargıya saygı
göstermek durumundayız. Ancak rektörlerin adeta bir kalkışmaya
benzer tavırlarının kınıyoruz ve ayıplıyoruz" diye konuştu.
Yazıcıoğlu, bu yaklaşımın cumhuriyet ve rejimle
ilişkilendirilmesini kabul etmediklerini, Cumhuriyet'in herhangi
bir kişinin şahsıyla ilgili olmadığının altını çizerek, "Cumhuriyet
böyle her isteyenin istediği zamanın kuyruğuna bağlayacağı teneke
değildir. Cumhuriyet bu kadar basit değildir" diye tepkisini ifade
etti. Yazıcıoğlu, YÖK ve rektörlerin bu konudaki tutumlarını hukuk
dışı bulduklarını belirterek, ayrıca iktidarın muktedir olmayan
kurumları yerli yerine oturmada aciziyet gösteren durumunu da
eleştirirdi. "Derhal YÖK kurumunun Meclis tarafından ele alınarak
gerçekten üniversitelerin bilimsel yapısını tanzim edecek ve
üniversitelerin bu yasakçı dukalık yapısını değiştirecek dokunulmaz
kurumlar ve korkulan rektörler olmaktan üniversiteyi çıkaracak bir
yapıya kavuşturulmak gerekir" diyen Yazıcıoğlu, TBMM'nin
demokrasinin gereği olarak YÖK kurumuna müdahale etmesini ve YÖK'ün
demokratik bir yapıya kavuşturulmasını istedi. Yazıcıoğlu ayrıca,
Yargı'ya müdahale eden, Yargı karşısında pervasızca davranan
kurumlara da yine Yargı'nın müdahale etmesi gerektiğini belirterek,
Anayasa'nın "Yargı bağımsızdır" maddesi gereğinde Teziç'in
açıklamalarının suç teşkil ettiğini öne sürdü. Yazıcıoğlu, bir soru
üzerine, bu konuda yaptığı basın toplantısının mahkemede davası
süren Rektör Aşkın'la değil, bu davada Yargı'ya müdahale eden YÖK
Başkanı Teziç ile ilgili olduğunu belirterek, kendisinin Yargı'ya
müdahalesinin söz konusu olmadığını söyledi.